Clickbait'ten Topluluğa: Medyada Web3 Teknolojisinin Adımları
Web2 dönemi 2000’lerden bu yana hayatımıza girdiğinden beri medya temel bir değişimden geçiyor. Sosyal medyanın yükselişinin hem bireysel hem de marka iletişimine olan etkisini artık üzerinde konuşmaya gerek olmayacak şekilde zaten iliklerimize kadar biliyoruz. İşte sosyal medyanın bu yükselişi aynı zamanda programatik reklamcılığın yükselişine de çok yardımcı oldu.
Ancak her dönem gibi, fazla tüketimin, tüm seçeneklerin değiştirilip aynı sonuca ulaşması gibi sadece bilgi, reklam ve clikcbait dediğimiz tıklayınca karşı tarafı zengin eden medya biçiminin de sonuna gelmeye başladık. Bu tarafın da ciddi evrim geçireceğini ön görebiliyoruz. Hatta bunu görmezden gelmek, eğer bu sektördeyseniz geride kalmanıza sebep olacağı da açık. Çünkü bu yeni iletişim şekillerini medya değil, bu defa kullanıcılar ve içerik üreticileri yönlendiriyor.
Peki nasıl?
Medyada platformların clickbait yarışına kapıldığını ve kapsama kalitesinin azaldığını biliyoruz. Bunun sonucu olarak da global olarak medyaya olan güven, tarihin en düşük seviyesine ulaştı. Programatik reklamcılık, izlenen herkese para kazandırıp atılmasıyla bizi sadece ürün olarak markaların göz bebekleri haline getirdi ve bir kitle arasındaki kalite ve nicelik ayrımı yapılamadan çöpe döndü. Yayıncılar da, reklamverenlerini kitlelerinin önüne koyarak, web'deki gizlilik ihlallerine kapı açtılar ve bu normalimiz haline geldi.
Hala da hem bir çok Web2 medya kuruluşu hem de Web3 medya kuruluşu bu şekilde hayatlarına devam ediyor ve içerik üreticilerini de buna zorluyor. İçerik üreticisi hala ana akım Web3 medyasında bile ne kadar değerli orası şüpheli. Bu alış-veriş değişmedikçe bence iki taraf da kaybetmeye devam ediyor. Ama en çok da bu düzene devam eden medya kuruluşları kaybediyor.
Web3 teknolojisinin yükselişi herkesin faydalanabileceği daha adil modeller yaratabilir deniliyor. Evet, bence de yaratabilir. Web3, kullanıcılara mülkiyeti geri verip, geleneksel medya ve sosyal platformları kontrol eden o *gatekeeper yani gardiyanları atlayabilir ve yaratıcılarının ve topluluklarının oluşturdukları değeri paylaşmalarına izin verebilir. Böyle söyleyince çok havalı, hangi mülkiyeti, hangi değeri dediğinizi duyar gibiyim. Biraz daha irdeleyelim;
Bu tokenlaştırılabilen devrim yalnızca hikayelerin nasıl yaratıldığını ve tüketildiğini değil, yüzyıllardır semente edilmiş olan ilişkileri temel bir şekilde yeniden tanımlama gücüne sahip aslında.
Web3'te dijital sahiplik ön plandadır. Yani medya şirketleri ve içerik üreticileri, dijital bir varlık ekonomisinde topluluk oluşturabilirler ve oluşturdukları değeri zincir üzerinde paylaşarak doğrudan para kazanabilirler.
Geleneksel medya modelleri, genellikle içerik oluşturanların dijital varlıklarının sahipliğini veya kullanım haklarını tamamen ellerinden alıyor ve yaratıcıların doğrudan gelir elde etmelerine izin vermiyor. Web3 teknolojisi, blockchain teknolojisi ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi teknolojileri kullanarak, dijital varlıkların sahipliğini, telif haklarını ve kullanım haklarını doğrulanabilir bir şekilde saklayarak, dijital sahiplik konusunda yeni bir standart oluşturuyor.
