hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Muharrem İnce'den Erdoğan'a bütçe sorusu: 'Kimin parasını bu şekilde harcıyorsun?'

    Muharrem İnceden Erdoğana bütçe sorusu: Kimin parasını bu şekilde harcıyorsun
    expand

    CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 33 milyon lira olduğunu, 2017'de 33 kat artarak 845 milyon liraya çıktığını söyledi ve "Ey Erdoğan sana sesleniyorum. Sen kimin parasını bu şekilde harcıyorsun?" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP'nin adayı Muharrem İnce, ilk olarak Düzce mitinginde konuştu. Kürsüye İzmir Marşı ile gelen Muharrem İnce, meydandakilerle birlikte tempo tutarak marşı söyledi. Ardından meydandakilere hitap etmeye başlayan, "Düzce tamam mı?" diye soran ve "Tamam" şeklinde yanıt alan İnce'nin konuşması satır başlarıyla şöyle:

    Gülen'in iade belgeleri ortaya çıktı

    Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı bütçesini sordu

    "Konuşmama başlamadan önce Erdoğan'a, AK Parti Genel Başkanına bir sorum olacak. Bu sorulara cevap bekliyorum. Ama sakın başka yerlere çekme. Cumhurbaşkanlığının 2017 bütçesi, Ocak ayı 15 milyon, Şubat 26 milyon, Mart 27 milyon harcanmış. Yani eski parayla trilyon. Nisan 27 milyon, Mayıs 26 milyon, Haziran 32 milyon, Temmuz 26 milyon, Ağustos 29 milyon, Eylül 24 milyon, Ekim 32 milyon, Kasım 29 milyon, Aralık kaç para Aralık? Aralık 359 milyon. Bu ne biliyor musunuz? Bu şu. Cumhurbaşkanlığına bir ödenek ayrılmış, Ocaktan itibaren harcamış harcamış, bakmış artacak hani devlet malı deniz hikayesi var ya, sonunu söylemeyeyim; aynı onun gibi Aralık'a gelmiş bakmış kasada para var. Harcamasana onu ya, seneye aktar. Yok öyle yapmamış. 27 milyon civarı harcarken 359 milyon harcamış. Ey Erdoğan sana sesleniyorum. Sen kimin parasını bu şekilde harcıyorsun? Yüzde 85 'Evet' veren Düzce'deki AK Partili kardeşlerime sesleniyorum. Bu hakkaniyete uygun mu, böyle olur mu, yazık günah değil mi? Devamını getireyim. 2007 Cumhurbaşkanlığı bütçesi 33 milyon, yani trilyon. 2014 Cumhurbaşkanlığı bütçesi 199 milyon. 2018 845 milyon lira. 2007'den 2018'e yani 33 milyondan 845 milyona çıkmış, 25 kat artmış harcadığı para.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Muharrem İnce: 'Bu iş tamam, Türkiye bu değişimi istiyor'

    Dün akşam bir mesaj aldım ağladım. 'Asgari ücretle çalışıyorum,  senin kampanyana 50 lira yardım ettim' demiş. Asgari ücretle çalışan birinin kampanyaya 50 lira yardım etmesi korkunç bir şey. Bunu kim bilir? Benim gibi Artvin Doçka'da tek maaşla öğretmenlik yapmış biri bilir. Bu millet bankalarda kuyruk oldu, destek sürüyorlar. Kampanya buradan yürüyor. Yasa gereği bunun hesabını YSK'ya vereceğiz, yetmez. Bunun hesabını millete de vereceğiz. Mal varlığımı açıkladım, bunu da milletin önüne koyacağız. 


    İnce: Ağustos'ta fındık 15 lira olacak

    Ağustos'ta fındık 15 lira olacak

    Ağustos'ta fındık, Haziran'da Muharrem İnce Allah'ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı, Ağustos'ta fındık 15 lira olacak. İsteyen alır istemeyen almaz. Kalırsa devlet alacak. 6 milyon kişiyi ilgilendiriyor bu Türkiye'de. Size söz veriyorum. Bir köylü çocuğu olarak söz veriyorum. Köylüyü, orman köylüsünü, çiftçiyi ezdirmeyeceğiz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Farkım ne olacak?'

