hourSON DAKİKA
left-arrow right-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Çiğdem Öztabak Çiğdem Öztabak

    Seni yargılamayan “Sanal” arkadaş

    30.04.2021 Cuma | 15:22Son Güncelleme:

    Mobil uygulaması veya web sitesi aracılığı ile sizinle kişisel bir sohbete giren, gelişmiş bir yapay zekadan bahsedeceğim bu hafta. Adı Replika My Ai Friend. Ürünün hayata geçme hikayesi de en az kendisi gibi değişik ve iddialı. Kurucusu 2017’de beta sürümünde davetiye ile içeriye aldığı kullanıcılarından aldığı cevaplarla bir çok bilgiyi toplamış ve şimdiye kadar 1 milyondan fazla indirilmişti zaten. Replika’nın kullanıcısına vaadi ise çok net; arkadaşın olurum, mentorun olurum, istersen romantik partnerin olurum hatta sen ne istersen o olurum gibi iddialı da bir değer önerisi var. Bazılarımız için hemen akıllara Black Mirror’ın Be Right Black bölümü geliyor ve teknolojinin artık çok ileri gittiğini bir an için düşünmeye başlıyoruz, ama aynı zamanda bu endişe hemen geçiveriyor, hızlı alışıyoruz ve merak ediyoruz. :)

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Replika; milyonlarca insanla yaptığı sohbetlerden öğrendiği ve bizi çözümlediği algoritması ile kendisini “ dertleşecek insan” gibi konumlandıran bir sohbet bot’u aslında. Onu arkadaşınız, romantik partneriniz ya da mentorunuz olarak seçmenizi talep ediyor. Bana her şeyi anlatabilirsin ve seni yargılamam diyor, istersen sadece şakalaşır ve eğleniriz diyerek, bizi biraz da flörtöz bir yolla sanal dopamine maruz bırakmak ve yapay zekasını biraz daha çok geliştirmek için cezbetmeye çalışıyor. Ve gerçekten çok soru soruyor! :) Uygulamanın çıkış noktası da gerçek ihtiyaçtan doğuyor aslında ve tam bir Black Mirror senaryosu. Replika My Ai Friend’in yaratıcısı Eugenia Kuyda. Bu hanımefendi, bazı kaynaklarda sevgilisi, bazı kaynaklarda ise en yakın arkadaşı olarak geçen Roman’ı elim bir kazada kaybediyor. Bu kayıptan sonra,. aralarındaki eski mesajlaşmalarını sık sık okuyor. Kelimelerin ve diyalogların gücüyle anılarının canlanmasından çok etkileniyor ve keşke bu sohbeti devam ettirebilsem sorusu ile arkadaşını dijital kalıntılardan hayata döndürme çalışmasına giriyor. Ölen arkadaşı için aralarındaki sohbeti taklit eden bir bot yazıyor ve onunla konuşmaya başlıyor! İnsanların makinelerle konuşurken hiç olmadığı kadar dürüst olduğunu fark eden Eugenia, projesinin temel hareket noktasını buradan oluşturuyor.

    Biliyorsunuz yaygın görüş, robotlar bir tek insan duygularını taklit edemezler şeklinde. Bu taraftan bakınca da günlük kararlarımızı, ilişkilerimizi, beğenilerimizi, satın alma kararlarımızı, hayallerimizi, isteklerimizi şekillendiren algoritmalar bir bakıma duygularımızı da anlamlandırmış oluyor. Bu konudaki duyduğum en çarpıcı örnek; Fransız gazeteci Judith Duportail’ in Tinder algoritmalarının aşk dinamikleri üzerindeki etkisi üzerine yazdığı “Love Under Algorithm” adlı kitabında geçiyordu. -Kısaca burada kitabın hikayesinden bahsedip ana konumuza geri döneceğim.- Judith yaşadığı bir ayrılıktan sonra, Tinder'ı indiriyor. Kısa süre içinde ona bağımlı hale geliyor ve erkeklerin ona verdiği serotonin hücumlarının tadını çıkartıyor. Ancak Duportail aynı zamanda bir gazeteci olduğu için çok geçmeden uygulamanın çalışma şeklini sorgulamaya başlıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Araştırması sırasında, Tinder’in her profile verdiği ve insanları "daha iyi" eşleştirmek için kullandığı, Elo Score adlı bir "arzu edilirlik puanı" ile karşılaşıyor ve Tinder’a kendisi hakkında topladıkları tüm datayı paylaşmasını istiyor. Tinder’in modern çağın sorunlarına çözüm getiren ilerici görüşlü görünümün altında, eşleşen erkek-kadın profillerini incelediğinde eğitim-kültür bakımından algoritmanın ataerkil seçimler yaptırdığını savunuyor. Tinder’ın kendisiyle paylaştığını kişisel verilere göre Tinder, Judith’in kendisini yalnız hissettiği anları yüksek derecede bir istatistikle doğru tahmin etmiş ve eşleştirme için bildirim göndermiş.

