Dijital platformların aktif kullanımı arttıkça, bilim insanları halkla daha fazla iletişim kurmaya başladı. Araştırmaları abartmak veya sansasyonel hale getirmek isteyenler de bilim dünyasında endişe konusu haline geldi.
Youtube’daki kanalımda Bilim Sohbetleri adındaki video röportajlarımda bilimsel çalışmaları olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum. Kimi zaman anlaşılmaz olan konuları daha sade bir dille ele alarak, anlaşılır olması için görsellerle destekliyorum. Bilim insanlarının yaptığı çalışmaları dinlerken, sorular yöneltip olabildiğince konunun anlaşılmasını istiyorum. Görüştüğüm birçok bilim insanı ve uzmanın özellikle hassas olduğu noktalardan bir tanesi, yaptıkları çalışmaların abartılmaması ve yanlış anlaşılmaması oluyor.
Sosyal medyada bilim anlatanlara karşı dikkatli olun
Sosyal medyada maalesef bazı kişiler yanlış anlatımı bazen bilerek bazen de bilmeyerek yapabiliyor. Birbirini güçlendiren pek çok aldatmaca içeriği sunarak, insanları yanıltabiliyorlar.
Kamuoyunun dikkatini çekmek için rekabet eden ve bu nedenle ortaya çıkan yutturmaca içerikler halkın algısını baltaladığında bilimi de etkiliyor. Keşif iddialarının dayanaksız olduğu ortaya çıktığında iddiaların abartılı olduğu ve insanların kaldırılmaya çalışıldığı anlaşılır.
Bilim iletişiminde bilginin doğru aktarımı önem taşır
Bilimin halka doğru aktarımı, insanların anlayışını ve beklentilerini etkileyebilir. Yeni teknolojilerin uygulanmasını ve kullanımını değiştirebilir. Örneğin, araştırmanın yanlış temsilleri, bir teknolojinin klinik uygulama için hazır olup olmadığı konusunda kamuoyunda kafa karışıklığına yol açabilir. Bilim iletişiminin önemli bu noktada bir kez daha ortaya çıkar.
Abartılı başlıklar insanların umutlarını söndürebilir
Haberler başlıkları, insanların umutla haberleri okumasını sağlayabilir. Ancak, haberi okurken hayal kırıklığı yaşamalarına neden olabilir. Mesela, başlıkta haber “Yeni tedavi mucizesi” diye verilebilir. Haberin içinde ise, “Yeni tedavinin sadece laboratuvardaki hücrelerde işe yaradığı gösterildi, insanlarda değil” şeklindeki bir cümle aslında başlığın bir aldatmaca olduğunu ortaya çıkartabilir.
Zor tedavilerle başa çıkmaya çalışan ve bir çare bulmayı ümit eden biri için, abartılı manşetler tekrar tekrar hayal kırıklığı olabilir.
Kimi zaman araştırmayı yapanlar kimi zaman gazeteciler, çalışmaların etkisini abartabilirler. Gerçekte, çoğu araştırma gibi, bitmiş bir şaheser üretmekten çok, devasa bir yapbozun küçük parçası bulunmuş olur. Oysa haber başlığında ya da sosyal medyadaki içerikte, "çığır açan" veya "oyunun kurallarını değiştiren" araştırma diye karşımıza çıkabilir.
Haberler yapılırken, sonuçları abartmadan iletebilmeliyiz. Yayınlanmış makaleler bir “önem” paragrafı içerebilir. Makale yine de harika bir araştırma olabilir, ancak bulguların abartılması sadece hayal kırıklığına uğratabilir ve aksi takdirde ilginç bir çalışma ağızda ekşi bir tat bırakabilir.
Empati kurabilmek önemli
Kendinizi bu hastaların yerine koyun. Aşırı abartılmış bir başlık, umutlarını gerçekte var olmayan dönüştürücü bir muameleye yatırmalarına neden olabilir. Aşırı abartılmış araştırmalar tehlikelidir. Bilime ve bilim insanlarının kamuoyundaki itibarına zarar verir.
Halkın bilime olan güvenine değer verilmeli
Günümüzde post-truth yani hakikat sonrası dönemi yaşıyoruz, bilim yoğun bir incelemeyle karşı karşıya ve halkın bilime olan güvenine değer verilmeli. Araştırmanın nüanslarını ileterek ve bulgular konusunda açık ve dürüst olarak bu güveni karşılamalıyız. Güncel bilimsel tartışmalar tarihsel bağlamlarına yerleştirilebilir. Halkın bilimsel araştırmaya olan güvenini sürdürmenin en iyi yolu dürüst, açık ve net olmakla ilişkilidir.