    Peki 16 yıl sonunda bir değişiklik yaptığınızda, yeni bir kişiyi seçtiğinizde benim farkım ne olacak? Bakın ben size anlatayım: 1- Türbanlı-türbansız ayrımı olmayacak. 2- 'Her şeyi ithal ederiz' yok öyle bir şey, Her şeyi üreteceğiz. Her şeyi üreten Türkiye olacak. 3- Oyun başlayınca kural değişmeyecek. Yani bir iş adamı yatırım yapacak, çalışmalarını yapıyor tam başlıyor, 3 ay sonra kural değişiyor. Böyle bir şey olmayacak. 4- Çocuklarımız gençlerimiz sınava geriyor değil mi? Sınava 9 ay, 7 ay, 4 ay, 2 ay kala değişiklik oldu. Maç başlamış ofsaytın kuralını değiştiriyorsun. Gençler size sesleniyorum; siz 24 Haziran'da sınava girecektiniz, şimdi kabine gireceksiniz. Sizinle dalga geçiyorlar. Siz de bunlara gömün. Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığında 'TEOG'u kaldırın', 'faizi indirin', 'üniversiteleri bölün', 'Başakşehir maçına gidin', böyle açıklamalar olmayacak. Cumhurbaşkanı ayak üstü açıklamalar yapmaz. Devlet yönetmek incelik ister. Kırk kere düşünüp bir kere yapacağız. Benim dönemimde halkın seçtiği belediye başkanını 'istifa et' diye baskı yapılmayacak. Benim dönemimde yolsuzluk olmayacak. Benim dönemimde damadım bakan olmayacak. Benim dönemimde oğlumun vakfı olmayacak. Benim dönemimde adil rekabet olacak. Muharrem İnce'nin döneminde ihaleler peşkeş çekilmeyecek. Meral atıl kalmayacak. İnsan atıl kalmayacak. 3 buçuk tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizler atıl kalmayacak. Balıkçılık, deniz taşımacılığı özendirilecek. Sanayinin yüzde 21'i atıl durumda, bunu harekete geçireceğiz. Bereketli topraklarımız boş duruyor, oraları ekip biçeceğiz. En önemlisi ne biliyor musunuz? Uzlaşmaya sağlayacağız barışacağız. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'Uzlaşmadan yol alamayız'

    Bütün annelere sesleniyorum. AK Partili, MHP'li, İYİ Partili, Saadet Partili, HDP'li annelere sesleniyorum. En değerli varlığımız çocuğumuz değil mi? Peki Erdoğan geliyor, 'Değiştir sınav sistemini'. Böyle bir şey olmayacak. Benim Cumhurbaşkanlığımda böyle talimatlar olmayacak. Sınav sistemi nasıl olacak? Masanın bir ucunda AK Partililer, yanında ülkücüler, yanında HDP'liler, yanında Saadet'liler oturacak, yanında CHP'liler oturacak. Karşılarında ben oturacağım. Cumhurbaşkanı olarak eğitimde uzlaştıracağım. Eğitimde uzlaşmadan yol alamayız. Bir model ortaya koyacağız, kim iktidara gelirse gelsin o modelden devam edecek. Yani çocuklarımızın sınav kağıdını çaldırmayacağız."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bolu mitinginde konuştu

    Muharrem İnce daha sonra Bolu mitinginde konuştu. Kürsüye gelişinde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "Birkaç cevabım olacak" diyerek hedef alan Muharrem İnce, şunu konuştu:

    Erdoğan'a Fetullah Gülen'in iadesi yanıtı

    Dedim ki, 'Fetullah Gülen'i usulüne göre istediniz mi?' 'İstedik' dedi. 'Sonra beni Amerikalılar aradı' dedim, 'Amerikalılar seni niye arasın?' dedi. Bakın bir tiyatro oynuyorlar. Amerikalılar vermek istemiyor, Erdoğan da almak istemiyor. Çünkü alırsa başına bela olacağını, eski ortaklık günlerini hatırlatacağını biliyor. Çünkü bankaları nasıl açtıklarını, Bank Asya'yı nasıl kurduklarını, kimleri nasıl vali yaptıklarını, 60 generali emekli edip kimi nasıl Hava Kuvvetleri Komutanı yaptıklarını, bütün suç ortaklıklarını anlatacak. İkisi beraber Türkiye'ye ihanet ederken iyiydi, sonra FETÖ bunlara ihanet edince kötü oldu. Bu kardeş kavgası. Hani Türk filmlerinde 'Durun siz kardeşsiniz' diyor ya, aynen o işte.

