Şiirleri Türk Edebiyatının en güzel örneklerindendi. Memleketine hasret öldü. Mavi gözlü dev 15 Ocak 1902 yılında dünyaya geldi. Nazım Hikmet 119 yaşında...

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

O mavi gözlü bir devdi.
Bir kadın sevdi.
Kadının hayali minacık bir evdi.
Bahçesinde ebruli, hanımeli açan bir ev...

Kimi zaman aşkın en can yakan halini, kimi zaman ümidi, kimi zamanda memleket özlemini, yani yüreğini kelimelere döken büyük şair Mavi Gözlü Dev Nazım Hikmet 199 yaşında.

Ömrünün büyük kısmı parmaklıklar ardında ve sürgünde geçti. Siyasi kimliği çok tartışıldı, ama şairliğine diyecek yoktu. Memleketine hasret kaldı Nazım Hikmet Ran. Acısından, sevdasından beslendi şiirleri, sesi dünyada yankı buldu. Hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler yazdı.

1902 yılının Ocak ayının ilk yarısında Selanik'te dünyaya açtı. Henüz 11 yaşındayken ilk şiiri, "Feryad-ı Vatan'ı yazdı.

Milli Mücadeleye katılmak için birkaç arkadaşı ile Anadolu'ya gitti. Ancak sağlığı el vermedi. İnsanları milli mücadeleye çağıran şiirleri yazdı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Çalıştığı dergi yüzünden cezaevine yollandı. Şiirleri ders kitaplarına girse, oyunları devlet tiyatrolarında oynansa dahi, o koğuşturmalardan kurtulamadı. Kitleleri etkileyen şiirleri bazılarını korkuttu.

Nazım Hikmet 1938 yılında orduyu ve donanmayı isyana teşvik iddiası ile çıktı hakim karşısına. Toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursadaki cezaevlerinde hapis yattı.

En güzel şiirlerini hapishanede, gökyüzüne hasret yazdı.

Vatanında tutunamayan Nazım Hikmet, çareyi Sovyetler Birliği'ne gitmekte buldu. Ardında o zamanki karısı Münevver'i ve 3 aylık bebeği Mehmet'i bıraktı.

25 Temmuz 1951'de ise Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarıldı.

4 evlilik sığdırdı ömrüne. Onlarca kadın girdi hayatına. Öyle ki onlara yazdığı şiirlerle 'Romantik Devrimci' diye anıldı edebiyat dünyasında.

Cezaevi yıllarından yadigar kalan kalp hastalığı peşini bırakmadı. Yorgun, yaralı ve memleket hasreti ile dolu olan yüreği 3 Haziran 1963'te durdu.

O memletine kavuşamasa da, şiirleri memleketinde kitlelerin duygularına, mutluluklarına hüznüne tercüman oluyor.