Dijital platformların aktif kullanımı arttıkça, bilim insanları halkla daha fazla iletişim kurmaya başladı. Araştırmaları abartmak veya sansasyonel hale getirmek isteyenler de bilim dünyasında endişe konusu haline geldi.
Youtube’daki kanalımda Bilim Sohbetleri adındaki video röportajlarımda bilimsel çalışmaları olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum. Kimi zaman anlaşılmaz olan konuları daha sade bir dille ele alarak, anlaşılır olması için görsellerle destekliyorum. Bilim insanlarının yaptığı çalışmaları dinlerken, sorular yöneltip olabildiğince konunun anlaşılmasını istiyorum. Görüştüğüm birçok bilim insanı ve uzmanın özellikle hassas olduğu noktalardan bir tanesi, yaptıkları çalışmaların abartılmaması ve yanlış anlaşılmaması oluyor.
Sosyal medyada bilim anlatanlara karşı dikkatli olun
Sosyal medyada maalesef bazı kişiler yanlış anlatımı bazen bilerek bazen de bilmeyerek yapabiliyor. Birbirini güçlendiren pek çok aldatmaca içeriği sunarak, insanları yanıltabiliyorlar.
Kamuoyunun dikkatini çekmek için rekabet eden ve bu nedenle ortaya çıkan yutturmaca içerikler halkın algısını baltaladığında bilimi de etkiliyor. Keşif iddialarının dayanaksız olduğu ortaya çıktığında iddiaların abartılı olduğu ve insanların kaldırılmaya çalışıldığı anlaşılır.
Bilim iletişiminde bilginin doğru aktarımı önem taşır
Bilimin halka doğru aktarımı, insanların anlayışını ve beklentilerini etkileyebilir. Yeni teknolojilerin uygulanmasını ve kullanımını değiştirebilir. Örneğin, araştırmanın yanlış temsilleri, bir teknolojinin klinik uygulama için hazır olup olmadığı konusunda kamuoyunda kafa karışıklığına yol açabilir. Bilim iletişiminin önemli bu noktada bir kez daha ortaya çıkar.
Abartılı başlıklar insanların umutlarını söndürebilir
Haberler başlıkları, insanların umutla haberleri okumasını sağlayabilir. Ancak, haberi okurken hayal kırıklığı yaşamalarına neden olabilir. Mesela, başlıkta haber “Yeni tedavi mucizesi” diye verilebilir. Haberin içinde ise, “Yeni tedavinin sadece laboratuvardaki hücrelerde işe yaradığı gösterildi, insanlarda değil” şeklindeki bir cümle aslında başlığın bir aldatmaca olduğunu ortaya çıkartabilir.
Zor tedavilerle başa çıkmaya çalışan ve bir çare bulmayı ümit eden biri için, abartılı manşetler tekrar tekrar hayal kırıklığı olabilir.
Kimi zaman araştırmayı yapanlar kimi zaman gazeteciler, çalışmaların etkisini abartabilirler. Gerçekte, çoğu araştırma gibi, bitmiş bir şaheser üretmekten çok, devasa bir yapbozun küçük parçası bulunmuş olur. Oysa haber başlığında ya da sosyal medyadaki içerikte, "çığır açan" veya "oyunun kurallarını değiştiren" araştırma diye karşımıza çıkabilir.
Haberler yapılırken, sonuçları abartmadan iletebilmeliyiz. Yayınlanmış makaleler bir “önem” paragrafı içerebilir. Makale yine de harika bir araştırma olabilir, ancak bulguların abartılması sadece hayal kırıklığına uğratabilir ve aksi takdirde ilginç bir çalışma ağızda ekşi bir tat bırakabilir.
Empati kurabilmek önemli
Kendinizi bu hastaların yerine koyun. Aşırı abartılmış bir başlık, umutlarını gerçekte var olmayan dönüştürücü bir muameleye yatırmalarına neden olabilir. Aşırı abartılmış araştırmalar tehlikelidir. Bilime ve bilim insanlarının kamuoyundaki itibarına zarar verir.
Halkın bilime olan güvenine değer verilmeli
Günümüzde post-truth yani hakikat sonrası dönemi yaşıyoruz, bilim yoğun bir incelemeyle karşı karşıya ve halkın bilime olan güvenine değer verilmeli. Araştırmanın nüanslarını ileterek ve bulgular konusunda açık ve dürüst olarak bu güveni karşılamalıyız. Güncel bilimsel tartışmalar tarihsel bağlamlarına yerleştirilebilir. Halkın bilimsel araştırmaya olan güvenini sürdürmenin en iyi yolu dürüst, açık ve net olmakla ilişkilidir.