    'Filistin mitingini kendisi için, seçim için yapıyor'

    Meydanlarda Filistin mitingi yapıyor değil mi? 'İsrail'den tohum almayı bırak', 'Bırakmam' diyor. 'İsrail ile petrol taşımacılığını bırak', 'Bırakmam' diyor. 'Mavi Marmara'da aldığın 20 milyonu iade et', 'Etmem' diyor. 'İsrail ile gizli anlaşmaları bırak', 'Bırakmam' diyor. Peki ne yapacaksın? 'Miting yaparım' diyor. Demek ki, miting ne için var? Kendisi için, seçim için.

    'Türkiye Filistinliden vize istiyor, İsrailliden istemiyor'

    Sıkı durun bir şey daha açıklayacağım, 81 milyonun bunu bilmesi lazım. Burada bir Filistinli var Müslüman, burada da bir İsrailli var. Filistinlinin Türkiye'ye gelmesi için vize alması gerekiyor ama İsraillinin Türkiye'ye gelmek için vize alması gerekiyor. İşte Erdoğan'ın adaleti, Müslümanlığı bu. Bunu görmüyor musunuz? 

    "Ben sizin çocuklarınız için uğraşacağım. Çocuklarınıza iyi eğitim vermek için uğraşıyorum" diyen İnce, kucağında Oğuz Kaan adlı 40 günlük bebeği bulunan bir anneyi kürsüye çağırdı. Bebeği bir süre seven İnce, "İşte Oğuz Kaan'ın geleceği için, güzel bir ülkede yaşaması için uğraşıyorum" dedi. 

    "Değerli Bolulular neler yapacağız?" diyen Muharrem İnce, şunları sıraladı:

    'En zengin Orman Genel Müdürlüğü, en fakir orman köylüsü'

    Türkiye'de ne kadar ormanı köylüsü var? 7.5 milyon. Yani her on kişiden 1'i orman köylüsü. Milli gelirin yüzde 1'ini alıyor. Yazık günah. En ezilen kesim orman köylüsü. Peki Türkiye'nin en  zengin kurumu neresi? Orman Genel Müdürlüğü. En zengin Orman Genel Müdürlüğü, en fakir orman köylüsü. İlk yapacağımız iş Orman Genel Müdürlüğü'nden alıp orman köylüsüne vereceğiz.

    'Gençler sizi geleceğe hazırlamamız gerekiyor'

    Gençler sizinle birlikte bu ülkeyi kalkındıracağız. Önümüzdeki günlerde dünyada yeni meslekler konuşulacak. Dünyada artık bambaşka meslekler var. Robot koordinatörlüğü var. Mekatronik mühendisliği var. 5 yıl sonra dünya bunları konuşuyor olacak. Bugün adını bilmediğimiz 16 meslek gündeme gelecek. Sizi bunlara hazırlamamız lazım. Eğitime bakıyorsunuz yapboz tahtası. 24 Haziran'da sınava gireceğiniz yerde kabine gireceksiniz. Değişecekse sınav tarihi değişmeyecek, seçim tarihi değişecek. Öğretmen ağabeyiniz olarak kardeşlerim, evlatlarım sizden 24 Haziran günü bir şey istiyorum, bunları paketleyin. Meydanlarda 'kuantum' diyen, 'uzay madenciliği' diyen bir Cumhurbaşkanı olacağım. Siz özgürce tweet atacaksınız. Wikipedia'yı açacağım, Pasolig'i kapatacağım. 

