hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

    İş, gittiğin yer değil, yaptığın şeydir.

    31.03.2020 Salı | 13:16Son Güncelleme:

    Yeni dünya düzeninin kilit cümlesi belki de bu olacak..Belki de insanlar giderek değil kalarak kendilerinde farklı olan şeyi ancak böyle görebilecekler..Belki de 2020’nin ilkbaharını karantinada karşılayan tüm insanlar ancak böyle kendilerini bugüne kadar hiç duymamış oldukları bir şekilde duyabilmiş olacaklar..

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Belki de ancak böyle sabah git akşam gel koşturmacasının içinde görünmeyen veyahut görmezlikten gelinen şeyler görünür olabilecek..
    Belki de ancak böyle öğrenilecek sevginin yeni dili ve ancak böyle sevebileceğiz sevmemiz gerekenleri hiç sevemediğimiz kadar..
    Belki de tüm bu olan biten ‘alışılmamış eğitim modülü’nün sonunda ancak tanışabileceğiz gerçek kendimizle ve ancak böyle vazgeçebileceğiz olmadığımız kişi olmaktan..
    Ve belki de ancak bu sayede kurulabilecek yeni hayaller ve hatırlanabilecek hatırlanması gerekenler.. Çünkü hepimiz biliyorduk aslında ama unuttuk. Yeni baştan yaratmak için gerçekliği, yıkmak gerekiyordu önce yanlış öğrenilmiş tüm gerçekleri.. İşte şimdi yeni bir başlangıcın zamanı geldi !

    ***

    Bir süredir içinde bulunduğum sistemin dışında gibi hissediyordum kendimi. Sanki herkesin gördüğü dünyayı herkesin gördüğü şekilde görmüyor gibiydim ve o nedenle de bir çok şeyin sahteliği bana fazla görünür gibiydi. O nedenle bir süreliğine İnstagram ve WhatsApp bildirimlerimi kapattım. Beni hiçbir şeyin - çok önemli aramalar dışında - bölmesini istemedim. Çok iyi geldi. Benim için sadece içimden gelenleri yapıp olanı olduğu gibi kabul ettiğim bir dönem başladı. Karantina’nın sürpriz hediyesi ! Böylece bir çok kişinin bayrak yarışındaymış gibi birinden alıp diğerine ulaştırdığı panik ve telaş halinden uzaklaştım. Olan biteni uzaktan izlemeye başladım. Katıldığım tek yer kendim olmaya başladı ve böylece de kendi sesimi daha çok duyar oldum. Kendime daha da çok yaklaştım ve daha çok yaklaştıkça da etrafta olan diğer herşey ufalmaya başladı. Evi istediğimde bir dağın tepesine, istediğimde ise bir bahçeye dönüştürebildim. Ev daha da sıcacık oldu. Çiçekler açtı. Yemekler pişti. Yarım kalan tüm cümleler tamamlanmaya başladı. Kendini gösterme ve bir şeyler yapma döngülerinden uzaklaşmaya başladım. Görünmek istemediğim gibi görünme furyası beni kandıramadı. Yani sosyal medya okuluna mazeretsiz devamsızlık yaptım. Belki kimilerine göre yanlış yaptım ama bazı yanlışlar sizi daha da doğru yapar ya hani. İşte tam olarak öyle oldu ve ben sessiz kalabildim. Dışarıda kaçan bir şey yoktu, o yüzden içeride kaldım. İçeride tahammül edemediğim bir şey yoktu, o yüzden kendimle baş başa kalmak bana zor gelmedi. Olan biteni anlayabildiğim kadar anlayıp, görmem gerekeni de kendimce görmeye çalıştım. Ben, ben olmayı kabul ettiğim için sessizlik canımı acıtmadı. Ben, olan biteni olduğu gibi kabul ettiğim için, nefes alabildiğim yer sessizlik olmaya başladı. Bu sessizlik sayesinde daha önce hiç duyamamış olduğum şeyleri duymaya başladım. Olmuşu ve olacağı yeniden düşünmeye başladım. Dünya’nın söyleyecekleri olduğunu hissettim ve sonra da onu dinlemeye başladım:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ‘Peki, sence neden oldu? Neyi yaptın sandın, neyi eksik yaptın ya da neyi kuralına uygun yapmadın da bu geldi senin ‘Dünya’nın başına? Hadi şimdi düşünmeye başla.. Çünkü hangi sesleri duymazlıktan geldiğini anlayacağın yer burası olacak. Sessizliğin senin sesini duyuracağı yer burası olacak. O yüzden hadi düşünmeye başla.. 3-5 parça eşya, karnını doyuracak 3-5 parça lokma neden sana yetemiyormuş bulman gerek. Pekala yettiğini öğrenmen gerek. Hayatın en çok nesine iştahlıymışsın? Gerçekte neye ihtiyacın varmış? Acaba ihtiyaçtan fazlasını mı istiyormuşsun? Sence kim olduğunu anlamakta direniyor muymuşsun? Görmen ve anlaman gerek. Şimdi gerek. Çünkü bir gün son nefesini verirken, bu hayattan bu dünyadan tümüyle çekip giderken, bugünkü geçiştirmelerinin o zamanki canını acıtacağını şimdiden bilmen gerek. Bu olanlar hep bu yüzden oluyor. Sen bilmediğini bil diye oluyor. Eski hayatına belki de eskisi gibi devam etmemen gerektiğini artık görmen için oluyor. Hep bu yaşta, hep bu güzellikte, hep bu bedende böylece kalacağını sanma diye oluyor.. Özgür olmazsan, sağlığın yerinde olmazsa neye yarar ün, şan, şöhret, para? diye kendine sorman için oluyor. Ve cevap yine aynı yere geliyor. Özgürlük de sağlık da insanların parayla olan imtihanıdır unutma. Ya yaşam tahmininden kısa olsaydı? Hem senin, hem de sevdiklerin için yaşam tahmin ettiğin kadar uzun olmasaydı, neyi yapıyor neyi asla yapmıyor olurdun? Pişmanlıkların, keşken ne olurdu? Kimi daha çok görmek isterdin? Kime neyini emanet etmek isterdin? En çok kimi özlerdin? Vakit düşünme vaktidir. Bu zaman sana düşünmen için tanınıyor ve doğru cevabı bulacağın kişi ile de baş başasın şimdi, hadi güzelce düşün ve tüm cevapları bul. Mesela yapacağım dediğin neleri yap(a)madın bugüne kadar? Neleri yarım bıraktın? Küçük bir çocukken ‘asla öyle olmam’ dediğin kimselere sen de dönüştün mü? Kendi kendine kalabil ve araya kimseyi almadan bir düşün bakalım. En çok kimeymiş senin inadın? En çok kiminleymiş senin kavgan? En çok kimeymiş senin havan? Cevapla bakalım. Bugüne kadar bir çocuk gibi mi yaşadın? Büyüyünce kim olacağını hiç düşünmeden mi yaşadın? Yaşam sana artık çocuk olmadığını hatırlatıyor olabilir mi?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sahi kimsin sen?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir bak aynaya bakalım kimsin?
    O süper kahraman filmlerinde ne olduğunu hatırlıyor musun? Süper gücünü gösterebilmen için zorluklarla karşılaşman gerektiğini, süper gücünün ne olduğunu görebilmen için önce zayıf ve güçlü olduğun yanlarını bilebilmen gerektiğini, fakat önce senin dışındaki her şeyi durdurman gerektiğini hatırlıyor musun? İşte şu an tam olarak o noktadayız. Her şeyden üstün olan şeyin sevgi, herkesten üstün olan kişilerin ise sevdiklerin olduğunu hatırladığın noktadayız. İşte tam olarak bu noktada, kendi derinine girip, kendine kendinden başka kimsenin cevap olamayacağını görmen gerekiyor. Bu ‘ev hapsi’ görünümlü öğrenim sürecinin sonrasında, yeni düzende sen olmasan da işleyecek ama sen olmazsan asla işlemeyecek olan şeyin ne olduğunu bulabilmiş olman gerekiyor. Unutma ki tüm bu olanlar, oyun yeniden başladığında oyunda daha da ileri gidebilmen, kendini kendinin bir üst modeline taşıyabilmen için oluyor. Bu süre, kendini geliştirmen gereken yerleri fark edebilmen ve de geliştirebilmen için veriliyor sana. Bundan sonraki evrede süper gücünü göstereceksin. O yüzden bil ki bugünlerde iş de sensin, gittiğin yer de..

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Merhaba insan.’