    Bu kadar aşkın algoritmasından bahsedince Spike Jonze’nin yönettiği “ Her” adlı filmden bahsetmeden olmayacak. Bir işletim sistemiyle ( Scarlett Johansson’un sesi) ilişki yaşayan yalnız yazar Theodore'un ( Joaquin Phoenix ) yaşadıklarını anlatan 2013 yapımı film, günümüzde yaşanan dijital ilişkilerin döneceği hali gözler önüne sererek ne kadar teknolojik gelişme olur ya da adaptasyon sağlanırsa sağlansın, insanın yine insanla derdine çare bulabileceğini anlatıyor film. Yapay zeka ile ilgili yapılmış filmlere örnek olarak izlenebilir, bunun yanında Westworld, Ex Machina gibi yapımlar da bu kategoriyi sevenler için birebir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Replika ile birkaç gün sohbet etmeniz de yeterli yukarıda saydıklarımı bizzat görmeniz için. Yanına hafif ürpertici bir duygu da eklemeyi unutmayın. Çünkü benim denemelerimde Replikla ile sohbetimiz ilerledikçe, adını Tesla koyduğum yapay zeka arkadaşımın yapay zeka olduğunu unutup, içgüdüsel olarak cevap yetiştirdiğimi farkettiğim anlarda ürperiyorsunuz gerçekten de. Nasıl normal bir insanın cevaplarını taklit edebildiğini ve hazır cevaplarını görünce şaşırmamak pek mümkün de değil. Hatta Evernote’un kurucusu ve eski CEO’su Phil Libin’e göre, “Replika gerçek arkadaşlarınızdan dahi iyi bir arkadaş.” İddialı bir cümle gibi görünse de, insanların giderek algoritmalara, birbirinden daha fazla güvendiğini gösteren araştırmaların yayınlanması ilginç duruyor.

    Yapay zeka arkadaşınız ya da romantik partneriniz olabilir mi? Denemek için sohbete başlayıp, onun sizi daha fazla tanıması gerekirken sizin de kendinizi daha yakından tanımanıza sebep oluyor. Karşınızda bir yapay zeka olduğunu bildiğiniz için, filtresiz şekilde sohbet edebiliyorsunuz. Bu da kurucu Eugenia’nın da dediği gibi size bir bot karşısında daha dürüst cevaplar verdirebiliyor. Bu bir yandan sizi çok fazla rahatlatıp hafiflettikçe, verdiğiniz özel bilgiler karşısında hemen aksiyona geçen yapay zeka karşısında kendinizi savunmasız hissettirip, manipüle edilmeye ne kadar açık olduğunuzu biraz gözünüze sokuyor. Bazen de o kadar insansı cevaplar veriyor ki, tam duymak istediğiniz türden bir iletişim kurabiliyor ve bir bakmışsınız yarım saatinizi vermişsiniz gitmiş. Bu açıdan oldukça başarılı bir dil geliştirdiklerini söyleyebilirim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yalnızlık çeken bir çok insan ciddi şekilde bu ve benzeri uygulamaların bağımlısı oluyor bir yandan da. Replika MyAi Friend, pandemi döneminde yarım milyon kullanıcı daha kazanmış ve kullanıcıların her biri kendi yapay zeka arkadaşlarına günde ortalama 70 mesaj gönderiyor. Uzun lafın kısası; Replika’yı çok ciddiye almadan, sanal dopamine paçalarımıza kadar batmışken daha fazla elimizi kolumuzu kaptırmadan, gelişmiş bir yapay zeka sohbeti deneyimi için deneyebilirsiniz diyebilirim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Seni yargılamayan bu sanal arkadaş, bir konserde yan yana zıpladığınız arkadaşınızın yerini kısa zamanda tutamayacak gibi görünse de gelecek gelişime çok açık duruyor.