Canlı Yayın
Şirin Melek’e ilk olarak resimlerle dolu odacıklardan birinde önünden geçerken gösterdiği iki eserini sordum. Bir kaç yıl evvel kendi kişisel sergisinde gördüğüm eserlerden oldukça farklı tarzda eserlerdi. Mesaj içerikli oluşu ile öne çıkan o günkü işleri üzerine sergide biraz sohbet ettikten sonra, o haftaki makalemde Melek’in sergisine ve de sergide etkilendiğim bazı eserlere yer vermiştim. Dolayısıyla Melek’e, yolunun Art.İst.Sauna ile nasıl kesiştiğini merak ettiğimi sordum. Bana, bu projede olmasının en önemli nedeninin; “bağımsız sanatçılar ile çalışmak ve de bu sanatçıların özgürce yollarını seçebiliyor olmasını desteklemek” olduğunu söyledi.
Biz sohbetimize henüz başlamıştık ki yanımıza UNIQ Expo Kurucusu Alper Eyüboğlu da geldi. Bunun üzerine ben de Alper Bey’i görür görmez, Uniq Expo’ya en son Andy Warhol sergisini ziyarete geldiğimi ve açıkçası oldukça geniş olan bu alanı bu defa nasıl doldurmuş olduklarını merak ettiğimi söyledim. Eyüboğlu, benim Andy Warhol sergisine gelmiş olduğumu öğrenince, bana hikayeyi biraz daha başından anlatmak istediğini söyledi.
O günlerde belki sanat haberlerinden ya da billboardlardan aklınızda kalmıştır. “Andy Warhol - Pop Art” sergisi 2019 yılının Kasım ayında İstanbul’da oldukça ses getiren bir sergiydi. Hatta sergiye dair öne çıkan haberlerde en çok “Uniq Expo’nun 1500 m2’lik bu geniş alanı”ndan bahsedilmişti.
Hikayeye yeniden dönecek olursam, Alper Bey bu konuda ne yazıkki sergiyi açtıktan sonra Mart 2020 ortasında pandemi nedeni ile sergiyi daha tam bitiremeden erken bir şekilde kapatmak durumunda kaldıklarını söyledi. Herkesin evlerinde olduğu pandemi dönemini ise farklı değerlendirmek isteyerek, genç sanatçılara destek olmak amacıyla maddi ödüllü multi-disipliner McArt Awards adıyla bir yarışma düzenlemişler. Sonrasında seçkin bir juri tarafından bu yarışmaya başvuran 180 sanatçının 180 eseri arasından kazananları belirleyip ardından da bu geniş alanda sergilenen ilk eserlere karar vermişler.
Art.Ist Sauna'nın iş modeli mantığı hakkında ise Şirin Melek, bu alanın her şeyden önce tamamen bir sosyal girişim olduğunu, aslında bir teması ve bir kürasyonu olmadığını ve de Türkiye’nin her şehrindeki yeni nesil yetenekli sanatçıların kendilerini ifade edebilmeleri için herkese açık bir inisiyatif olduğunu söyledi. Kısacası Art.İst.Sauna’nın kendi seçici kurulu, önce sanatçı ve eserleri belirliyor ardından da sergilenmek üzere seçtikleri eserlerin nasıl satış amaçlı sergilenebileceğine karar veriyormuş.
Diğer bir yandan ise projede yer alacak çalışmalar konusunda herhangi bir kriter, tema, teknik, içerik hatta kürasyon temelli bir yaklaşım olmaksızın her alanda, her disiplinden sanatçıya açık bir sistem uygulamaya çalışıyorlarmış. Portföyleri ile Art.Ist Sauna’ya başvuran tüm sanatçıları niteliksel ve niceliksel olarak belirli bir sanatsal zeminde değerlendirip ardından da seçilen yeni eserleri kendi seviyelerine göre sergi alanında sergilemeye başlıyorlarmış. Art.Ist Sauna’nın marka adının ‘Sanat Pazaryeri’ anlamına gelmesinin asıl nedeni buymuş. O nedenle bu alanda grafiti, duvar sanatları, karikatür, collectable art gibi farklı disiplinlerine sıkça yer veriliyormuş. Çünkü burada ulaşılabilir sanat eserlerinin sergilenebilmesinin yanında ana amaç, 7’den 70’e herkesin kendini rahat hissedebileceği, kahve içip kitabını okuyabileceği eğlenceli bir ortam yaratmakmış..
UNIQ Expo Kurucusu Alper Eyüboğlu bu konuyu yani ‘Sanat Pazaryeri’ tanımının alt metnini oluşturan “erişilebilir sanat” konusunu fazlaca önemsediklerini ve bu nedenle de Art.Ist Sauna’yı TTLC Sanat Danışmanlığı Kurucusu Dr. Gizem Pamukçu ve McArt.ist Art Incubation Center Kurucusu Dr. Cem Bülent Ünal ve Seden Bolat ortaklığı ile hayata geçirirken, farklı disiplinlerden sanat yapıtlarını bir araya getirmeye öncelik verdiklerinden bahsetti bana.
Tabi bu noktada bu alanın 365 gün açık, ücretsiz ve de neredeyse tüm sanat dallarındaki eserlere tek adreste doğrudan ulaşılabilir oluşu özellikle pandemi sonrası yeni normalin başladığı bu günlerde oldukça önemli bir haber. Açıkçası ben Uniq Expo’yu gezerken bu alanda önceki sergiden kalan Van Gogh Odası Enstalasyonu’nun kalıcı olmasına çok sevindim. Aynı şekilde Andy Warhol - Pop Art sergisinden kalan konserve kutularından duvarlar, tamamen alüminyum folyoyla kaplanmış dijital sanat odası ve dev bir disko topuyla zenginleştirilmiş iç mekanların kalmasına da öyle. Alana yeni eklenen kütüphane ve salıncak odası ise kesinlikle bana göre de pek çok yaş ve kesimden insanı buraya çekecek gibi görünüyor.
Unutmadan, Art.İst.Sauna’nın sloganı “365 Gün Erişilebilir Sanatla Buluşun !” Yani bu demek oluyor ki Uniq İstanbul’a istediğiniz her an gidip kendi bütçeniz için hangi tip eserler var görebilir ve de burada sergilenen eserleri istediğiniz gibi inceleyebilirsiniz. Bu arada aklınızda olsun, bu alan pazar yeri mantığı ile çalıştığı için beğendiğiniz eserlerin sanatçıları ile pazarlık da yapabilirsiniz.
Şirin Melek’e ilk olarak resimlerle dolu odacıklardan birinde önünden geçerken gösterdiği iki eserini sordum. Bir kaç yıl evvel kendi kişisel sergisinde gördüğüm eserlerden oldukça farklı tarzda eserlerdi. Mesaj içerikli oluşu ile öne çıkan o günkü işleri üzerine sergide biraz sohbet ettikten sonra, o haftaki makalemde Melek’in sergisine ve de sergide etkilendiğim bazı eserlere yer vermiştim. Dolayısıyla Melek’e, yolunun Art.İst.Sauna ile nasıl kesiştiğini merak ettiğimi sordum. Bana, bu projede olmasının en önemli nedeninin; “bağımsız sanatçılar ile çalışmak ve de bu sanatçıların özgürce yollarını seçebiliyor olmasını desteklemek” olduğunu söyledi.
Biz sohbetimize henüz başlamıştık ki yanımıza UNIQ Expo Kurucusu Alper Eyüboğlu da geldi. Bunun üzerine ben de Alper Bey’i görür görmez, Uniq Expo’ya en son Andy Warhol sergisini ziyarete geldiğimi ve açıkçası oldukça geniş olan bu alanı bu defa nasıl doldurmuş olduklarını merak ettiğimi söyledim. Eyüboğlu, benim Andy Warhol sergisine gelmiş olduğumu öğrenince, bana hikayeyi biraz daha başından anlatmak istediğini söyledi.
O günlerde belki sanat haberlerinden ya da billboardlardan aklınızda kalmıştır. “Andy Warhol - Pop Art” sergisi 2019 yılının Kasım ayında İstanbul’da oldukça ses getiren bir sergiydi. Hatta sergiye dair öne çıkan haberlerde en çok “Uniq Expo’nun 1500 m2’lik bu geniş alanı”ndan bahsedilmişti.
Hikayeye yeniden dönecek olursam, Alper Bey bu konuda ne yazıkki sergiyi açtıktan sonra Mart 2020 ortasında pandemi nedeni ile sergiyi daha tam bitiremeden erken bir şekilde kapatmak durumunda kaldıklarını söyledi. Herkesin evlerinde olduğu pandemi dönemini ise farklı değerlendirmek isteyerek, genç sanatçılara destek olmak amacıyla maddi ödüllü multi-disipliner McArt Awards adıyla bir yarışma düzenlemişler. Sonrasında seçkin bir juri tarafından bu yarışmaya başvuran 180 sanatçının 180 eseri arasından kazananları belirleyip ardından da bu geniş alanda sergilenen ilk eserlere karar vermişler.
Art.Ist Sauna'nın iş modeli mantığı hakkında ise Şirin Melek, bu alanın her şeyden önce tamamen bir sosyal girişim olduğunu, aslında bir teması ve bir kürasyonu olmadığını ve de Türkiye’nin her şehrindeki yeni nesil yetenekli sanatçıların kendilerini ifade edebilmeleri için herkese açık bir inisiyatif olduğunu söyledi. Kısacası Art.İst.Sauna’nın kendi seçici kurulu, önce sanatçı ve eserleri belirliyor ardından da sergilenmek üzere seçtikleri eserlerin nasıl satış amaçlı sergilenebileceğine karar veriyormuş.
Diğer bir yandan ise projede yer alacak çalışmalar konusunda herhangi bir kriter, tema, teknik, içerik hatta kürasyon temelli bir yaklaşım olmaksızın her alanda, her disiplinden sanatçıya açık bir sistem uygulamaya çalışıyorlarmış. Portföyleri ile Art.Ist Sauna’ya başvuran tüm sanatçıları niteliksel ve niceliksel olarak belirli bir sanatsal zeminde değerlendirip ardından da seçilen yeni eserleri kendi seviyelerine göre sergi alanında sergilemeye başlıyorlarmış. Art.Ist Sauna’nın marka adının ‘Sanat Pazaryeri’ anlamına gelmesinin asıl nedeni buymuş. O nedenle bu alanda grafiti, duvar sanatları, karikatür, collectable art gibi farklı disiplinlerine sıkça yer veriliyormuş. Çünkü burada ulaşılabilir sanat eserlerinin sergilenebilmesinin yanında ana amaç, 7’den 70’e herkesin kendini rahat hissedebileceği, kahve içip kitabını okuyabileceği eğlenceli bir ortam yaratmakmış..
UNIQ Expo Kurucusu Alper Eyüboğlu bu konuyu yani ‘Sanat Pazaryeri’ tanımının alt metnini oluşturan “erişilebilir sanat” konusunu fazlaca önemsediklerini ve bu nedenle de Art.Ist Sauna’yı TTLC Sanat Danışmanlığı Kurucusu Dr. Gizem Pamukçu ve McArt.ist Art Incubation Center Kurucusu Dr. Cem Bülent Ünal ve Seden Bolat ortaklığı ile hayata geçirirken, farklı disiplinlerden sanat yapıtlarını bir araya getirmeye öncelik verdiklerinden bahsetti bana.
Tabi bu noktada bu alanın 365 gün açık, ücretsiz ve de neredeyse tüm sanat dallarındaki eserlere tek adreste doğrudan ulaşılabilir oluşu özellikle pandemi sonrası yeni normalin başladığı bu günlerde oldukça önemli bir haber. Açıkçası ben Uniq Expo’yu gezerken bu alanda önceki sergiden kalan Van Gogh Odası Enstalasyonu’nun kalıcı olmasına çok sevindim. Aynı şekilde Andy Warhol - Pop Art sergisinden kalan konserve kutularından duvarlar, tamamen alüminyum folyoyla kaplanmış dijital sanat odası ve dev bir disko topuyla zenginleştirilmiş iç mekanların kalmasına da öyle. Alana yeni eklenen kütüphane ve salıncak odası ise kesinlikle bana göre de pek çok yaş ve kesimden insanı buraya çekecek gibi görünüyor.
Unutmadan, Art.İst.Sauna’nın sloganı “365 Gün Erişilebilir Sanatla Buluşun !” Yani bu demek oluyor ki Uniq İstanbul’a istediğiniz her an gidip kendi bütçeniz için hangi tip eserler var görebilir ve de burada sergilenen eserleri istediğiniz gibi inceleyebilirsiniz. Bu arada aklınızda olsun, bu alan pazar yeri mantığı ile çalıştığı için beğendiğiniz eserlerin sanatçıları ile pazarlık da yapabilirsiniz.
SON DAKİKA