    'Marka, tasarım, teknoloji üretmeyi başaracağız'

     Türkiye'nin her şeyi var Allah'a şükür. Un var, şeker var ama kötü bir usta var. Bizim 'Neden yoksuluz?' sorusunu kendimize sormamız lazım. Tekstilde iyi miyiz, iyiyiz. Üretiyoruz. Televizyon üretiyor muyuz, üretiyoruz. Otomobil üretiyor muyuz, üretiyoruz. Ama avare kasnak gibi çalışıyoruz, boşa çalışıyoruz. Para kazanamıyoruz. Bir İtalyan elbisesine 15-20 bin lira ödüyorlar, o elbise Türkiye'de dikiliyor. Ama Türkiye'deki 30 lira kazanıyor. Bir televizyondan Türkiye 10 euro, bir otomobilden 100 euro kazanıyor. Yazık günah? Çünkü Türkiye'nin bir Mercedes markası, bir otomobil markası yok. Fason çalışıyoruz. O zaman ne yapacağız? Markamız olacak. Dünyada ilk 100 arasında tek bir tane Türk markası yok. 1- Markamız olacak, 2- Tasarım yapacak gençlerimiz, 3- Türk teknolojisi olacak elimizde. Peki bu markayı, tasarımı, teknolojiyi kim yapacak? Gençler yapacak. Gençler kulağınızda küpe olsun, markada yoksan arkada olursun. Arkada olmak istemiyorsan, markada olursun. Bunu başaracağız." 

    'Yardımları Erdoğan ya da AK Parti yapmıyor, devlet yapıyor'

    19 Mayıs'ta ve 29 Ekim'de 500 lira 'Cumhuriyet bursu', 500 lira 'Gençlik bursu'. Alacaksınız bunu. Bu parayı size Muharrem İnce vermeyecek, CHP de vermeyecek. Nasıl ki, şimdi yapılan yardımları Erdoğan yapmıyorsa, AK Parti yapmıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti yapıyor; Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığında da bu ülkenin hazinesinden verilecek. Her yıl 10 bin öğrenciyi yurt dışına göndereceğim. 2 yıl içinde bütün yurt sorununu çözüp asla sizi tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğim.

    'Ankara'daki apartman dairemde oturmaya devam edeceğim'

    Özgür olacaksınız, sorgulayacaksınız, Cumhurbaşkanını da eleştireceksiniz. Ancak böyle gelişir bu ülke. Cumhurbaşkanı 'tezek' demeyecek, 'pislik' demeyecek, tezek yok gelecek var. Cumhurbaşkanı 300 arabayla gezmeyecek, saraylarda yaşamayacak. Benim bir evim var zaten Ankara'da. 14 sene kirada oturdum, 1. 5 sene oldu bir apartman dairesi aldım Ankara'da. Zaten bana saray gibi geliyor. Helal parayla alınmış bir ev. Orada oturmaya devam edeceğim. Devletin işleri için  Atatürk'ün makamına Çankaya Köşküne gideceğim. 

    Çiftçi kardeşim canını sıkma. İki Trakya büyüklüğünde alan dikilmese de artık Müslümanlar Kurban Bayramı'nda angus kesse de bu sorunu çözeceğiz. Bu sorunu köylü çocuğu Muharrem İnce çözecek. Çiftçiye mazot 3 lira, asgari ücret 2 bin 200 lira olacak.

    Hepinizden bir alkış istiyorum. Ne için? Şu anda milletvekili listelerinde olmasa da burada seçim kampanyasında olup beni desteklemeye gelmiş çok sayıda arkadaşım var. Onlara kocaman bir alkış istiyorum. Yani diyorlar ki, 'Hedef büyük, zaman dar, işimiz çok. Bu işlerle ilgilenmiyoruz şimdi, önümüze bakıyoruz. Önümüzde bir seçim var, Allah'ın izni, milletin isteğiyle bu seçimi kazanacağız'.

    Gençlere sosyal medya sloganı verdi:  'Devlet yönetimi 'İnce'lik ister'

    Erdoğan yine bir manifesto açıkladı. Manifesto nedir? Gelecek bildirgesidir, 'gelecekte şunları yapacağım' demektir. Yahu sen 16 senedir iktidardasın, faizi düşürememiş, terörü bitirememişsin. Sen yapsan yapsan iflas belgesi açıklarsın. Bizim dönemimizde şöyle olacak, sloganınız sosyal medyada şöyle olsun gençler: 'Devlet yönetimi 'İnce'lik ister', 'Kötü gidişada dur demek için İnce ayar vereceğiz', bir tane daha söyleyeyim, 'İnce eleyip sık dokuyacağız'. 

