Canlı Yayın
Çiğdem Öztabak
Özellikle Twitter kurucu Ceo’su Jack Dorsey’nin de anlık yazışmalara sarkastik bir şekilde dahil olması ortalığı alevlendirdi.
Kongre bir yandan tüm teknoloji devlerini sorgulamaya devam ediyor. Her bir platform kendi yarattığı olumsuz etki ile yargılanıyor. Facebook şirketleri ve Mark Zuckerberg ise Cambridge Analytica skandalından bu yana bu sorgulama listesinin en zirvesinde.
Henüz geçtiğimiz hafta, kesintiden hemen önce Facebook’da ürün sorumlusu olarak çalışan Frances Haugen, senatoda Facebook’un uygulamalarının çocukların psikolojilerini olumsuz etkilediğine dair ifade vermişti. Facebook’un bu araştırmanın sonuçlarına sahip olduğu halde, algoritmalarını kötüye kullanma kararına devam ettikleri ilgili bir dizi mail ve iç yazışmayı sızdırdı. Henüz bu şok atlatılmamışken, Pazartesi günü Facebook, Instagram ve WhatsApp erişilemez haldeydi.
Bu esnada bir çok komplo teorisi ortaya atıldı, verilerimizin çalındığı- sanki daha önce çalınmamış gibi ya da mecraların artık bir daha asla geri gelmeyeceği gibi.. Bir çok kullanıcı ise uygulamalara bir daha erişilemeyecek olmasını gerçekten hayal etti. Bunu kasteden tweet’ler milyonlarca insan tarafından beğenildi. Jack Dorsey’nin Facebook’a yönelik atılan sarkastik tweetlere verdiği cevaplar retweet edildi.
Büyük bir reset’in geldiği hayal edildi, fakat 5 saat sonra mecralar yeniden göründüğünde yine hepimiz alıştığımız gündemlerimize, bizi kendi dünyalarımıza bağlayan, yarım kalan mesajlarımıza geri döndük. Facebook şirketinin yaklaşımı ve karekteri ile son derece itici bulunan Mark Zuckerberg, çokça eleştirilen Facebook’un COO’su Sherly Sandberg ‘in yaptığı iddia edilen yanlışlar.. Bunların hepsini birden düşündüğünüzde bir lovemark’in topladığı ilgi kadar hatemark olarak hala ilgi toplamaya devam eden bir şirket olan Facebook ve kullanıcı sayıları giderek artıyor.
Facebook şirket istatistiklerine göre, dünya çapında ortalama 2,76 milyar insan bu Haziran ayında her gün en az bir Facebook ürünü kullandı. Veri firması Sensor Tower'ın tahminlerine göre WhatsApp, günde 100 milyardan fazla mesaj göndermek için kullanılıyor ve Facebook'un satın aldığı 2014'ten bu yana yaklaşık altı milyar kez indirildi.
Facebook şirket olarak hem politik, hem psikolojik olarak manüpilasyon yapmakla ciddi şekilde suçlanıyor hatta bireyler olarak kendimizi düşündüğümüzde içimizde bir yerlerde Instagram ve Facebook’un minik tuzaklarına düştüğümüzü adımız gibi biliyoruz. - E ama çağ böyle diyip geçiveriyoruz. Tüketimin çılgınlaştığını, yönlendirilmek istenilen her bir markaya, insana, kampanyaya, duruma çok kolay yönlendirildiğimizi, algoritmaların yönettiği PR çalışmalarının mühendislerin kodlarının bir harf uzağında kaldığını düşünürsek, pazarlama ve iletişim stratejileri de asla hesaplanılan gibi gitmeyecekler.
Bir yandan araştırmacılar, gençlerin sosyal medya kullanımı ile zihinsel sağlıkları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için uzun yıllardır çalışıyorlar. Ancak böyle bir tartışma olmasına rağmen, ortaya eski bir Facebook çalışanı tarafından atılan kanıtların da karmaşık, çelişkili ve nihayetinde sonuçsuz olduğu konusunda hemfikir olma eğiliminde duruyorlar.
Bunlar bir yanda tartılışırken; bir çok marka, küçük işletme, politikacı, sanatçı ve kendi küçük çevrelerimizde ilişkilerimizi sosyal medya üzerinden yönlendirmeye ve düzenlemeye çoktan alışmış olan bizler Facebook ve şirketleri ile aşk&nefret ilişkisi yaşamaya devam ediyoruz. Kimimiz Instagram kullanımına ara veriyoruz, ana ekrandan silip, bildirimleri kapatıyoruz ya da WhatsApp detox’una girdiğimizi beyan ediyoruz. Bu garip ilişki, herhangi bir medya aracında ve hiç bir dönemde bu kadar uzun soluklu ve iliklerimize kadar hissedilmedi.
