hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Son dakika: Sıradışı bir Türk aydını portresi: Cemil Meriç | Video

    KAYNAKCNN TÜRK

    Sağcı mıydı, solcu muydu? Kimdi? Hep bu soruyla gündeme geldi. Bugün sıradışı bir Türk aydınının lüm günü. Türk entellektüel hayatına yön vermiş isimlerden biri olan Cemil Meriç, 13 Haziran 1987'de hayata gözlerini yumdu. İşte hayat öyküsü...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    HEM KESKİN KALEM, HEM DE ZAMANIN ÖTESİNDE DÜŞÜNÜRDÜ

    "Sevgi garip bir yangın, yaşaması için büyümesi gerek. O yangına her şeyini atacaksın, zamanını, gururunu, dehanı..." Bu cümleleri yazacak kadar duygusal, "Zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur" diyecek kadar keskin bir kalemdi. Hayatını Türk kültürüne adamış bir fikir işçisiydi Cemil Meriç...

    Tarihe her zaman çok önem verdi. Yerli ve milli olmak onun sözlerinde anlam kazandı. Dönemin sözde Türk aydınına, "Batılı dostları alınmasın diye hazinelerini gizlemeye çalışır, sonra unutur hazineleri olduğunu" diyerek sert eleştirilerde bulunur. Türkçe'ye de sonsuz bir aşkla bağlıdır.

    "İNSANLAR KIRICIYDILAR, KİTAPLARA KAÇTIM" DEMİŞTİ

    Cemil Meriç, Balkan Savaşları'ndan dolayı Yunanistan'dan göç etmiş bir ailenin çocuğu. 12 Aralık 1916'da Hatay Reyhanlı'da doğdu. İçine kapanıktı, "İnsanlar kırıcıydılar, kitaplara kaçtım" demişti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hatay'ın Fransız mandası olduğu yıllarda ilk eğitimini aldı. İlk makalesi henüz 16 yaşındayken Yeni Gün gazetesinde yayımlandı. Lise eğitimini İstanbul Pertenviyal Lisesi'nde tamamladı. İstanbul'da Nazım Hikmet ve Kerem Sadi ile dostluk kurdu. 1939 yılında memleketi Hatay'da sosyalist bir devlet kurma iddiası ve Hatay hükümetini devirmek suçundan yargılandı. Beraat etti ama dostları ona sırt çevirmişti.

    Hatay'da kalmadı, İstanbul'a döndü. Tüm görüşlere kapısı açıktı ama sorgulayıcı bir insandı. Geniş bir yazar çevresi edindi. O dönemde evlendi, çocukları oldu. "Düşüncenin gökkuşağını bütün renkleri ile sevmek" dedi; hep yazdı, hep düşündü.

    38 YAŞINDA GÖZLERİ KAPANDI AMA YILMADI HEP YAZDI

    1954 yılında 38 yaşında bir kaza sonucunda gözlerini tamamen kaybeden Cemil Meriç, büyük bir buhran yaşadı. Eşi Fevziye Hanım ve ailesinin desteği ile hayata tutundu. Gözlerini kaybetmesi dünyayı daha da çok anlaması için araçtı.

    Meriç, eşinin ölümünün hemen ardından beyin kanaması geçirdi ve felç oldu. Bundan 4 yıl sonra 13 Haziran 1987'de 71 yaşında hayata veda etti.

    Hayatı boyunca olduğu gibi ölümünden sonra da sağcı mı yoksa solcu mu olduğu tartışıldı. Gözlem, düşünce ve analizleri hem sağ hem de sol kesimin beğenisini topladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "SAĞCI, SOLCU YOK, NAMUSLULAR VE NAMUSSUZLAR VAR"

    "Bu ülkede, ilerici, gerici, sağcı, solcu yoktur, namuslular ve namussuzlar vardır" cümlesiyle görüşünü net şekilde ortaya koydu. Cemil Meriç keskin kalemi, Türkiye'nin köklerine olan inancı ve tüm kesimlere yönelik mesajlarıyla hep önde gelen bir aydın olarak bu dünyadan geldi, geçti.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow