hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Ahmet Hakan Ahmet Hakan

    Oralardaydım

    02.06.2014 Pazartesi | 07:52Son Güncelleme:

    31 Mayıs izlenimleri.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İki gazeteci, bir televizyoncu, bir de avukat... Çıktık seyreyledik İstanbul’u... Gördüklerimiz şunlardı: Adım atmalarına dahi izin verilmeyen şaşkın ve çaresiz turistler... Gözaltında adını bile bağıramayan uzun saçlı genç adamlar... İşgal altındaki Bağdat’ta bile rastlanmayacak denli yoğun kontrol noktaları... Ancak araya adam koyarak aşılabilen polis barikatları... Evlerin pencerelerinden yükselen tencere-tava sesleri... Bize çok nostaljik gelen “Oradan gitmeyin, müdahale var” uyarıları... Yasal mermileriyle üzerimize doğru yaklaşmakta olan komiserler ve komiser yardımcıları... 12 Eylül dahil hayatımızın hiçbir döneminde görmediğimiz sayıda sivil/resmi polis... İşte İstanbul’da bir cevelanın kısa notları... İşte semt semt gördüklerimiz, işittiklerimiz ve de yaşadıklarımız...

    TEŞVİKİYE: Mahallenin kahvesinde oturuyorduk... Haber ayağımıza geldi... Olup bitenler, geçen sene olup bitenlerin aynısıydı: “Çarşı”nın gelişi, Teşvikiye Meydanı’nda küçük çaplı bir nümayiş, TOMA’ların piyasaya çıkışı, “biber gazı üstü az tazyikli su” olayına geçiş, kaçışmanın başlaması, gözlerin yaşarması, ortalığın savaş alanına dönmesi, Atiye Sokak’ın keyfinin kaçması, bizim kahvenin masalarının içeri taşınması... Kısacası “Teşvikiye 2013” ile “Teşvikiye 2014” arasında pek bir fark yoktu.

    *

    HARBİYE: “Hadi Taksim’e gidelim, bakalım orada neler oluyor” dedik... Demez olaydık! Teşvikiye’den Harbiye’ye kadarki süper kısa mesafede en az 10 ayrı polis kontrol noktası vardı... Gelenler geri çevriliyordu... Kontrol noktasının ilkinde bir “komiser”, bize geçiş izni verdi... Sonraki her kontrol noktasını, “Komiser Bey’den izinliyiz” diyerek aşmayı başardık... Yoldan çevrilen Japon turist kafilelerinin şaşkınlığını ise anlatamayacağım: Filmi çevrilir, romanı yazılır.

    *

    TAKSİM: “Komiser Bey”in izniyle Divan Oteli’nin önüne kadar ulaştık. Divan Oteli’nin önünde manzara-i umumiye şöyleydi: “Her yer polis/Her yer polis”. Metrekareye 33 polis sığıyordu. “Taksim Yayalaştırma Projesi” vardı ya... İşte o proje gitmiş, yerine “Taksim Polisleştirme Projesi” gelmişti.

    Ahmet Hakan'ın yazısının devamı için tıklayın...