Canlı Yayın
Soyadınızı verdiğiniz bu apartmanın cephesine D’Aronco, özgün çizimleri ile Art Nouveau akımının karakterini yansıtan belli başlı bezeme öğelerini, dünyadaki özgün örnekleriyle bire bir işliyor. Apartmanınıza her bakan, ön cephesine kondurulmuş olan güllerin, çiçeklerin, bitkisel motiflerin ve de suretlerin incelikli bir süsleme sanatına dönüşüşüne tanıklık etmiş oluyor.
Balkonlarınıza ise apartmanınızla özdeşleşecek çiçek biçimli ferforje lambalar yerleştiriyorsunuz. Tabi bu yerleştirmeleri yaparken, sonraları önemli bir moda evine dönüşecek olan bu binada hem çalıştığınız hem de yaşadığınız yıllarda bu çiçekli lambaların gecenin ilerleyen saatlerine dek istiklal’i aydınlattığının söyleneceğini ve de bu görüntünün hafızalara kazınacak bir görüntü olacağını bilmiyorsunuz. Bir tür sanat objesi olan bu çiçek figürlü lambaların sizin, kariyerinizin, hayata bakış açınızın bir simgesi olacağını da.
O günler böyle şeyleri düşündüğünüz günler değil çünkü. Yıllar içerisinde bu binada geçen olayların anlatıldığı hikayelerde sık sık konusu edilen asansörü, vitray pencereleri ve iç mekan planları ile çelik konstrüksiyon kullanımı gibi özellikleriyle mimarlık ve sanat tarihi içinde özel bir yerde duracağını da o an bu yapıyı inşa ederken bilmiyorsunuz. Böylece de “muazzam tasarım öğeleri” olarak adlandırılan bu yapı yıllar içerisinde işyeri ve konut birlikteliğinin ilk örneklerinden birini sunan bir yapı oluyor.
Tarih sayfaları bu sırada 1900-1901 yıllarını gösteriyor ve apartmanınız Beyoğlu’nun şimdilerde “İstiklal Caddesi No:235” olarak bilinen noktasında kökleniyor. Apartmanınızın giriş katı moda evi, birinci katı atölye, diğer katları ise ailenizin ve de moda evi çalışanlarının tasarrufunda olan konut alanları olarak işlev görmeye başlıyor. Bu sırada cadde üzerindeki komşularınız ise Cafe Lebon ve Markiz Pastanesi.
Ah bir de unutmadan, sevgili Hippolyte François Decugis’in işlettiği içinde porselen yemek takımları, kristal bardakları, gümüş çatal bıçaklarının satıldığı “Constantinople Pera” isminde bir mağaza var apartmanınızın hemen girişinde. Burada yer alan bu yemek takımları, bardaklar ve de çatal bıçakları ise karşımıza ancak Dolmabahçe Sarayı, Pera Palas Oteli ve Markiz Pastanesi gibi yerlerde çıkıyor.
Uzun yıllar Osmanlı Sarayı ve İstanbul elitleri için kıyafetler hazırlıyorsunuz. Botter Moda evi olarak, Beyoğlu tarihinde Cadde’nin şıklığının öne çıktığı bir döneme altın harflerle adınızı yazdırıyorsunuz. Padişah II. Abdülhamit’in isteği üzerine sarayın resmi terzisi olan siz Jean Botter için inşa edilen Botter Apartmanı şehrin “ilk moda evi” olarak adını dört bir yanda duyuruyor. Zamanla “Botter Moda evi” adını alan bu apartman, yavaş yavaş Avrupa modasının, şehrin elitlerine sunulduğu, onlar için özel defilelerin yapıldığı bir mekana dönüşüyor.
Fakat sonra birden Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı patlak veriyor. Tabi bu gelişmeler beklediğiniz türden şeyler değil. Doğal olarak moda evinize olan ilgi bir anda azalmaya başlıyor. Yıl 1917. Sizin için üzgün geçen bir dönem, zorunlu bir ayrılık hali. Siz ve yıllar boyunca sizinle beraber yaşayan Botter Ailesi, apartmanı Osmanlı vezirlerinden Nedim Paşa’nın oğlu Mahmut Nedim Bey’e satıp Paris’e taşınıyor ve böylece de Botter Apartmanı ilk defa sizsiz yeni bir döneme başlamış oluyor.
Bugün ise takvim yaprakları 2022 yılını gösterirken neredeyse 100 yıldan fazla bir süre sonra İstanbul’un kültürel mirasını korumayı amaçlayan İBB Miras, Botter Apartmanı’nın bu kültürel tarihinin hikayesine sahip çıkıyor ve bu sayede uzun bir süredir uygulamakta olduğu cephe konservasyonu ile beraber Botter Apartmanı eski ışıltılı günlerine dönmeye hazırlanıyor.
122 yıllık bir tarih barındıran, İstanbul’un birçok ilkini içinde saklayan, İmparatorluğun ilk binası olarak öne çıkan ve bugün “1. Derece Korunması Gereken Kültür Varlığı” statüsünde olan, 1900’lü yılların Saray Mimarı Raimondo D’Aronco’nun imzasını taşıyan bu yapı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon projesi ile beraber “UNESCO Tasarım Kenti İstanbul”da tüm şehre ilham veren yeni bir sanat ve tasarım merkezi oluyor.
Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi’nde neler olacak?
Bu yapının geleceğin hayallerini tasarlayan, her katında etkinliklerin, gösterimlerin ve buluşmaların olması planlanıyor. Sırası ile bahçe, zemin kat ve birinci kat restorasyon sonrası İstanbulluların hizmetine açılacak. Yeni döneminde ise sergi salonu, gösterim merkezi, tasarım atölyesi, sanatçıların buluşma noktası gibi alanlara ev sahipliği yapacak.
Bahçede bir kafe ve de tasarım evi olması planlanıyor. Restorasyon sonrası ise Botter Apartmanı’nın şantiyesi, Kara Suları, Bukoleon Sarayı, Anadolu-Rumeli Hisarları ve Sen Piyer Han’daki gibi “açık şantiye ilkesiyle” kent sakinlerinin ziyaretine açılacak.
Kumbaracı yokuşu, Asmalımescit, Tünel Meydanı ve Yüksek Kaldırım gibi İstiklal Caddesi’nin önemli noktalarını buluşturan bir köşesinde, İsveç Konsolosluğu ile Hıdivyal Palas’ın tam ortasındaki 235 numarada karşımıza çıkan Botter Apartmanı.. Pera’dan Beyoğlu’na, Cadde-i Kebir’den İstiklal Caddesi’ne, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan hikayesi ile eski İstanbul’un ruhunu yeni İstanbul’a devretmeye hazırlanıyor.. Zaman içinde Maison Botter, Casa Botter, Botter Apartmanı, Botter Han gibi farklı isimlerle anılan bu tarihi yapıda, Beyoğlu’nun zamansız olan anlarından birinde bu ruhun gizemi içinde kaybolmayı isteyen sanatseverler ile karşılaşmak ümidiyle..
Soyadınızı verdiğiniz bu apartmanın cephesine D’Aronco, özgün çizimleri ile Art Nouveau akımının karakterini yansıtan belli başlı bezeme öğelerini, dünyadaki özgün örnekleriyle bire bir işliyor. Apartmanınıza her bakan, ön cephesine kondurulmuş olan güllerin, çiçeklerin, bitkisel motiflerin ve de suretlerin incelikli bir süsleme sanatına dönüşüşüne tanıklık etmiş oluyor.
Balkonlarınıza ise apartmanınızla özdeşleşecek çiçek biçimli ferforje lambalar yerleştiriyorsunuz. Tabi bu yerleştirmeleri yaparken, sonraları önemli bir moda evine dönüşecek olan bu binada hem çalıştığınız hem de yaşadığınız yıllarda bu çiçekli lambaların gecenin ilerleyen saatlerine dek istiklal’i aydınlattığının söyleneceğini ve de bu görüntünün hafızalara kazınacak bir görüntü olacağını bilmiyorsunuz. Bir tür sanat objesi olan bu çiçek figürlü lambaların sizin, kariyerinizin, hayata bakış açınızın bir simgesi olacağını da.
O günler böyle şeyleri düşündüğünüz günler değil çünkü. Yıllar içerisinde bu binada geçen olayların anlatıldığı hikayelerde sık sık konusu edilen asansörü, vitray pencereleri ve iç mekan planları ile çelik konstrüksiyon kullanımı gibi özellikleriyle mimarlık ve sanat tarihi içinde özel bir yerde duracağını da o an bu yapıyı inşa ederken bilmiyorsunuz. Böylece de “muazzam tasarım öğeleri” olarak adlandırılan bu yapı yıllar içerisinde işyeri ve konut birlikteliğinin ilk örneklerinden birini sunan bir yapı oluyor.
Tarih sayfaları bu sırada 1900-1901 yıllarını gösteriyor ve apartmanınız Beyoğlu’nun şimdilerde “İstiklal Caddesi No:235” olarak bilinen noktasında kökleniyor. Apartmanınızın giriş katı moda evi, birinci katı atölye, diğer katları ise ailenizin ve de moda evi çalışanlarının tasarrufunda olan konut alanları olarak işlev görmeye başlıyor. Bu sırada cadde üzerindeki komşularınız ise Cafe Lebon ve Markiz Pastanesi.
Ah bir de unutmadan, sevgili Hippolyte François Decugis’in işlettiği içinde porselen yemek takımları, kristal bardakları, gümüş çatal bıçaklarının satıldığı “Constantinople Pera” isminde bir mağaza var apartmanınızın hemen girişinde. Burada yer alan bu yemek takımları, bardaklar ve de çatal bıçakları ise karşımıza ancak Dolmabahçe Sarayı, Pera Palas Oteli ve Markiz Pastanesi gibi yerlerde çıkıyor.
Uzun yıllar Osmanlı Sarayı ve İstanbul elitleri için kıyafetler hazırlıyorsunuz. Botter Moda evi olarak, Beyoğlu tarihinde Cadde’nin şıklığının öne çıktığı bir döneme altın harflerle adınızı yazdırıyorsunuz. Padişah II. Abdülhamit’in isteği üzerine sarayın resmi terzisi olan siz Jean Botter için inşa edilen Botter Apartmanı şehrin “ilk moda evi” olarak adını dört bir yanda duyuruyor. Zamanla “Botter Moda evi” adını alan bu apartman, yavaş yavaş Avrupa modasının, şehrin elitlerine sunulduğu, onlar için özel defilelerin yapıldığı bir mekana dönüşüyor.
Fakat sonra birden Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı patlak veriyor. Tabi bu gelişmeler beklediğiniz türden şeyler değil. Doğal olarak moda evinize olan ilgi bir anda azalmaya başlıyor. Yıl 1917. Sizin için üzgün geçen bir dönem, zorunlu bir ayrılık hali. Siz ve yıllar boyunca sizinle beraber yaşayan Botter Ailesi, apartmanı Osmanlı vezirlerinden Nedim Paşa’nın oğlu Mahmut Nedim Bey’e satıp Paris’e taşınıyor ve böylece de Botter Apartmanı ilk defa sizsiz yeni bir döneme başlamış oluyor.
Bugün ise takvim yaprakları 2022 yılını gösterirken neredeyse 100 yıldan fazla bir süre sonra İstanbul’un kültürel mirasını korumayı amaçlayan İBB Miras, Botter Apartmanı’nın bu kültürel tarihinin hikayesine sahip çıkıyor ve bu sayede uzun bir süredir uygulamakta olduğu cephe konservasyonu ile beraber Botter Apartmanı eski ışıltılı günlerine dönmeye hazırlanıyor.
122 yıllık bir tarih barındıran, İstanbul’un birçok ilkini içinde saklayan, İmparatorluğun ilk binası olarak öne çıkan ve bugün “1. Derece Korunması Gereken Kültür Varlığı” statüsünde olan, 1900’lü yılların Saray Mimarı Raimondo D’Aronco’nun imzasını taşıyan bu yapı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon projesi ile beraber “UNESCO Tasarım Kenti İstanbul”da tüm şehre ilham veren yeni bir sanat ve tasarım merkezi oluyor.
Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi’nde neler olacak?
Bu yapının geleceğin hayallerini tasarlayan, her katında etkinliklerin, gösterimlerin ve buluşmaların olması planlanıyor. Sırası ile bahçe, zemin kat ve birinci kat restorasyon sonrası İstanbulluların hizmetine açılacak. Yeni döneminde ise sergi salonu, gösterim merkezi, tasarım atölyesi, sanatçıların buluşma noktası gibi alanlara ev sahipliği yapacak.
Bahçede bir kafe ve de tasarım evi olması planlanıyor. Restorasyon sonrası ise Botter Apartmanı’nın şantiyesi, Kara Suları, Bukoleon Sarayı, Anadolu-Rumeli Hisarları ve Sen Piyer Han’daki gibi “açık şantiye ilkesiyle” kent sakinlerinin ziyaretine açılacak.
Kumbaracı yokuşu, Asmalımescit, Tünel Meydanı ve Yüksek Kaldırım gibi İstiklal Caddesi’nin önemli noktalarını buluşturan bir köşesinde, İsveç Konsolosluğu ile Hıdivyal Palas’ın tam ortasındaki 235 numarada karşımıza çıkan Botter Apartmanı.. Pera’dan Beyoğlu’na, Cadde-i Kebir’den İstiklal Caddesi’ne, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan hikayesi ile eski İstanbul’un ruhunu yeni İstanbul’a devretmeye hazırlanıyor.. Zaman içinde Maison Botter, Casa Botter, Botter Apartmanı, Botter Han gibi farklı isimlerle anılan bu tarihi yapıda, Beyoğlu’nun zamansız olan anlarından birinde bu ruhun gizemi içinde kaybolmayı isteyen sanatseverler ile karşılaşmak ümidiyle..
SON DAKİKA