Facebook eski çalışanı Frances Haugen’in geçen hafta bomba etkisi yaratan açıklamalarının ardından ilginç bir proje duyurusu daha yapıldı.
Facebook’un içinden bir hikaye bir TV show’u aracılığı ile, belki empati kurmamız belki de daha çok olumsuz duygu hissetmemiz için yine hayatımıza en popüler yollardan girecek. Ben bunları yazarken bile Mark Zuckerberg ile ilgili yine bir çok iddia ortaya atılıyor, Time kapağında yine Facebook’u odağına alıyor. Show’un adı ise Doomsday Machine- Kıyamet Günü Makinesi.
The Crown’da Kraliçe II. Elizabeth'i oynayarak Emmy ödülünü kazanan Claire Foy Facebook’un ünlü COO’ su Sherley Sandberg ‘i canlandıracak. Sherley Sandberg’i bir kere bir konferansta canlı izleme şansım olduğu için, ve kendisinin sahne hakimiyeti ile konularını ele alışının ne kadar etkileyici olduğunu düşündüğümde bu performansı çok merak ediyorum.
Dizinin senaryosu ise Homeland Elegies adlı kitabın yazarı Ayad Akhtar tarafından ele alınmış. Senaryo gerçek kaynaklara dayanmasıyla farklı bir yere oturuyor şimdiden. Benim de son zamanlarda okuduğum Sheera Frenkel ve Cecilia Kang'ın çok satan kitabı An Ugly Truth: Inside Facebook's Battle for Domination ve New York Times haberlerine ve New Yorklu Andrew Marantz’ ın haberlerine dayanıyor. An Ugly Truth Temmuz 2021’de yayınlandı ve Twitter hesabından da yazarı Cecilia Kang’ı takip etmenizi öneririm.
Doomsday Machine özetle, Facebook'un amansız büyüme arayışında gezindiği siyasi ve sosyal mayın tarlalarını anlatacak bizlere. Dünya çapında milyarlarca insanın iletişim kurma ve bilgi tüketme şeklini şekillendiren Sherly Sandberg ve Mark Zuckerberg'e odaklanarak bize yine kendimizi anlatacak.
Özellikle Twitter kurucu Ceo’su Jack Dorsey’nin de anlık yazışmalara sarkastik bir şekilde dahil olması ortalığı alevlendirdi.
Kongre bir yandan tüm teknoloji devlerini sorgulamaya devam ediyor. Her bir platform kendi yarattığı olumsuz etki ile yargılanıyor. Facebook şirketleri ve Mark Zuckerberg ise Cambridge Analytica skandalından bu yana bu sorgulama listesinin en zirvesinde.
Henüz geçtiğimiz hafta, kesintiden hemen önce Facebook’da ürün sorumlusu olarak çalışan Frances Haugen, senatoda Facebook’un uygulamalarının çocukların psikolojilerini olumsuz etkilediğine dair ifade vermişti. Facebook’un bu araştırmanın sonuçlarına sahip olduğu halde, algoritmalarını kötüye kullanma kararına devam ettikleri ilgili bir dizi mail ve iç yazışmayı sızdırdı. Henüz bu şok atlatılmamışken, Pazartesi günü Facebook, Instagram ve WhatsApp erişilemez haldeydi.
Bu esnada bir çok komplo teorisi ortaya atıldı, verilerimizin çalındığı- sanki daha önce çalınmamış gibi ya da mecraların artık bir daha asla geri gelmeyeceği gibi.. Bir çok kullanıcı ise uygulamalara bir daha erişilemeyecek olmasını gerçekten hayal etti. Bunu kasteden tweet’ler milyonlarca insan tarafından beğenildi. Jack Dorsey’nin Facebook’a yönelik atılan sarkastik tweetlere verdiği cevaplar retweet edildi.
Büyük bir reset’in geldiği hayal edildi, fakat 5 saat sonra mecralar yeniden göründüğünde yine hepimiz alıştığımız gündemlerimize, bizi kendi dünyalarımıza bağlayan, yarım kalan mesajlarımıza geri döndük. Facebook şirketinin yaklaşımı ve karekteri ile son derece itici bulunan Mark Zuckerberg, çokça eleştirilen Facebook’un COO’su Sherly Sandberg ‘in yaptığı iddia edilen yanlışlar.. Bunların hepsini birden düşündüğünüzde bir lovemark’in topladığı ilgi kadar hatemark olarak hala ilgi toplamaya devam eden bir şirket olan Facebook ve kullanıcı sayıları giderek artıyor.
