hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Esra Öz Esra Öz

    Bilim merakla doğar, merak duygunuzu yeniden ateşleyin!

    16.07.2020 Perşembe | 10:55Son Güncelleme:

    AsapSCIENCE YouTube kanalının sevilen kurucuları Mitchell Moffit ve Greg Brown, ilk kitaplarında, merak edilen birçok sorunun yanıtını veriyor. Açıkcası kitap çok eğlenceli şekilde kurgulanmış. Çizimler, kısa yanıtlar ve rengarenk tasarımlarla harika bir hale bürünmüş.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bilimin temelinde merak duygusu yatar, öyle ki günümüzde etrafımıza odaklanamadığımız için bile bazen merak duygumuz körelebiliyor. İşte bunu yeniden kazanmak için Asapscience: Dünyanın En Garı̇p Sorularına, En Meşhur Söylentı̇lerı̇ne ve Açıklanmamış Olaylarına Cevaplar kitabı ilaç gibi geliyor.

    Üşümek sizi hasta eder mi? Neden yaşlandıkça zaman daha hızlı geçiyormuş gibi hissedersiniz? Çok fazla televizyon izlemek sizin için kötü mü? Erteleme tuşunu kullanmak mantıklı mı? Uyumayı bırakırsanız ne olur? Bunların dışında daha birçok sorunun yanıtı kitapta anlatılıyor.

    Sevgi biyolojik bir perspektiften bakınca ne anlama geliyor?

    Sevgi, filozoflardan şairlere, tarihçilerden bilim insanlarına kadar hepimizin hayal gücünü ve merakını yüzyıllardır ele geçirmiş durumda. Bir çoğumuz o ilk aşkın verdiği tatlı telaşı ya da arkadaşlarımıza, çocuklarımıza ve ailemize karşı hissedilen derin sevgi deneyimleriz. Peki, sevgi biyolojik bir perspektiften bakınca ne anlama geliyor?

    Şüphesiz ki sevgiyi genellikle kalbimizle bağdaştırıyor olsak da asıl sebebini beynimizin derinliklerinde bulabiliriz. Aşık olan birinin beyninin haz merkezindeki eşiği düşürerek etkisini gösterir. Bu normalden daha kolay mutlu olduğunuz anlamına gelir. Fakat eşik aşıldığı zaman sevgi iyi hissetmenize sebep olan tek şey değildir; artık yaşadığınız herhangi bir şey size daha kolay mutlu ederek daha iyisi etmenizi sağlar. Bu yüzden sadece birine aşık olmakla kalmaz, aynı zamanda bütün dünyaya karşı romantik bir şekilde bakmaya çalışırsınız. İlginçtir ki bu ruh halindeyken beynin acı ve nefretten sorumlu bölgeleri de daha az uyarılmaya başlar. Böylece herhangi bir şey hakkında sinirleriniz normalden daha az bozulur. Kısacası aşık olmayı seviyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peki bu kadar şeye sahip olan kimyasallar nelerdir?

    Sevdiğiniz birinin fotoğrafına bakarken beynin ventral tegmental alanında dopamin ve norepinefrin hormonlarının seviyelerinde adeta taşma yaşanır. Bu sadece kalp atışlarımızı tetiklemekle kalmaz, aynı zamanda o kişiyle daha fazla beraber olma isteği, motivasyonu ve arzusunu da verir. Gördüğünüz gibi romantik bir aşk, basit bir duygudan ibaret olmanın ötesinde, kökleri türümüzün hayatta kalma şansını artıran bir dürtü. Dahası bu dürtü yoğun enerji, konsantrasyon ve sevinci beraberinde getiriyor. Haz merkezleri beynin, mezolimbik dopamin sistemi olarak adlandırılan ödül sisteminin bir parçası. Eğer öğrenme sırasında bu bölgeyi aktif hale getirirseniz, öğrenme süreciniz daha kolay hale gelir. Çünkü, artık zevk alabilen bir şeye dönüşür ve beyin tarafından ödül olarak algılanır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Oksitosin

    Aynı zamanda beynin ödül merkezinden salınan bazen bağlılık nöromodülatörü olarak da adlandırılan oksitosin seviyesinde de artışlar görülür. Çünkü memelilerde bağlılık ve ilgililik özelliklerini kuvvetlendirir. Tarla farelerine oksitosin veya vazopressin hormonu enjekte edildiğinde hemen başka tarla fareleriyle yakın ilişki kurarlar.

    Son olarak araştırmalar sonucunda aşık olan insanlar da obsesif kompulsif bozukluğa sahip kişilerde olduğu gibi serotonin seviyesinin daha az olduğu bulundu. Bu da aşık olduğunuz ilk zamanlarda neden saplantılı ve kara sevdaya düşmüşçesine davrandığımızın muhtemel sebebi.

    Romantik aşk ile ilişkilendirilen bu konular, şaşırtıcı bir şekilde ilk aşık olduğunuz zamanda on yıllar sonra bile aktif kalır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başka bir çok fizyolojik ve psikolojik faktör olmasına rağmen, gerçek şu ki bilim dünyası hala sevginin nasıl ve neden oluştuğunu tam olarak çözebilmiş değil. Fakat yine de hepimiz onu hissettiğimizde sevgi olduğunu anlıyoruz.

    Kitap ile ilgili tek önerim ise, bilgilerin kaynaklarının olması, umarım eklenir. Onun dışında böyle eğlenceli bilim kitaplarının artmasını umuyorum. Merakınızı yeniden ateşlemek için mutlaka okuyun.