Bir süredir neredeyse herkesin kullandığı bir tabirdir “konfor alanı”.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Zihin matrisimizin ana kodlarından olan “hayatta kal” kodu ile “kayıp-kazanç mekanizması” devreye giriyor aslında konfor alanının öncesinde. Mutlaka bu alanın oluşmasına neden olan bir olay yaşanıyor ve kendimizi korumaya alma isteğimiz doğuyor içimizde. İşte bu dürtü geliştiğinde hayatta kal kodu devreye giriyor. Peki en iyi hayatta kalma biçimi nedir: sorunsuz ve kayıpsız bir cephe kurmak!

Örneği ilişkiler konusunda, iletişimde adım atmamayı, risk almamayı ve güvenmemeyi kodlamış olabiliriz. Erkeklerde sorumluluk almamak ve kadınlarda iletişimde girişken olmamak bu kodlamaların en bariz örnekleridir. Kendimizi eylemsiz kılarak ve girişken olmayarak güvenli cephede tuttuğumuzu hissederiz. Bazen kötü giden bir evliliği ya da ilişkiyi sürdürmek ya da sürünerek gidilen işten çıkmamak olarak da karşımıza çıkar.

İçinde bulunduğumuz alanda (evlilik, ilişki, iş) pek mutlu olmayabiliriz ama bu alanın dışını ise bilmediğimiz için dış alanı bir ormanda tek başına kalmak olarak yorumluyor olabiliriz. Bu hayatta kalma kodunun verdiği histir. O kod bu alan için “bildiğin alan; diğer alanı hiç bilmiyorsun, alanın dışında ya savaşamazsan ya hayatta kalamazsan, ya kaybedersen” diye diye bizi bu alanın iyi olduğuna ikna eder.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Betül Yergök, hem avukat hem yaşam koçu ve özel olarak nörobilim üzerine çalışıyor. Tüm duygu ve davranışlarımızın, tüm yaşam sürecimizin beyindeki seyrini, beynin yönetimini ve daha iyi bir hayat için iyi bir “Beyin Orkestrası Şefi” olmayı anlatıyor.