Canlı Yayın
Bu basın buluşmasında Emma Summerton imzası taşıyan 49. Pirelli Takvimi’nde yer alan 14 modelden dördüyle (Guinevere Van Seenus, Precious Lee, Lauren Wasser, Ashley Graham) ve de Emma Summerton ile görüşüp, bu yılki takvimle ilgili düşüncelerini ilk ağızdan dinleme şansım oldu. Pirelli CEO’su Marco Tronchetti Provera’yla ise Türkiye’den davet edilen 4 kişilik basın grubundan biri olarak Türkiye adına özel olarak röportaj yapma imkanım oldu.
Farklı hikaye ve ilgi alanlarına sahip modelleri birer ilham perisine dönüştüren ve de “Love Letters to Muse / İlham Perisine Aşk Mektupları” başlığı ile kadınların güzelliğini, gücünü, ilginçliğini ve de yeteneğini büyüleyici bir gerçeklikle takvimin sayfalarına geçiren bu yılki takvimin fotoğrafçısı Emma Summerton’ın Pirelli CEO’su Marco Tronchetti Provera ile takvim üzerine yapmış olduğu sohbete tanıklık etmek ise bu yılki takvimin neden bu denli ilham dolu olduğunu daha iyi anlamış olmama neden oldu.
Marco Tronchetti Provera, Summerton’a sohbetleri esnasında“Senin fotoğraflarında bir tür sihir var. Gerçek dünya ile meta (gerçek ötesi) arasındaki köprü gibisin. Senin başarının anahtarlarından biri bu bana göre. O nedenle Takvim ve sen, birbirine tam zamanında, tam oturuyor, tam uyuyorsunuz..” dediğinde Summerton, Pirelli için fotoğraf çekme fikrinin kariyerinin en başlarından itibaren, fotoğraf çekmeye başladığı ilk günlerden bu yana her zaman kendisi için bir hayal olduğunu, kendisine yıllardır “bu nasıl olur, ben nasıl Pirelli için çekim yapabilirim?” diye sürekli sorduğunu ve sonunda da bu hayalin gerçek olduğunu söyledi.
Dolayısıyla Summerton, Pirelli Takvimi’ni fotoğraflamanın kendi kariyeri için bir nevi Oscar heykelciği kazanmak gibi olduğunu, bu büyük ödülün o nedenle kendi işinin devamına büyük bir “EVET” demiş olduğunu her fırsatta açıkça dile getiriyor ve de Pirelli Takvimi’ni fotoğraflayan 5’nci kadın fotoğrafçı olduğu için büyük bir onur duyduğunu söylüyor.
Marco Tronchetti Provera ise kendisiyle röportaj yaptığım sırada “Neden Emma?” sorusuna Emma’nın gerçek ve rüya arasındaki bağlantıyı çok güzel bir araya getirdiğini, bunun son derece çekici göründüğünü, insanların bu fotoğrafları izlerken aynı zamanda istediklerini de hayal edebildiklerini düşündüğünü, dolayısıyla da hayal etmek ve hayal edileni gerçekleştirmek konusunun Pirelli’nin şirket kültürüne tam uyduğunu, bu sayede de sanata, sosyal yaşama ve de iş dünyasına çok daha farklı bir pencere açabildiklerini söyledi bana.
Takvimde yer alan modellerin hikayelerine gelecek olursak..
Summerton, bu yılki takvimi çekmeden önce hayatında bugüne kadar kendisine ilham vermiş olan tüm olağanüstü kadınların varlığını kutsayacak türde bir hikaye anlatımı düşünmüş. Sonrasında da bu kadınların kendi zihninde oluşan yansımasını “Magical Realism / büyülü gerçekçilik” kavramı üzerinden giderek sihirli ve sıra dışı bir biçimde gerçek dünyaya getirmek istemiş.
Bu nedenle takvimde yer alan 14 modelin 28 karesini peş peşe izlediğinizde farklı zaman ve gerçekliklerde çekilmiş bu karelerin aynı zamanda pek çok sembolizma ile de zenginleştirilerek çok daha derin hikayeler anlattığına şahit oluyorsunuz.
Örneğin takvimde yer alan bazı fotoğraflarında Emma’nın her zaman işlerinde önemli bir yere sahip olan, duygusal bir bağı olduğunu söylediği vahşi doğadan bazı unsurları ve de hayvanları görüyorsunuz. Modeller ile beraber farklı kompozisyonlar oluşturan, özellikle ayna sembolizmi ile iki dünya arasındaki bağlantıyı çok iyi bir şekilde veren Emma, bu konu üzerine “World enfolding” tanımını kullanıyor yani “dünyalar birbirine karışsın, birbirine sarmalansın, iç içe geçsin”. Ardından da bu tanımı şu şekilde örneklendiriyor:
“Müziğin bir parçası zaten şiirdir, resmin bir parçası ise müziktir aynı buradaki gibi onlar da birbirine geçmişlerdir ve böylece güzelliği daha da derinleştirmişlerdir..”
Kendi sihirli dünyanı görünür kıl, bilgeliğin gücünü yanına al !
2023 Pirelli Takvimi’nin fotoğraflarında gizlenmiş veya açık bir biçimde gösterilmiş sembolizmalarının detayına baktığınızda ise baykuş, kuzgun, kedi gibi ezoterik anlamları güçlü hayvanlar ile ayna & yansıma, şövalye & kılıç, sualtı & orman, Tarot kartı & şavaşçı gibi alt metni oldukça derin olan sembolik ifadeleri de görüyorsunuz.
Takvimin Ocak ayı ise Emma’nın kendi hikayesi ile başlıyor. (çünkü ilk ilham perisi aslında Emma’nın kendisi ve de fotoğrafçı onun gerçekte olduğu kişi.) Bu fotoğrafta Emma’nın karakterinin bir yansıması olarak fotoğrafçı rolünü üstlenen Guinevere Van Seenus’ı elinde bir fotoğraf makinası ile kendisinin aynadaki yansımasını çekerken görüyoruz. (Bu karedeki metafor üzerinden gidersek bu proje de aslında bir nevi Emma’nın bugüne kadarki kendi hayatının aynadaki bir yansıması ve bunda bugüne kadar yaşadığı yaşamın bilgisi, bilgeliğinin katkısı çok fazla.) Dolayısıyla sırtında büyülü bir ormanın pelerinini taşıyan, kendi bedeni ile barışık, kendi sihirli ormanının aynadan görünen yansımasını çeken Guinevere bize bu nedenle bu karede tüm sürece tanık ve her an izlemede olacak bilge baykuş ile beraber real ve sürreal dünyanın birleşmekte oluşunun gizli bir teyidini sunuyor.
Diğer bir yandan bu yılki takvimin sembolü bir kelebek. Yani değişim ve dönüşüm demek. Yani ölüm ve yeniden doğum, ruh ve ölümsüzlük, ikinci doğuş, evrenin kaos halinden varlık haline geçerkenki dönüşümü ve kozmik oluşumların meydana gelişi, batı masallarındaki perilerin kelebek kanatlarının ilhamı, yani Voltaire’ın “Yaşam bir rüyadır, ölüm de bir uyanış” deyiminin en güzel sembolü demek. (Semboller ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler Alparslan Salt’ın “Neo-Spiritüalist Yaklaşımlarla Ezoterik Bilgilerin Işığında Semboller” kitabına bakabilirler.)
Şimdi tüm bu bilgilerin ardından Emma’nın bu yılki takvimin kamera arkası videosunun en sonunda kendi sesiyle bize“Biz gerçeği mi yoksa rüyayı mı görüyoruz, aslında gerçek ve rüya arasındaki fark nedir?” sorusunu sorması bu yılki Pirelli takvimini doğal olarak çok daha derin, bambaşka bir anlayışa taşıyor.
Gerçi Emma’ya sorduğunuzda özellikle hayvanların içinde olduğu kareler için Emma, bu fotoğrafların belgesel niteliği taşıyan fotoğraflar olmalarını istemediğini, çünkü bu fotoğraflarda katiyen gerçeği anlatmaya çalışmadığını aksine zihninin içinde olanı dışarı çıkarmış ve dışarda var olması için çabalamış olduğunu söylüyor. O nedenle bu karelerde öne çıkan sürreal ve inanılmaz anlar aslında Emma’nın hayal gücünün bu hayatta kendine can bulduğu ve de bir fotoğrafın içinde canlı bir biçimde donup kaldığı anları bize yansıtıyor. Yani aslında bu gerçek dışı anlar, yaşama ve bu gerçekliğe Emma sayesinde gelebilen, onun sihirli ormanının derinliklerinde saklanan anların ta kendisi.
İşte tam da bu sebepten ötürü bu takvim insanlara her iki dünyada da var olabilmeleri, sadece kendi gördükleri ve de dışarıya gösterdikleri iki dünyalarını da birleştirebilmeleri, tek bir meslek ve tek bir gerçeklik değil, bir çok meslek ve bir çok gerçeklik içinde daha güçlü durabileceklerini gösteriyor. O nedenle bu yılki takvime seçilen modeller yalnızca güzelliklerinden para kazanıp güzellikleri ile kimlik oluşturan modeller değiller. Aynı zamanda çok da başarılı farklı mesleklere sahip rol modeller. Bu kadınlara baktığınızda o nedenle hayatlarında farklı alanlarda güçlü olan ve tüm yönleriyle güçlü durmayı başaran kadınları görüyorsunuz. Güzelliklerinin yanı sıra hem ilhamı hem hayallerin gerçek oluşunun büyüsünü hem de başarıyı nasıl etkili bir biçimde üzerlerinde taşıdıklarını görüyorsunuz.
Bu yüzden fotoğrafçı bir kadının perspektifinden izlediğiniz birbirlerine destek olan, birbirlerinin en iyi yanlarını öne çıkaran ve de kendini en çok olmak istedikleri şekilde gösteren kadınların hayata karşı olan duruşu sizi derinden etkiliyor. Çünkü bu kadınların dışarıdan insanların onlarda gördüğü şekil değil içeriden onların kendilerini gördüğü şekil öne çıkmış oluyor ve bu sayede de Pirelli takvimine, kendilerinin yenilmez oldukları en güçlü, en parlak, en cesur yanlarını taşımış oluyorlar.
2023 Pirelli Takvimi’nden en çok hangi ilham hikayeleri akılda kaldı?
- Takvimde, ilhamını Joan of Arc (zırh, kılıç, sancak ile simgelenen Fransız kadın şövalye Jeanne d’Arc) ve de Tarot kartlarındaki savaşçıdan alarak fotoğraflanan altın ayaklı Lauren Wasser’in “..Güzelliğin o güne kadar görmediğim farklı bir yanını, farklı bir şekilde gösterecektim. O güne kadar yapılmamış bir şeyi yapacaktım ve insanların bana baktığında hiçbir şeyin beni durduramamış olduğunu görmesini sağlayacaktım. Çok zordu ama bunu yaptım, yapıyorum, yapmaya çalışıyorum.. Ne pahasına olursa olsun, rüyaların peşinden gidebilirsiniz, istemeniz yeterli..” sözleri akılda kaldı.
Wasser, kullandığı vajinal tampon uzun bir süre bedeninde kaldığı için toksik şok sendromu geçirmiş, bu yüzden 1 hafta komada kalmış, her iki ayağını birden kaybetmiş ve sonra yeniden yaşama dönmüş olan eski bir atlet, sporcu ve modeldi. Bu sürecin ardından altın rengi protez bacakları ile yeniden podyuma çıkmış, modellik yapmış ve de hayatına kaldığı yerden devam etmeyi başarmıştı. Kendisi Pirelli takviminde yer alan ilk ampute model.
- Takvimde fütürist ışıklı bir kıyafet giyen teknoloji uzmanı rolü ile karşımıza çıkan Karlie Kloss’un “Hayatımın yarısını gerçekte olduğum kişinin çok daha azını dışarıya göstererek yaşadım ve bugün bildiğim şey şu, kendi gücünün farkına vardığında olabileceğin en güzel hale erişmiş oluyorsun. Nasıl göründüğün, kim olduğun, hayatınla, zamanınla, platformunla, sesinle ne yaptığın çok önemli. Büyümek ve öğrenmek konusunda çok meraklıyım, insanlara her yolla yardım etme çabasındayım..” sözleri akılda kaldı.
Eski bir Victoria Secret Meleği olan Kloss, aynı zamanda bilime ve teknolojiye çok meraklı bir girişimci. Kız çocuklarının bilime olan ilgisini ve katılımını artırmak için bilim insanı olacak kadın sayısını yükseltmeyi amaçlayan “Kode With Klossy” adında bir şirketi var. Şu an bir çok şehirde bilim kampları kuruyor ve de sanal gerçeklik, modelleme, drone uçurma vb gibi konularda kız çocuklarına tamamen burslu eğitimler veriyor. Metaverse dünyasında tasarımcılara yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak bir platformu var ve teknolojiyle bilimi çok yakından takip ediyor.
- Takvim’de yer alan büyük beden modellerden biri olan Ashley Graham aynı zamanda her platformda cesareti, kendine güveni “kendi vücudumu seviyorum ve hiçbir yerinden utanmıyorum, siz de utanmayın.” gibi cümlelerle dile getiren bir aktivist ve televizyon programcısı. Tüm vücut tiplerinin kabul görmeyi hak ettiğini, kendisi gibi ölçülere sahip büyük beden kadınların sağlıksız olduğuna dair algının değişmesi gerektiğini savunan Graham’ın basın buluşmasında genç kızlara “Yalnız değilsin senin gibi düşünen ve hisseden bir sürü kişi var. Merak etme bugün sorun olarak gördüğün şey sonsuza kadar kalmayacak, geçecek ve sen başaracaksın.” mesajı akılda kaldı.
Emma’nın hayatının ilham kadınlarının bir temsili olan bu yazıda yalnızca 4’ü hakkında kısa bilgiler paylaşabildiğim kahin, sanatçı, peri, yazar, müzisyen, masalcı, düş avcısı, bilge, ressam, kraliçe gibi pek çok farklı karakterin hikayesinin anlatıldığı, ilham veren, güzel ve güçlü kadınlar ordusundan oluşan bu yılki Pirelli Takvimi peki ya sence yeni dünyaya ne diyor derseniz:
“Söylemen gerektiğini bildiğin şeyleri her zaman söyle, geciktirme ve erteleme. Nerede güvenli ve güçlü olduğunu gör. Kadınlığının farkında ol ve etrafındaki insanlara kendi güçlerini görmeleri konusunda destek ol. Kendinle ilgili iyi hissedeceğin, tam anlamıyla kendin olabileceğin şeylerin peşinden git. Eksikliğine sahip çık, bu hayatta beğenmediğin her şeyi değiştirebileceğinin ve bu konuda özgür olduğunun farkında ol. Konunun her zaman seninle başlıyor olduğunu sakın unutma. Kendini değiştirebilirsin, geleceğini değiştirebilirsin, istediğin her şeyi yapabilirsin. Şimdi git ve yap, haydi !”
Bu güçlü takvim için tebrikler Pirelli, bu tarifsiz deneyim için ise teşekkürler Pirelli Türkiye..
Bu basın buluşmasında Emma Summerton imzası taşıyan 49. Pirelli Takvimi’nde yer alan 14 modelden dördüyle (Guinevere Van Seenus, Precious Lee, Lauren Wasser, Ashley Graham) ve de Emma Summerton ile görüşüp, bu yılki takvimle ilgili düşüncelerini ilk ağızdan dinleme şansım oldu. Pirelli CEO’su Marco Tronchetti Provera’yla ise Türkiye’den davet edilen 4 kişilik basın grubundan biri olarak Türkiye adına özel olarak röportaj yapma imkanım oldu.
Farklı hikaye ve ilgi alanlarına sahip modelleri birer ilham perisine dönüştüren ve de “Love Letters to Muse / İlham Perisine Aşk Mektupları” başlığı ile kadınların güzelliğini, gücünü, ilginçliğini ve de yeteneğini büyüleyici bir gerçeklikle takvimin sayfalarına geçiren bu yılki takvimin fotoğrafçısı Emma Summerton’ın Pirelli CEO’su Marco Tronchetti Provera ile takvim üzerine yapmış olduğu sohbete tanıklık etmek ise bu yılki takvimin neden bu denli ilham dolu olduğunu daha iyi anlamış olmama neden oldu.
Marco Tronchetti Provera, Summerton’a sohbetleri esnasında“Senin fotoğraflarında bir tür sihir var. Gerçek dünya ile meta (gerçek ötesi) arasındaki köprü gibisin. Senin başarının anahtarlarından biri bu bana göre. O nedenle Takvim ve sen, birbirine tam zamanında, tam oturuyor, tam uyuyorsunuz..” dediğinde Summerton, Pirelli için fotoğraf çekme fikrinin kariyerinin en başlarından itibaren, fotoğraf çekmeye başladığı ilk günlerden bu yana her zaman kendisi için bir hayal olduğunu, kendisine yıllardır “bu nasıl olur, ben nasıl Pirelli için çekim yapabilirim?” diye sürekli sorduğunu ve sonunda da bu hayalin gerçek olduğunu söyledi.
Dolayısıyla Summerton, Pirelli Takvimi’ni fotoğraflamanın kendi kariyeri için bir nevi Oscar heykelciği kazanmak gibi olduğunu, bu büyük ödülün o nedenle kendi işinin devamına büyük bir “EVET” demiş olduğunu her fırsatta açıkça dile getiriyor ve de Pirelli Takvimi’ni fotoğraflayan 5’nci kadın fotoğrafçı olduğu için büyük bir onur duyduğunu söylüyor.
Marco Tronchetti Provera ise kendisiyle röportaj yaptığım sırada “Neden Emma?” sorusuna Emma’nın gerçek ve rüya arasındaki bağlantıyı çok güzel bir araya getirdiğini, bunun son derece çekici göründüğünü, insanların bu fotoğrafları izlerken aynı zamanda istediklerini de hayal edebildiklerini düşündüğünü, dolayısıyla da hayal etmek ve hayal edileni gerçekleştirmek konusunun Pirelli’nin şirket kültürüne tam uyduğunu, bu sayede de sanata, sosyal yaşama ve de iş dünyasına çok daha farklı bir pencere açabildiklerini söyledi bana.
Takvimde yer alan modellerin hikayelerine gelecek olursak..
Summerton, bu yılki takvimi çekmeden önce hayatında bugüne kadar kendisine ilham vermiş olan tüm olağanüstü kadınların varlığını kutsayacak türde bir hikaye anlatımı düşünmüş. Sonrasında da bu kadınların kendi zihninde oluşan yansımasını “Magical Realism / büyülü gerçekçilik” kavramı üzerinden giderek sihirli ve sıra dışı bir biçimde gerçek dünyaya getirmek istemiş.
Bu nedenle takvimde yer alan 14 modelin 28 karesini peş peşe izlediğinizde farklı zaman ve gerçekliklerde çekilmiş bu karelerin aynı zamanda pek çok sembolizma ile de zenginleştirilerek çok daha derin hikayeler anlattığına şahit oluyorsunuz.
Örneğin takvimde yer alan bazı fotoğraflarında Emma’nın her zaman işlerinde önemli bir yere sahip olan, duygusal bir bağı olduğunu söylediği vahşi doğadan bazı unsurları ve de hayvanları görüyorsunuz. Modeller ile beraber farklı kompozisyonlar oluşturan, özellikle ayna sembolizmi ile iki dünya arasındaki bağlantıyı çok iyi bir şekilde veren Emma, bu konu üzerine “World enfolding” tanımını kullanıyor yani “dünyalar birbirine karışsın, birbirine sarmalansın, iç içe geçsin”. Ardından da bu tanımı şu şekilde örneklendiriyor:
“Müziğin bir parçası zaten şiirdir, resmin bir parçası ise müziktir aynı buradaki gibi onlar da birbirine geçmişlerdir ve böylece güzelliği daha da derinleştirmişlerdir..”
Kendi sihirli dünyanı görünür kıl, bilgeliğin gücünü yanına al !
2023 Pirelli Takvimi’nin fotoğraflarında gizlenmiş veya açık bir biçimde gösterilmiş sembolizmalarının detayına baktığınızda ise baykuş, kuzgun, kedi gibi ezoterik anlamları güçlü hayvanlar ile ayna & yansıma, şövalye & kılıç, sualtı & orman, Tarot kartı & şavaşçı gibi alt metni oldukça derin olan sembolik ifadeleri de görüyorsunuz.
Takvimin Ocak ayı ise Emma’nın kendi hikayesi ile başlıyor. (çünkü ilk ilham perisi aslında Emma’nın kendisi ve de fotoğrafçı onun gerçekte olduğu kişi.) Bu fotoğrafta Emma’nın karakterinin bir yansıması olarak fotoğrafçı rolünü üstlenen Guinevere Van Seenus’ı elinde bir fotoğraf makinası ile kendisinin aynadaki yansımasını çekerken görüyoruz. (Bu karedeki metafor üzerinden gidersek bu proje de aslında bir nevi Emma’nın bugüne kadarki kendi hayatının aynadaki bir yansıması ve bunda bugüne kadar yaşadığı yaşamın bilgisi, bilgeliğinin katkısı çok fazla.) Dolayısıyla sırtında büyülü bir ormanın pelerinini taşıyan, kendi bedeni ile barışık, kendi sihirli ormanının aynadan görünen yansımasını çeken Guinevere bize bu nedenle bu karede tüm sürece tanık ve her an izlemede olacak bilge baykuş ile beraber real ve sürreal dünyanın birleşmekte oluşunun gizli bir teyidini sunuyor.
Diğer bir yandan bu yılki takvimin sembolü bir kelebek. Yani değişim ve dönüşüm demek. Yani ölüm ve yeniden doğum, ruh ve ölümsüzlük, ikinci doğuş, evrenin kaos halinden varlık haline geçerkenki dönüşümü ve kozmik oluşumların meydana gelişi, batı masallarındaki perilerin kelebek kanatlarının ilhamı, yani Voltaire’ın “Yaşam bir rüyadır, ölüm de bir uyanış” deyiminin en güzel sembolü demek. (Semboller ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler Alparslan Salt’ın “Neo-Spiritüalist Yaklaşımlarla Ezoterik Bilgilerin Işığında Semboller” kitabına bakabilirler.)
Şimdi tüm bu bilgilerin ardından Emma’nın bu yılki takvimin kamera arkası videosunun en sonunda kendi sesiyle bize“Biz gerçeği mi yoksa rüyayı mı görüyoruz, aslında gerçek ve rüya arasındaki fark nedir?” sorusunu sorması bu yılki Pirelli takvimini doğal olarak çok daha derin, bambaşka bir anlayışa taşıyor.
Gerçi Emma’ya sorduğunuzda özellikle hayvanların içinde olduğu kareler için Emma, bu fotoğrafların belgesel niteliği taşıyan fotoğraflar olmalarını istemediğini, çünkü bu fotoğraflarda katiyen gerçeği anlatmaya çalışmadığını aksine zihninin içinde olanı dışarı çıkarmış ve dışarda var olması için çabalamış olduğunu söylüyor. O nedenle bu karelerde öne çıkan sürreal ve inanılmaz anlar aslında Emma’nın hayal gücünün bu hayatta kendine can bulduğu ve de bir fotoğrafın içinde canlı bir biçimde donup kaldığı anları bize yansıtıyor. Yani aslında bu gerçek dışı anlar, yaşama ve bu gerçekliğe Emma sayesinde gelebilen, onun sihirli ormanının derinliklerinde saklanan anların ta kendisi.
İşte tam da bu sebepten ötürü bu takvim insanlara her iki dünyada da var olabilmeleri, sadece kendi gördükleri ve de dışarıya gösterdikleri iki dünyalarını da birleştirebilmeleri, tek bir meslek ve tek bir gerçeklik değil, bir çok meslek ve bir çok gerçeklik içinde daha güçlü durabileceklerini gösteriyor. O nedenle bu yılki takvime seçilen modeller yalnızca güzelliklerinden para kazanıp güzellikleri ile kimlik oluşturan modeller değiller. Aynı zamanda çok da başarılı farklı mesleklere sahip rol modeller. Bu kadınlara baktığınızda o nedenle hayatlarında farklı alanlarda güçlü olan ve tüm yönleriyle güçlü durmayı başaran kadınları görüyorsunuz. Güzelliklerinin yanı sıra hem ilhamı hem hayallerin gerçek oluşunun büyüsünü hem de başarıyı nasıl etkili bir biçimde üzerlerinde taşıdıklarını görüyorsunuz.
Bu yüzden fotoğrafçı bir kadının perspektifinden izlediğiniz birbirlerine destek olan, birbirlerinin en iyi yanlarını öne çıkaran ve de kendini en çok olmak istedikleri şekilde gösteren kadınların hayata karşı olan duruşu sizi derinden etkiliyor. Çünkü bu kadınların dışarıdan insanların onlarda gördüğü şekil değil içeriden onların kendilerini gördüğü şekil öne çıkmış oluyor ve bu sayede de Pirelli takvimine, kendilerinin yenilmez oldukları en güçlü, en parlak, en cesur yanlarını taşımış oluyorlar.
2023 Pirelli Takvimi’nden en çok hangi ilham hikayeleri akılda kaldı?
- Takvimde, ilhamını Joan of Arc (zırh, kılıç, sancak ile simgelenen Fransız kadın şövalye Jeanne d’Arc) ve de Tarot kartlarındaki savaşçıdan alarak fotoğraflanan altın ayaklı Lauren Wasser’in “..Güzelliğin o güne kadar görmediğim farklı bir yanını, farklı bir şekilde gösterecektim. O güne kadar yapılmamış bir şeyi yapacaktım ve insanların bana baktığında hiçbir şeyin beni durduramamış olduğunu görmesini sağlayacaktım. Çok zordu ama bunu yaptım, yapıyorum, yapmaya çalışıyorum.. Ne pahasına olursa olsun, rüyaların peşinden gidebilirsiniz, istemeniz yeterli..” sözleri akılda kaldı.
Wasser, kullandığı vajinal tampon uzun bir süre bedeninde kaldığı için toksik şok sendromu geçirmiş, bu yüzden 1 hafta komada kalmış, her iki ayağını birden kaybetmiş ve sonra yeniden yaşama dönmüş olan eski bir atlet, sporcu ve modeldi. Bu sürecin ardından altın rengi protez bacakları ile yeniden podyuma çıkmış, modellik yapmış ve de hayatına kaldığı yerden devam etmeyi başarmıştı. Kendisi Pirelli takviminde yer alan ilk ampute model.
- Takvimde fütürist ışıklı bir kıyafet giyen teknoloji uzmanı rolü ile karşımıza çıkan Karlie Kloss’un “Hayatımın yarısını gerçekte olduğum kişinin çok daha azını dışarıya göstererek yaşadım ve bugün bildiğim şey şu, kendi gücünün farkına vardığında olabileceğin en güzel hale erişmiş oluyorsun. Nasıl göründüğün, kim olduğun, hayatınla, zamanınla, platformunla, sesinle ne yaptığın çok önemli. Büyümek ve öğrenmek konusunda çok meraklıyım, insanlara her yolla yardım etme çabasındayım..” sözleri akılda kaldı.
Eski bir Victoria Secret Meleği olan Kloss, aynı zamanda bilime ve teknolojiye çok meraklı bir girişimci. Kız çocuklarının bilime olan ilgisini ve katılımını artırmak için bilim insanı olacak kadın sayısını yükseltmeyi amaçlayan “Kode With Klossy” adında bir şirketi var. Şu an bir çok şehirde bilim kampları kuruyor ve de sanal gerçeklik, modelleme, drone uçurma vb gibi konularda kız çocuklarına tamamen burslu eğitimler veriyor. Metaverse dünyasında tasarımcılara yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak bir platformu var ve teknolojiyle bilimi çok yakından takip ediyor.
- Takvim’de yer alan büyük beden modellerden biri olan Ashley Graham aynı zamanda her platformda cesareti, kendine güveni “kendi vücudumu seviyorum ve hiçbir yerinden utanmıyorum, siz de utanmayın.” gibi cümlelerle dile getiren bir aktivist ve televizyon programcısı. Tüm vücut tiplerinin kabul görmeyi hak ettiğini, kendisi gibi ölçülere sahip büyük beden kadınların sağlıksız olduğuna dair algının değişmesi gerektiğini savunan Graham’ın basın buluşmasında genç kızlara “Yalnız değilsin senin gibi düşünen ve hisseden bir sürü kişi var. Merak etme bugün sorun olarak gördüğün şey sonsuza kadar kalmayacak, geçecek ve sen başaracaksın.” mesajı akılda kaldı.
Emma’nın hayatının ilham kadınlarının bir temsili olan bu yazıda yalnızca 4’ü hakkında kısa bilgiler paylaşabildiğim kahin, sanatçı, peri, yazar, müzisyen, masalcı, düş avcısı, bilge, ressam, kraliçe gibi pek çok farklı karakterin hikayesinin anlatıldığı, ilham veren, güzel ve güçlü kadınlar ordusundan oluşan bu yılki Pirelli Takvimi peki ya sence yeni dünyaya ne diyor derseniz:
“Söylemen gerektiğini bildiğin şeyleri her zaman söyle, geciktirme ve erteleme. Nerede güvenli ve güçlü olduğunu gör. Kadınlığının farkında ol ve etrafındaki insanlara kendi güçlerini görmeleri konusunda destek ol. Kendinle ilgili iyi hissedeceğin, tam anlamıyla kendin olabileceğin şeylerin peşinden git. Eksikliğine sahip çık, bu hayatta beğenmediğin her şeyi değiştirebileceğinin ve bu konuda özgür olduğunun farkında ol. Konunun her zaman seninle başlıyor olduğunu sakın unutma. Kendini değiştirebilirsin, geleceğini değiştirebilirsin, istediğin her şeyi yapabilirsin. Şimdi git ve yap, haydi !”
Bu güçlü takvim için tebrikler Pirelli, bu tarifsiz deneyim için ise teşekkürler Pirelli Türkiye..
SON DAKİKA