    Meslek lisesinde okuyan gençlerimiz var. Onlara numara alınmış ama sigortaya girişi yapılmayanlar var. Ben bir meslek lisesi mezunu olarak onların bu sorununu en kısa sürede çözeceğim. Kimsenin kuşkusu olmasın.

    Bana şunu sorabilirsiniz? 'Muharrem İnce sana oy vereceğiz, senin Erdoğan'dan farkın ne?' Bakın anlatayım: 1- Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığında asla kameraların karşısına geçip, 'Benim Genelkurmay Başkanım', 'Benim valim' şeklinde bir cümlem asla olmayacak. Çünkü onlar 'benim Genelkurmay Başkanım', 'benim valim' değil, devletin Genelkurmay Başkanı, devletin milletin valisi. Tapulu malım mı benim onların. 2- Oyun başlayınca kural değişmeyecek. Bir işadamı yatırım yapacak, mevzuat belli. Kazmayı sallayacak 3 ay sonra mevzuat değişiyor. Böyle bir şey olmayacak. 3- Cumhurbaşkanından 'TEOG'u kaldırın', 'Faizi indirin', 'Üniversiteleri bölün' talimatları duymayacaksınız. Bir şey daha söyleyeyim benim damadım bakan olmayacak. Bir şey daha söyleyeyim, benim oğlumun vakfı olmayacak. Mesela yine Türkiye'nin atıl kalan değerleri var. Meraları, insan kaynağı, denizleri atıl, balıkçılık yok, deniz taşımacılığı yok. Sanayisinin yüzde 21'i atıl, boş duruyor. Bütün bunları harekete geçireceğiz. Sanki burası bizim değil de vermişler bize, biz de üzerinde nöbetçiyiz gibi. Hayır biz bu toprakların üzerinde nöbetçi değiliz. Sahibiyiz. Üreteceğiz, bölüşeceğiz, kazanacağız. Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığında Türkiye'nin unuttuğu bir şeyi yeniden hatırlatacağız: Uzlaşma, barışma, kucaklaşma. Nasıl çocuk yetiştireceğimizde uzlaşacağız. Süremiz 1 yıl. 1 yılda bu uzlaşmayı sağlayıp, yeni bir modelle yola çıkacağız. Kim iktidarda olursa olsun o modeli devam ettirecek. Ancak böyle başarılı olabiliriz. Dayatmayla eğitim, ekonomi olmaz.

    Ekonomide; bir hukuk devleti olacağız. Türkiye'nin mahkemelerine önce bizler güveneceğiz, sonra Amerikalı da İngiliz de Fransız da güvenecek. Merkez Bankası Başkanını CHP Genel Merkezine çağırmayacağım. Ekonomiyle ilgili köşe başlarına bürokrat atarken, sizden bizden, türbanlı türbansız gibi bir derdim olmaz. İşini iyi biliyor mu, bilmiyor mu, ona bakacağız. TOBB'a başkan kim olacakmış? TİSK'e başkan kim olacakmış? Bana ne. Cumhurbaşkanının işi mi bu? O STK'lara kim başkan olursa olsun, ben onunla çalışırım. Liyakatli insanlar olacak. Mesela Türkiye'de yeni bir dönem başlatacağız. Şu ana kadar Türkiye'de siyasetçi hep şunu dedi, 'Ey aziz milletim işler kötü, kemer sıkın' dedi. Hep millete kemer sıkın dediler. Muharrem İnce tersini söylüyor, millet değil, devlet kemer sıkacak. Örnek mi? Anlatayım. 4 milyon Suriyeli var. 40 milyar dolar harcadık. Bu 40 milyar dolarla konut yapsaydık, 2 milyon konut yapardı. 1 saray yaptı. O sarayla konut yapsaydık, 100 bin konut yapardık. 2 milyar dolar harcadı. İşte öyle şatafatlı saraylar, öyle yok onlar.