Bir kaç örmek vererek, eğer içerik üreticisi iseniz kendinize uygun olan bir topluluğa şimdiden girmenizi, kendinizi bir web3 topluluğunda ifade etmeye başlamanızı, sistemlere, yeni iletişim kurma araçlarına ve içeriklerinizden kazanmaya başlamanızı tavsiye ediyorum.
Global medyanın merkezsizleştirilmesi için bazı örnekler paylaşıyorum :
Civil: Civil, blockchain teknolojisini kullanarak, bağımsız gazetecilerin, editörlerin ve yayıncıların haberlerini doğrudan okuyucularına sunmalarına olanak tanıyan merkezsizleştirilmiş bir medya platformu. Platform, okuyucuların üye olmaları ve haberlere erişim sağlamaları için kripto para birimi kullanıyor.
Steemit: Steemit, blockchain teknolojisi ve kripto para birimi kullanarak, kullanıcılarının ürettikleri içeriğe doğrudan para kazanmalarını sağlayan bir sosyal medya platformu. Kullanıcılar, paylaştıkları içeriğin kalitesine göre, platformda STEEM adı verilen kripto para birimi kazanıyorlar.
LBRY: LBRY, video içeriğinin merkezsizleştirilmesine odaklanan bir platform. Bu platform, içerik oluşturucularının, videolarını doğrudan yayınlamalarına, telif haklarını yönetmelerine ve doğrudan para kazanmalarına olanak tanıyor.
BitTube: BitTube, merkezsiz bir video yayıncılığı platformudur. Platform, içerik üreticilerine reklam gelirleri ve üye desteği aracılığıyla para kazanma fırsatı sunuyor.
Akıllı Sözleşmeler ise bildiğiniz gibi ve bilmeyenlere gerçekten faydalarını anlatmamız gerektiği gibi, medya şirketleri ve içerik üreticileri için yeni fırsatlar sunabilir. Bu sözleşmeler, telif haklarının yönetimini, kullanım haklarını ve varlıkların sahipliğini doğrudan saklamalarına izin verdiği için bu, içerik üreticilerinin doğrudan gelir elde etmelerine ve medya şirketlerinin de dijital varlık ekonomisinde topluluk oluşturmalarına olanak tanır.
Henüz çok bilinen global Web3 medya şirketlerinin bazıları bile buraya daha gelemedi, ama üzerinde çalışanlar olduğunu biliyoruz. Yukarıda saydığım girişimler ise, sessiz sedasız büyüyor ve büyük medyanın pastasından ciddi pay almaya başlayacaklar. Çok yakında Web2 ve Web3 ayrımı da görünür olmaktan çıkacak, o yüzden hem medya kuruluşlarının hem de içerik üreticilerinin bu konuda birbirlerini beslemeleri ve bu yeni sistemleri günlük operasyonlarına nasıl entegre edeceklerini konuşmaya başlamaları gerekiyor.
Diğer Yazıları
OpenAI artık “açık” değil!
“ GPT’yi açık kaynak olarak paylaşmak bir hataydı”
Devamını Oku 18.03.2023Microsoft’un “Şeytani” Yapay Zekası
Geçen hafta beta sürümü yayınlanan Microsoft’un yeni yapay zekası Bing kullanıcılarının yaşadıkları deneyimler sonrası kontrolden çıkmış bir imaj çiziyor. Zira uygulama açıkça kullanıcıları tehdit ediyor.
Devamını Oku 20.02.2023Toplulukların deprem dayanışması
6 Şubat 2023 hiç kuşkusuz Türkiye ve dünya tarihinin en çok kayıp veren, en şiddetli depremi olarak akıllarımıza kazındı, geleceğe derin bir yara olarak taşınacak. Kaybettiğimiz tüm canlar, canlılar, sevdiklerimiz, sevdiklerimizin sevdikleri, şehirler ve tarihimiz için yastayız, deprem kuşağında olan bir ülke olarak geleceğimiz için endişeliyiz.
Devamını Oku 19.02.2023