hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

    18.09.2021 Cumartesi | 15:12Son Güncelleme:

    Geçtiğimiz Perşembe akşamı, 28. Altın Koza Film Festivali’nde “Akis (Reflection)” filminin gösterimine katıldım. Türkiye’de ilk kez festival kapsamında gösterilen bu filmin ardından da anladım ki, filmin yaratıcıları filmi tabiki de “bir çeşit yansımalar bütünü, birbirine çarpan ruhların sersemliği” ve de "denenmemiş olanı deneme yolculuğu" cümleleri ile tanımlamakta haklı. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Aslına bakarsanız nasıl bir filmle karşı karşıya olduğumu zaten Altın Koza Film Festivali için Adana’ya geldiğimde anlamam gerekirdi. Çünkü odama gittiğimde filme ve festivale ilişkin olan basın kitinin içinde bir de filmin senaryosundan bir sayfa vardı. Herkese aynı sayfayı mı bıraktılar yoksa belli kişilere farklı sayfalar mı bıraktılar açıkçası bilmiyorum. Ancak şunu baştan söylemem gerekiyor ki film sırf bu yüzden, senaryosundan bir sayfası bende olduğu için beni zaten daha izlemeden evvel içine çekmişti. Çünkü bana düşen sayfa yüzünden filmi daha farklı okumak zorunda kaldım ve bu da çok hoşuma gitti. 

     Açıkçası filmi izlerken sürekli bendeki cümlelerin ne zaman karşıma çıkacağını beklerken filmdeki daha başka ayrıntıları da görmeye başladığımı farkettim. Dolayısıyla da bana önceden senaryosu gelen sayfadaki replikler ile karşı karşıya geldiğim an kelimenin tam anlamıyla filmde "kendimden bir parça bulmuş gibi” oldum. Sonra da benim sayfamdaki replikleri söyleyen oyuncuları daha bir başka sahiplendim ve böylece de hikayenin daha da çok içine girdim.

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     Film aslında pek çok açıdan ilk olma özelliği taşıyan bir film. Her ne kadar zaman ve mekan anlamında bir akşam vakti İstanbul’un turistik ve son derece bilindik yerlerinden birindeki bir otelde geçiyor olsa da film aslında zamansız bir yerde fantastik bir evrendeki bir dünyada geçiyor. Konu olarak ise dünyanın her yerinde geçebilecek türden bir konuyu ele aldığı için bir otelde geçen bir akşamı bir dile bir dine veya herhangi bir ayrıma takılmadan dünyada yaşamakta olan bir insan bakış açısı ile izliyorsunuz. 

     Filmin senaryosunu kaleme alan Mehmet Kala, gala öncesi davetli olduğumuz basın toplantısında bu hikayenin neredeyse 10 yıllık bir geçmişi olduğundan bahsetti. Aslında filmde 3 ana karakteri (Aziz Solom, Raven ve Shadow) gördüğümüz otel odası Kala'nın 2012 yılında yazdığı bir tiyatro oyununun ana hikayesiymiş. Bu film ise bir odada geçenleri anlatan 10 yıl evvelki tiyatro oyununda yer verilen hikayenin arka planında olanları bize gösteriyor. Yani aslında bu film sayesinde bir anlamda yakın plandan geniş plana geçiyoruz. Böylece de bu odanın dışındaki odaları, oteli, otelde olan kişileri görüyor ve de hikayelerinin bu odada olan kişilerle kesişme noktalarını izliyoruz.  

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Diğer bir yandan ise filmde yer alan 7 oyuncu aslında William S. Burroughs’dan Edgar Allen Poe’ya, Mevlana'dan Rumi'ye, Oscar Wilde'dan Jean Baudrillard'a ve hatta Sartre'a kadar edebiyat ve felsefe tarihinin önemli simgelerine göndermeler yapıyor. Ayrıca Kala'nın kendi dönemi itibariyle etkilendiği edebiyat akımlarına yer verdiği aynı zamanda da bu 7 oyuncu ile 7 ölümcül günah (kibir, açgözlülük, şehvet, öfke, kıskançlık, tembellik, oburluk) arasında derin bağlar kuran film kendi içinde metaforik bir akışa sahip.

     Örneğin filmin ilk dakikasından itibaren filmdeki karakterlerin telefonla konuşma sahnelerinde tüm telefonlardan gelen bazen izleyicinin anladığı ancak filmdeki karakterin anlayamadığı bazense izleyicinin anlayamadığı ancak filmdeki karakterin anladığı, o an izlemekte olduğumuz filmde geçen hikaye ile görünürde bağlantısız olan ancak yaşamla derinden bağlantılı olan bir sesin dediklerinin tümünü filmi ilk izleyişte yakalayamadığınızı hissedebiliyorsunuz. Bu son derece normal çünkü film çok katmanlı bir film. Yani eş zamanlı olarak odaklandığınız bir sürü şey var içerisinde. Dolayısıyla bu durum sizin belli sahnelerden belli çıkarımlar yapmanıza yol açarken bir yandan da filme olan konsantrasyonunuzu en üst noktaya çıkarıyor. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

     İlk filminin ardından Harlem Uluslararası Film Festivali'nden ikinci kez “En İyi Yabancı Film” ödülünü kazanarak yine birincilikle dönen bir yönetmenin filmini izlemek ise sizin, filmin devamını daha da çok merak etmenize neden oluyor. Filmi izledikten hemen sonra da gerçekten bu birinciliğe yakışacak şekilde Türk sinema tarihinde pek tanık olmadığınız türden bir film deneyimi yaşamış oluyorsunuz. Türk oyuncuların büyük bir başarıyla İngilizce konuşarak yaptıkları oyunculuğu ise izlemek gerçekten büyük bir keyif veriyor. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     Derin okumalarla dolu, tahmin edilemez ve de son derece beklenmedik bir şekilde sona eren filme ilişkin ise filmin yönetmeni İlker Savaşkurt filmi izledikten sonra izleyenlerin aklında bırakmak istediğim soru şu demiş: “Geçmişin izlerinden kurtulmak, günahlarımızdan kaçmak gerçekten mümkün mü?” 

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

    Herkes için bu sorunun cevabı farklıdır ancak filmi yeni izlemiş bir kişi olarak sıcağı sıcağına benim yapacağım yorum ise şöyle: "geçmişin izinden kurtulabilmemiz için önce geçmişimiz ile yüzleşmemiz ve ona gerçek anlamda sahip çıkmamız lazım. Başka türlü günahlarımız bizim peşimizi bırakmaz, her yeni olay ve insanda bize kendilerini sonsuz bir süreklilikle hatırlatmaya devam eder.

    Çünkü onları kabul etmemiş, görmezlikten gelmiş oluruz. Yaşadığımız şeye sahip çıkmamış oluruz. Dolayısıyla da kendimizden kaçmış oluruz. Oysa bizler bu dünyaya insan deneyimini yaşamak için, kendimizi bulmak ve sahip çıkmak için gelmeyi seçtik. Türlü türlü erdem sınavlarından başarıyla geçme istediğimiz de zaten buradan geliyor. Çünkü evrilebilmek için, boyutlar arasındaki farkları anlayabilmek için, önce kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu, neden bugünkü kimlik ve bedenimizde olduğumuzu anlamamız gerekiyor. Bilinç düzeyimiz ne kadarına müsade ediyor ise o kadar anlama yolunda yol alıyor olmamız gerekiyor.”

    Altın Koza’ya damgasını vuran uluslararası ödüllü film: “Akis”

    Uzun lafın kısası film gerçekten etkileyici, sizi hemen içine alan farklı bir çekiciliğe sahip bir film. Bir yandan filmdeki karakterlerin hikayesini anlamaya çalışırken bir yandan da zihin boşluğunuzda saklanan bugüne kadar başınıza gelen pek çok olay, tanıştığınız kişiler ve de yaptığımız şeyler üzerinden kendinizi yeniden bir değerlendirmenize neden oluyor. O nedenle Akis’i film listenizde ilk sırada tutmanızda fayda var. 

    Hasan Adalı’nın yapımcılığını, İlker Savaşkurt'un yönetmenliğini, Mehmet Kala’nın ise senaryo yazımını üstlendiği filmde Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz ve Elit Andaç Çam gibi isimler yer alıyor. “Akis (Reflection)” filminin en yakın zamandaki gösterimi için ise Akis filminin sosyal medya hesabını takipte kalabilirsiniz.