    'Şam'a Türk Büyükelçisini göndereceğim'

    Bakın bir şey anlatayım size, yıl 1923. Cumhuriyet kurulur, 5 yıl İngilizler büyükelçi göndermez Türkiye'ye. Derler ki, 'Mustafa Kemal Paşa savaşı kazandı ama devlet kuramaz'. Atatürk 1937'ye doğru gelince, 2. Dünya Savaşı'nın kapıda olduğunu görür, 'Türkiye'yi sağlama alayım' der. Önce gider İran, Afganistan, Irak ve Türkiye bir Sadabat Paktı'nı kurarlar. Doğuyu ardını sağlama alır. Sonra Yunanistan'la savaştık yendik ama 'Ben barışayım yine de barışın ekonomisi daha güçlüdür'. Yunanistan ve Romanya ile Balkan Paktı'nı kurarlar. 2. Dünya Savaşı geldiğinde Türkiye'nin etrafı bir barış çemberidir. Sonra Amerikalı bir büyükelçi Atatürk'e sorar, 'Yunanistan'ı savaşta yendiniz, neden  tazminat istemediniz de barıştınız?' Atatürk şöyle yanıt verir: 'Tazminat bir seferlik o savaşın parası, oysa ekonomiyi geliştirirsek, ekonominin parası savaştan fazladır.' O büyükelçi de der ki, 'Hayatta gördüğüm en büyük dahi Mustafa Kemal Paşadır'.

    'Suriyeliler davul zurnayla memleketlerine geri dönecek'

    Şimdi bakın 4 milyon Suriyeli Türkiye'de. Peki Türkiye'nin Suriye'de büyükelçisi var mı? Yok. Niye yok? Erdoğan, Esad'a küsmüş. Ya 4 milyon insanı burada bakıyoruz, oraya bir büyükelçi gönder, ilişki kur, yumuşat, gönder bir şekilde. Allah'ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda, Şam'a Türk Büyükelçisini göndereceğim. Suriye'ye yeni bir anayasa yapılacak, seçim olacak, Suriye'nin içindeki ve dışındakiler oy kullanacak. Suriye'nin toprak bütünlüğü korunacak ve davul zurnayla Suriyeliler memleketlerine geri dönecek. Bunu başarabiliriz.

    'Tek adam ve ehliyetsiz ekibi göndereceğiz, güçlü bir lider ve bir ekip çalışması gelecek'

     

    Ayaküstü, medyatik, başlık olsun, radikal, insanların hoşuna gitsin, CHP'lilerin hoşuna gitsin diye dış politika olmaz. Yani dış politika 'Ben şu İsrail'e biraz çakayım, AK Parti tabanı da mutlu olsun, oyları da sandığa doldurayım'. Böyle bir dış politika olmaz. Ben böyle bir dış politika yapmayacağım. Uzmanlarla çalışacağım. Erdoğan ile İnce arasındaki fark şu. O bir tek adam. Her şeyi o biliyor. Yanında da ehliyetsiz bir ekibi var. Şimdi bu tek adam ve ehliyetsiz ekibi göndereceğiz. Güçlü bir lider ve bir ekip çalışması gelecek. Ortak akılla ortak iyiyi bulacağız. Liyakatlı insanlarla çalışacağız.

    YSK'daki hakimlere sesleniyorum. Sizden torpil istedğim yok, sizden istediğim yasalara uyun, yamuk yumuk iş yapmayın. Avukat arkadaşlarımı da YSK'nın önüne çağırıyorum. YSK üyelerini de uyarıyorum, bakın yanlış bir iş yaparsanız, sokaklara resminizi asarım, sokağa çıkamazsınız. 

    Aslında bana gariban diyor ama ben dünyanın en zengin adamıyım? Neden biliyor musun? Bir kere ben insanları Türk Kürt diye, Alevi Sünni diye, kadın erkek diye, sağcı solcu diye ayırmam. Hani bir şiir var ya, 'Bölelim kardeşim memleketi ikiye bölelim, bir yanda hırsızlar, soyanlar olsun diğerleri de bir yanda olsun' diyor ya. Ben insanları ayırmam. Zenginliğe gelince benim gönlüm zengin."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow