hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Emre Tilev Emre Tilev

    Korkmayan kazanacak

    23.09.2017 Cumartesi | 13:54Son Güncelleme:

    Kadıköy’deyim..Hava çok sıcak, karnım aç.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Simit almak için eğildim,
    2 tane dedim ki,
    Kükredi
    Korktum,
    “Ne olur maç”
    Şaşkınca baktım, anladı ekledi “Derbi be abi”
    Ne bileyim derbiler hep sürpriz olmaz mı diye geçti aklımdan,
    Sonra durakladım,
    “Simit” dedim…
    Gülümsedi;
    “İki elim kanda olsa gideceğim maça,” devam etti konuşmaya,
    “Daha öncekilere gitmemiştim ama bu Alanya maçı ile şahlandık biz…”
    Şahlandı mı? Fenerbahçe gerçekten?
    Kadıköy’de oynamak avantaj,
    Lakin bu yıl ortalama; 31,952.
    Tam anlamı ile dolmamış, derbi farklı olacak.
    Alanya galibiyeti itici güç oldu,
    Moral verdi,
    Taraftar için mıknatıs etkisi.
    Hele yönetim istemedikçe gitmiyorum diyen Aykut Kocaman açıklamaları.
    Dolu tribünler,
    Bu yılın hepsinden farklı atmosfer.
    Fenerbahçe taraftarı ile bu önemli güç.
    Düşünürken bunları telefonum çaldı…
    “Buyur”
    “Ne olur maç…”
    “Kimsin?”
    “Kuzen lan ben Cem gidebiliyor muyuz maça”
    “Derbiye”
    “Evet oğlum bak biz deplasmanları dar ettik rakiplere Porto’daki gibi oynayalım 3 atarız…”
    “Tabi canım tabi…”
    “Bak takvime…”
    Bakalım;
    Beşiktaş deplasmanda, Kasımpaşa, Karabük, Porto
    Bu yıl güçlü deplasmanlar onlar için daha motive edici oldu,
    Porto çıkmazından 3 puan otobanına harika bir yol buldular,
    Kasımpaşa deplasmanı dışında sorunları olmadı,
    Bir puan kazanç mı? 2 puan kayıp mı o tartışılır…
    Ve şimdi bu iki takımın buluşması;
    Tam o sırada simitçi, telefondaki bana baktı,
    “Bizim Volkan zor görür kaleyi…” diye gür sesi ile şahlandı,
    “Bence de” dedim içimden, bu aralar çok formsuz yan toplar birebir ne oldu acep?
    Fenerbahçe kaleyi kime verir?
    Küskün Volkan, kale Kameni’de.
    Tersi olursa bu durumda küsecek Kameni’yi toparlamak çok zor.
    Kulisler kızışmıştır.
    Lakin hatalı hep Volkan mı?
    12 gol yemiş Fenerbahçe, yol geçen hanı defans,
    Sorun yetenekli oyuncular karşısında boşalama,
    Sorun hamle gücü olanlar karşısında etkisizlik,
    Sorun savunmadan top çıkarmada gelen prese yenik düşme,
    Sorun savunma ile önünde oynayan ikili ya da tekli ismin uyumu,
    Sorun toparlayıcı bir ismin olmaması,
    Sorun çok,
    Mehmet Topal iyileşiyor oynayacak ama yetmez,
    Bunları düşünürken telefon sarsıldı ses ile,
    “Cenk ne atıyor be bilader,” dedi kuzen,
    “Atıyor” dedim, sustum…
    “Bak” dedi, “dur” dedim rakamlara bakayım;
    Tüm arenalarda 26 gol atmış Beşiktaş ve ortalama her maç kaleye 16 şut atmış,
    Geride kalan 16 maçta atılan 26 gol neredeyse maç başı 2 gol demek,
    Cenk ortalarda çok etkili ama asıl önemli olan pozisyon yaratma kabiliyeti,
    Babel kendini buldu, yıllar sonra Şenol Hoca gayreti ile Hollanda milli takımında,
    Görün Lens’de alacak milli formayı,
    Babel Cenk uyumunda ana etken işleyen Talısca ve koşan Oğuzhan,
    Koşmaz ise Oğuzhan mahzunlaşıyor Beşiktaş.
    Lakin Tolgay var kenarda.
    Yüzde 83 ile ligde en fazla pas oranı bu orta alanda.
    Kim durduracak onları.
    Ağır olduğu için eleştiri oklarındaki Ozan,
    Koşmuyor diye tartışılan ve sakat olduğu için oynamayacak Dirar,
    Hücum yönü güçlü defans yönü sorunlu Alper.
    Peki onları kim durduracak ve hatta, Valbuena’yı kim zorlayacak.
    Savunmada etkili lakin ileri çıkışlar ile arkası boş kalan Caner mi?
    Göbekte ilk hamle sıkıntısı yaşayan Tosic mi?
    Sert oyun karşısında sert kalan ve kartta yakım Pepe mi?
    Yoksa orta alandan Atiba mı?
    Bu maç orta sahaların kapışması olur.
    Simitçi konuşuyor, kuzen telefonda anlatıyor. Kafam allak bullak.
    İşte böyle oynayan kaybedecek dedi zihnim.
    Yani sistemi olmayan.
    Bam bam bam taktik maktik yok gol diyen.
    Çünkü ara pasları çok iyi olan orta alanlar var.
    Çünkü kaleye ortadan dikine giden isimler var.
    Çünkü adam eksilten inceciler var.
    Durup düşünürken,
    Telefonu kapattım, simitten bir ısırık aldım.
    Arkamdaki simitçi haykırdı abi telefonda stilmiş hani…
    Stil…
    Oyun içinde en önemli ayrıntı.
    Beşiktaş’ın oyun stili,
    Kafamın duraklarında canlandı kartalın artıları ve stili,
    Oyunu rakip sahaya yıkar,
    Ortadan saldırır, (Talisca-Atiba-Oğuzhan)
    Soldan saldırır, (Bak Q7, arkasında Caner)
    Topa daha çok sahip olur,
    Sık orta açmayı dener (Babel ve Q7)
    Sık ara pas dener, (Oğuzhan)
    Rakip takımın agresif oynamasına sebep olur
    Rotasyon yapar, ( Tolgay-Lens-Medel-Negredo-bunlar her takımda banko oynamaz mı?)
    Mesela bu isimler Fenerbahçe’de olsa kim oynamaz?
    Tolgay mı?Ozan mı?
    Souza mı? Medel mi?
    Alper mi? Lens mi? (ki bir ara Lens’di)
    Van Persie mi? Negredo mu? (Sabaha kadar Negro)
    O zaman diye düşünürken Fenerbahçe canlandı aklımın diğer yanında,
    Fenerbahçe’nin oyun stili nasıl?
    Topa daha çok sahip olur (Mehmet ve Valbuena)
    Oyunu rakip sahaya yıkar (Isla Alper ve Guiliano)
    Sağdan saldırır (Alper ve takviye Isla)
    Kısa pas (Valbuena-Guilanao / DeSouza Alper / Mehmet-Alper Neto-Josef vs )
    Rakip takımın agresif oynamasına sebep olur, (Tosic ve Pepe karşıda sert bir Janssen)
    Rotasyon yapma konusunda sıkıntı var,
    Bu stil ile üç puanı kim kapar?
    Simitçi arkamda,
    Telefon elimde,
    Umutlar taraftarın düşlerinde
    Ve Aykut hoca için en zor viraj önünde,
    Kaybederse işi zor.
    Bu zorluk yok Şenol Hocada.
    Bu zorlar mı anlayışı,
    Zorlamaz mı?
    Tam düşünürken bunları bir korna sesi ile irkildim,
    Kafayı kaldırıp baktım, bir jeep siyah içinde tanıdık bir yüz,
    Aziz başkan, kafayı çıkardı bir an, göz göze geldik.
    İnerim bak soyunma odasına bakışı buysa eğer,
    Titrememek elde mi?