Facebook şirket istatistiklerine göre, dünya çapında ortalama 2,76 milyar insan bu Haziran ayında her gün en az bir Facebook ürünü kullandı. Veri firması Sensor Tower'ın tahminlerine göre WhatsApp, günde 100 milyardan fazla mesaj göndermek için kullanılıyor ve Facebook'un satın aldığı 2014'ten bu yana yaklaşık altı milyar kez indirildi.
Facebook şirket olarak hem politik, hem psikolojik olarak manüpilasyon yapmakla ciddi şekilde suçlanıyor hatta bireyler olarak kendimizi düşündüğümüzde içimizde bir yerlerde Instagram ve Facebook’un minik tuzaklarına düştüğümüzü adımız gibi biliyoruz. - E ama çağ böyle diyip geçiveriyoruz. Tüketimin çılgınlaştığını, yönlendirilmek istenilen her bir markaya, insana, kampanyaya, duruma çok kolay yönlendirildiğimizi, algoritmaların yönettiği PR çalışmalarının mühendislerin kodlarının bir harf uzağında kaldığını düşünürsek, pazarlama ve iletişim stratejileri de asla hesaplanılan gibi gitmeyecekler.
Bir yandan araştırmacılar, gençlerin sosyal medya kullanımı ile zihinsel sağlıkları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için uzun yıllardır çalışıyorlar. Ancak böyle bir tartışma olmasına rağmen, ortaya eski bir Facebook çalışanı tarafından atılan kanıtların da karmaşık, çelişkili ve nihayetinde sonuçsuz olduğu konusunda hemfikir olma eğiliminde duruyorlar.
Bunlar bir yanda tartılışırken; bir çok marka, küçük işletme, politikacı, sanatçı ve kendi küçük çevrelerimizde ilişkilerimizi sosyal medya üzerinden yönlendirmeye ve düzenlemeye çoktan alışmış olan bizler Facebook ve şirketleri ile aşk&nefret ilişkisi yaşamaya devam ediyoruz. Kimimiz Instagram kullanımına ara veriyoruz, ana ekrandan silip, bildirimleri kapatıyoruz ya da WhatsApp detox’una girdiğimizi beyan ediyoruz. Bu garip ilişki, herhangi bir medya aracında ve hiç bir dönemde bu kadar uzun soluklu ve iliklerimize kadar hissedilmedi.
Facebook eski çalışanı Frances Haugen’in geçen hafta bomba etkisi yaratan açıklamalarının ardından ilginç bir proje duyurusu daha yapıldı.
Facebook’un içinden bir hikaye bir TV show’u aracılığı ile, belki empati kurmamız belki de daha çok olumsuz duygu hissetmemiz için yine hayatımıza en popüler yollardan girecek. Ben bunları yazarken bile Mark Zuckerberg ile ilgili yine bir çok iddia ortaya atılıyor, Time kapağında yine Facebook’u odağına alıyor. Show’un adı ise Doomsday Machine- Kıyamet Günü Makinesi.
The Crown’da Kraliçe II. Elizabeth'i oynayarak Emmy ödülünü kazanan Claire Foy Facebook’un ünlü COO’ su Sherley Sandberg ‘i canlandıracak. Sherley Sandberg’i bir kere bir konferansta canlı izleme şansım olduğu için, ve kendisinin sahne hakimiyeti ile konularını ele alışının ne kadar etkileyici olduğunu düşündüğümde bu performansı çok merak ediyorum.
Dizinin senaryosu ise Homeland Elegies adlı kitabın yazarı Ayad Akhtar tarafından ele alınmış. Senaryo gerçek kaynaklara dayanmasıyla farklı bir yere oturuyor şimdiden. Benim de son zamanlarda okuduğum Sheera Frenkel ve Cecilia Kang'ın çok satan kitabı An Ugly Truth: Inside Facebook's Battle for Domination ve New York Times haberlerine ve New Yorklu Andrew Marantz’ ın haberlerine dayanıyor. An Ugly Truth Temmuz 2021’de yayınlandı ve Twitter hesabından da yazarı Cecilia Kang’ı takip etmenizi öneririm.
Doomsday Machine özetle, Facebook'un amansız büyüme arayışında gezindiği siyasi ve sosyal mayın tarlalarını anlatacak bizlere. Dünya çapında milyarlarca insanın iletişim kurma ve bilgi tüketme şeklini şekillendiren Sherly Sandberg ve Mark Zuckerberg'e odaklanarak bize yine kendimizi anlatacak.
SON DAKİKA
