Gerçeklik algımız, hayatımızda olup bitenlerden çok, beynimizin içinde olup bitenlerle ilgilidir. İlişkilerle ilgili çoğu kişi eskiden düşündüğü ve inandığı şeyleri zaman içinde değişiyor. Sadakat, güven, sevgi, cinsellik, paylaşım, emek, terkedilme, ayrılık gibi tonlarca başlıktaki algı ve düşünce bir anda başka bir hale dönüşebiliyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Gördüğümüz, yaşadığımız şeyin bilgisi Talamustan girer ve talamusta hikayenin bağlantıları kurulur. Talamusa dışarıdan gelen bilginin on katı oranda bilgi de kortekslerden talamusa geliyor ve kıyaslanıyor. Kıyaslama sonucu çıkan sonuç yeni ise yeniden yazılıyor, gelen veriyle uyumluysa yeniden ciddi bir işleme tabi tutulmuyor. Bu yüzden yeni bilgilerle düşüncelerimiz değişiyor ve eskiyi de yeniyi de değiştirmek bu sisteme göre zor görünüyor.

İş sadece beynin nasıl kayıt tuttuğuyla da kalmıyor. Beyin eski hikayeleri ve ondan olma olasılıkları talamusa getirirken Limbik sistem de o anının duygusuna giriyor ve titreşim yaratıyor. Eksik veriyle kıyaslama yapılırken düşünen beyinden güçlü olan hisseden beyin hemen olumsuz hislere giriyor ve böylece yaşadığımız olayın kıyasla neticelenme ve işlenme süreci de hatalı oluyor. Beynin bu işlem esnasında harcadığı kalori ve eforu tahmin bile edemezsiniz. Üstelik birden fazla tepkime yaratan nüans var. Bu yüzden anılar üstünkörü kaydediliyor, kıyaslama eksik veriyle oluyor ve bir de hisseden beynin düşünenden hızlı olduğunu, duyguların olumsuz devreye girmesinin gücünü katarsak bu şahane beyinle ne zor hayatlar yaşıyoruz.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Betül Yergök, hem avukat hem yaşam koçu ve özel olarak nörobilim üzerine çalışıyor. Tüm duygu ve davranışlarımızın, tüm yaşam sürecimizin beyindeki seyrini, beynin yönetimini ve daha iyi bir hayat için iyi bir “Beyin Orkestrası Şefi” olmayı anlatıyor.