hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

    Ayhan Öztoplu ile Foça Caz Festivali ve Türkiye'de caz algısı üzerine...

    04.09.2019 Çarşamba | 17:26Son Güncelleme:

    Foça Caz Festivali Müzik Koordinatörü Ayhan Öztoplu ile bu yıl ilki düzenlenen Foça Caz Festivali ve Türkiye’de caz algısı üzerine konuştuk.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayhan Öztoplu:

    Foça’da ilk kez gerçekleştirilen, 3 günde toplamda 9 grubun sahne aldığı ‘Foça Caz Festivali’nin ikinci gecesi başlamadan önce sahne arkasında festivalin müzik koordinatörü Ayhan Öztoplu ile festival üzerine konuşuyoruz. ‘Foça Caz Festivali’nin nasıl ortaya çıktığını, ne zamandan bu yana planlandığını ve bu süreçte neler yaşadıklarını soruyorum. Ayhan; “ ..Aslında biraz hızlı oldu. Yakın bir tarihte planladık. Diğer festivalleri 2-3 ay önce planlamaya başlıyorduk, bu festival ise 1 ay önce şekillendi.

    Mavi Bahçe Caz Festivali’nden sonra ortaya çıktı. Belediye ile yapılan görüşmeler sırasında; ‘Foça’da da bir festival yapmak istiyoruz’ yaklaşımı ortaya çıkınca biz de hemen harekete geçtik ve bu festivallerin prosedür, gidişat ve ekonomik tarafından sorumlu  kişisi olan Baran Abiyle (Baran Aras) beraber Foçayı planladık..” diyor. Bunun üzerine haliyle Mavi Bahçe’yi, diğer caz festivallerini, festivalin nasıl bir kapsamı olduğunu ve yakın zamanda başka hangi caz festivallerini planladıklarını soruyorum. Yakın zamandaki en önemli organizasyonlarının Eylül sonu Urla’da gerçekleşecek olan “Urla Caz Festivali’ olduğunu öğreniyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayhan Öztoplu ile Foça Caz Festivali ve Türkiyede caz algısı üzerine...

    Ayhan; ‘..Oradaki festivalde de herkes var. Türkiye’de kimi biliyorsanız hepsi orada olacak. Bülent Ortaçgil, Erkan Uğur, Kerem Görsev, Fatih Erkoç, Sarp Maden ,Volkan Öktem ve Alp Ersönmez'den oluşan (MÖE), İlhan Erşahin, Hüsnü Şenlendirici gibi..” diyerek devam ediyor ve festivalin Urla şarapları sponsorluğunda ünlü bir parkın içinde gerçekleşeceğini söylüyor. Geçtiğimiz yıl Baran Aras’la beraber Çanakkale’deki Caz festivalini yapmışlar. Orada da aynı Foça’daki gibi çok iyi bir dinleyici varmış ve Ayhan’a göre özellikle Türkiye’deki caz algısının kırıldığı nokta bu olmuş, bu durumu ise şöyle açıklıyor; “Ben şunu hissediyorum. Alaçatı gibi aşırı popüler olmamış mekanlardaki sanatsal beğeni daha yüksek çünkü insanlar bu müziğe aç. Mesela Foça’ya çok fazla Türk pop grubu geliyor ama hiç caz grubu gelmeyince caz doğal olarak daha çok ilgi çekiyor.” 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayhan’a, Eylül’ün başlıyor olmasına rağmen, festivalin ilk gününden son gününe kadar Foça’da hatırı sayılır çok güzel bir kitlenin caz dinlemeye geldiğini ve gecenin ilerleyen saatlerine doğru da festival alanının daha da kalabalıklaştığını söylediğimde bana şöyle anlatmaya başlıyor: “Biz festivalin ilk gecesi açıkçası çok şaşırdık. Çok iyi bir dinleyici vardı. Siz de şahit oldunuz. Gerçekten sanatsal bir müzik dinlendi. Ben çok ciddi bir dinleyici kitlesi gördüğüm için aşırı mutlu oldum.” Ardından Türkiye’deki caz’ı nasıl değerlendirdiğini, şu an nasıl bir yolculuk içinde gördüğünü soruyorum Ayhan’a; “ ..Sonuçta ben 90’lardan bu yana müzik piyasasının içindeyim ve kısaca değerlendirecek olursak, 80’lerde Türkiye’deki caz grafiği çok yukarılardayken, 90’larda Türk pop’unun çok baskın olması nedeniyle ilgi caz’a karşı düşmeye başlamıştı. 2000’ler benim Avrupa’dan Türkiye’ye döndüğüm ve bizim de yeni yeni Türkiye’deki Caz festivallerine başladığımız yıllardı. Mesela Alaçatı Caz Festivali bunlardan biriydi. Bence geçtiğimiz 7 sene boyunca Caz’a karşı olan ilgi bayağı bir yükselmeye başladı. Ciddi bir katılım var. Eskiden Alaçatı’da caz kulüpleri yoktu. Şimdi ise Alaçatı’yı gezerseniz göreceksiniz ki pek çok düzgün kulüp’te caz çalıyor..” 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayhan Öztoplu ile Foça Caz Festivali ve Türkiyede caz algısı üzerine...

    Festivalin ilk gecesini konuşurken, Ayhan’a caz denildiğinde akla ilk olarak yabancı şarkıların geldiğini, ancak tabi bir yandan da Türkçe bazı şarkıları alıp caz’a dönüştürerek yeniden yorumlayarak söylemek gibi bir durumun da olduğunu, hatta ilk gece Melis Sökmen ve Sibel Tüzün’ün de hem Türk halkının çok iyi bildiği şarkılardan hem de kendi şarkılarından bazı şarkıları cazımsı bir şekilde yorumladıklarını, bu konuda ne düşündüğünü soruyorum. Bana şöyle yanıt veriyor; “Bence sanatsal formda düşünürsek böyle olmamalı. Mesela Aşık Veysel’i dinlediğinizde Aşık Veysel’in parçalarının içine hip hop müziği koyamıyorsunuz. güzel olmuyor. Coğrafya farkı var çünkü. Amerika müziği ve oradaki coğrafyanın içinde Türkçe sözler, Türkçe prosedür ya da yaşanmışlıklar bence caz’a çok oturmuyor. Ama tabi çok oturan çok iyi versiyonlar da var. Ben sadece sanatsal forma ilişkin söylüyorum. Bir müzik dinleyicisi olarak söylüyorum, bunu çok iyi yapan insanlar var Türkiye’de. Yani Türkçe söyleyip çok güzel müzik yapan insanları da biliyorum. Beraber sahne aldığım insanlar da var bu insanların arasında ama bence sanatsal formda düşündüğümüzde bu yapı bana çok da fazla hitap etmiyor. Yani demek istediğim beni pek kendine çekmediği için oturup dinlemiyorum…”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ayhan Öztoplu ile Foça Caz Festivali ve Türkiyede caz algısı üzerine...

    Bu açıklama üzerine Ayhan’a, Türk toplumunu caz’a karşı daha da özendirmek için önce bildiği şarkıları caz tınıları ile beraber dinletmenin insanları caz’a biraz daha yaklaştırıp yaklaştırmadığını soruyorum. “Bir önceki sorunuzda verdiğim cevaptaki gibi, sanatsal formda bana hitap etmiyor olsa dahi, bu doğru insanlar kendilerinden bir şey gördüklerinde daha çok içine giriyor..” diyor ve zaten programı yaparken buna dikkat etmeye çalıştıklarını söylüyor: “Biz bu festivalde biraz daha insanların da dinlediği formda caz söyleyebilecek şarkıcıları programa koyduk. Enstrümantal olarak ise bir iki tane Türkiye’deki seviyesi çok yüksek olan ismi de programa ekledik. İmer Demirer, Kerem Görsev gibi. Arkadan da ‘Ricky Ford’ gibi bir ‘dünya starı’na da bu festivalde yer vermek istedik. Tabi Fatih Erkoç’u ve Erkan Oğur’a da aynı şekilde. Şunu düşündük bu programı yaparken, hep aynı şeyler olmasın. Herkesin dinleyebileceği türde müzikler olsun. Her performans birbirinden farklı olsun. Sanırım bu sayede de nabzı yakaladık..’ 

    Ayhan Öztoplu ile Foça Caz Festivali ve Türkiyede caz algısı üzerine...

    Röportaj bitmeden, festivalin ilk gününde sahne alan sadece caz camiasında değil, klasik müzikte de önemli bir trompetçi olan Şenova Ülker’in konserini Foça halkının pür dikkat dinlediğini hatırlatıyorum Ayhan’a.. O da bana şöyle yanıt veriyor; “Bu tip organizasyonlara müdahale ettiğim konu şu; bazen talepleri belirleyen insanlar kültürel etkinlikler konusunda zayıf olabiliyorlar. Yani hep aynı isimleri dinliyorlar ve aradaki sanatsal isimleri kaçırıyorlar. Popüler isimleri herkes biliyor ama çok popüler olmamasına rağmen çok iyi olan isimler var. Ben burada bu insanların da kaçırılmaması için bir belirleme yapabiliyorum. Böylece insanlar ‘biz bu isimleri dinlememiştik ama çok kaliteli müzisyenlermiş, tanıdığımıza çok sevindik !’ diyebiliyorlar. İlk gece ‘Şenova Ülker’ örneğinde olduğu gibi. Ama tabi konu müzik olduğu zaman dinlemek ve beğenmek çok göreceli bir durum. Herkes aynı bireysel deneyimin içinden gelmediği için duyum ve beğenide farklılıklar belirgin oluyor. Ben bu işe, bu kişiler için elimden geleni yapabilmek için girdim ve bu kadar yıldır da hep festivallere yardım etmeye çalışıyorum.” diyor. Röportaj bitmeden de caz camiası adına güzel haberi veriyor; “Önümüzdeki dönemde Foça, Urla ve Çanakkale caz festivallerinin devam etmesini planlıyoruz. Böylece Ege’deki festivaller güzel gitmeye devam edecek gibi görünüyor. Sonuçta çok ciddi festivaller yapılıyor. Sürekli sponsor olan sanatsever belediyelere ilave olarak devlet desteği de olsa bu işin çok daha başka yerlere de gideceği kuşkusuz..”