hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Duygu Merzifonluoğlu Duygu Merzifonluoğlu

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin !

    14.04.2023 Cuma | 16:11Son Güncelleme:

    Geçtiğimiz hafta BİFO ile Igudesman & Joo konserinde, alışılmış klasik müzik konserlerinden oldukça farklı, insanı müthiş özgür ve de neşeli hissettiren unutulmaz bir deneyim yaşadık. Resmen komikliklerle dolu, beklenmedik, müzikalimsi bir şovun içindeydik… 

     

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Parlak renkler vardı. Müzisyenler hep giymeye alışkın oldukları siyahları bir kenara atmışlardı. Üzerlerinde simler, fıstık yeşiller, çingene pembeleri vardı. Sahneye renkli kravatlar, şallar, yılbaşı düdükleri ile çıkmışlardı. I will survive'dan operaya geçen parçalar, oryantal’den Latin’e kadar uzanan danslar, hem müzisyen hem dansçı on parmağında on marifet olan orkestra kızları, tabiri caizse bizi yerimizde kıpır kıpır oynattı. 

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin

    O nedenle konser sonrası hemen peşine düştüm bu ikilinin. Kimdi bu müzisyenler? Borusan Sanat bu alternatif konseri nasıl ve ne zaman seçmişti? Bu sıradışı, samimi, mizahla müzikal karışımı renkli konserin hikayesi tam olarak neydi? Pembe takım elbisesi ve de kırmızı camlı gözlükleriyle piyanonun başında oturan, arada piyanonun nota masasına bakarak saçını tarayan, sandalyede rahat edemeyip evirip çevirip tozunu attıran, kahkahalarla yerlerde yuvarlanan, yerinden kalkıp hemen yanında oturan müzisyenlerin sandalyesine sığmaya çalışan Hyung-ki Joo kimdi? Peki ya bir klasik müzik konserinde sahnede yapılmayacak ne varsa yapmasına rağmen yine de tuhaf algılanmayan Hyung-ki Joo ile sürekli tatlı sert bir atışma içinde olan Aleksey Igudesman nasıl biriydi? 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

     Peki ya bize koskoca Zorlu PSM’nin Turkcell sahnesinde değilmişiz de sanki Igudesman & Joo’nun evlerinin salonunda bir gece biz bize eğleniyormuşuz gibi hissettirmek planlı bir şey miydi? 

    Peki ya müzisyenlerin sadece müzisyen olarak kalmamasını, kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlamasını isteyen bu ikiliden hangisiydi? 

    Peki ya Şef Sascha Goetzel’in yakasındaki nar çiçeği kırmızı çiçek ve gözlerindeki o karizmatik güneş gözlükleri kimin fikriydi?

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin

     Harikuladeydi.. Harikuladeydi.. Harikuladeydi.. 

    İşte bunlar ve daha anlatamadığım bir sürü neden yüzünden defalarca izlemek ister insan bu konseri. Kendini tekrar etmeyen, aralıksız gülümseten ve bir de üstüne deli gibi mutlu eden böyle konserler peşindeyim hep ben.. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kalabalık içinde kimseye takılmadan dans edebilen havalı insanlarla, sesi kötü olsa da sevdiği parçaya özgürce eşlik eden insanları hatırlattığı için.. 

    Bir de tabi konser boyunca ‘birinci olacağımdan emin olsam hangi yarışmaya girerdim, hiç gülünmeyeceğini bilsem insanların önünde neyi ilk kez denemek isterdim?’ gibi soruları bana sordurduğu için..

    Şimdi beni müthiş derecede etkileyen bu konserin bende bıraktığı bu derin izlerin ardından gelelim hikayenin en en en başına..

    Borusan Sanat’ın yöneticisi sevgili Aydın Dorsay’a Igudesman & Joo hakkında merak ettiğim tüm soruları sordum ve şunları öğrendim.

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin

    Borusan Sanat, klasik müzik alanındaki alternatif projeleri zaten çok uzun süredir takip ediyormuş. Igudesman & Joo ikisiyle de daha önce Borusan Quartet konserinde bir araya gelmişler. Geçtiğimiz hafta izlediğimiz bu projenin planlanması ise aslında 2018 yılına dayanıyormuş ancak tabi pandemi nedeniyle bu konseri bu seneye ertelemek durumunda kalmışlar. 2020’de ise Beethoven’ın doğumunun 250. yılı olması sebebiyle Borusan Sanat bu ikiliye bir eser siparişi vermiş. Sonrasında ise hem “Beethoven Yılı”nın geride kalması hem de görüşmeleri esnasında yeni bir projelerinin olduğunu öğrenmeleri nedeni ile, Igudesman & Joo, Sascha Goetzel ve BİFO’yu bir araya getirmeyi başarmış. Böylece “Happy Concert” projesini planlayabilmiş ve de gerçekleştirebilmişler. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Igudesman ve Joo‘nun biraraya gelme hikayeleri ise şöyle başlamış. Uzun yıllar evvel Yehudi Menuhin Okulu'nda tanışmışlar ve aslında ilk yıl onlar için neredeyse ilk görüşte nefretten ibaretmiş. Aleksey sürekli Hyung-ki'yi dövermiş. Bir gün Hyung-ki, Aleksey'e biraz balık ve patates kızartması (fish & chips) teklif edince ve Aleksey de bir lokma yemek yeme fırsatına karşı koyamayınca işler değişmeye başlamış. İşte o günden sonra, özellikle yemek ve müzikte arkadaş ve ortak olmuşlar. O günlerde bile hep büyük komedyenleri, büyük müzisyenlere paralel olarak dinliyor ve izliyorlarmış. Victor Borge, Dudley Moore ve hatta Glenn Gould gibi hem harika müzisyenlerden hem de harika mizah anlayışı olan insanlardan çok etkilenmişler. Aleksey'in ders alma şansına sahip olduğu büyük kemancı Yehudi Menuhin bile onlara sadece “klasik müzik” değil, her şeye açık olmayı öğretirmiş. Tiyatroya, sinemaya ve oyunculuğa her zaman çok yakın olmuşlar. Hem sahnede hem de sahne dışında pek çok proje yapmış, sahne ve beyazperde için müzikler yazmış, gösterilerde ve sahne oyunlarında oynamışlar.

    Programda yer alan parçaların öne çıkan hikayeleri ve de parçaların bu konser için nasıl seçildiğine gelince.. 

    Açıkçası BİFO ile çalışma fırsatından faydalanmak istemişler ve bu konserde skeçlerin yanısıra senfonik bestelerine de bolca yer vermek istemişler. Örneğin programın ilk parçası olan “An Austrian in America” adlı eserleri, yazarken çok eğlendikleri bir eserleriymiş. (Bu eserde Mozart, Schubert, Strauss gibi bestecilerin ünlü eserlerinin, Amerika melodilerinden alıntılarla bir süite dönüştüğünü anlatıyorlar.)

    Kendi çılgın sınırlarını kibarca zorlayan Igudesman & Joo’ya dikkat edin

    “Joyful Variations" adlı eserleri ise senfoni orkestrası ve solistler için Beethoven’ın Dokuzuncu Senfonisi'nden temalar üzerine bir dizi varyasyon içeren, Beethoven ve Schiller'in “Tüm insanlar kardeştir" mottosunu alıp dünya çapında bir kaleydoskop yolculuğuna çıkaran, insanı mutlu eden bir parça. İkilinin anlattığına göre perküsyoncular, büyük ihtimalle daha önce bir senfonik eserde kullanılmamış bir şekilde bu parçanın kahramanları. (Bu parça aynı zamanda BİFO’nun eser siparişi olan da parça. Programın sonlarında yer alan bu parça çalınırken salondaki herkes gerçekten de parçanın adı gibi son derece neşeliydi.) 

    Programın son parçası olan Pharrell Williams'ın "Happy" şarkısı ise Mozart ve Strauss'un da şarkıya dahil edilmiş versiyonuyla Igudesman & Joo’ya göre muhtemelen dönemimizin en mutlu şarkısı ve bir yandan da ikinin bu konseri yapma amaçları. 

    Neden derseniz.. 

    Igudesman & Joo’nun bu konseri planlarken orkestra ve her şeyden önce seyirciler için heyecan verici, eğlenceli, biraz çılgınca ve güzel bir konser yapmak istemişler. "Müzik mutlu eder" diyerek, "Mutlu Konser”i planlamışlar ve sonunda da ortaya böyle bir şaheser çıkarmışlar. 

    Şimdi bu hikayenin ardından diyorum ki; ben ne şanslıyım ki Aleksey Igudesman ve Hyung-ki Joo ikilisini, harika BİFO orkestrası, şef Sascha Goetzel ve de Viyana'da dünyaya açılan ödüllü perküsyoncu ve besteci Lucy Landymore ile aynı sahnede izleyebilmişim. Umuyorum hayatınıza renk katacak, sürekli gülümsetecek, ciddi ve kuralcı olmaktan özgürleştirip, rahatlatacak bu konseri siz de bir vakit bir yerde izleyebilirsiniz..