hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Esra Öz Esra Öz

    Çocukları nasıl koruyabiliriz?

    23.02.2018 Cuma | 15:43Son Güncelleme:

    Geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ayağa kaldıran olaylar oldu. “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.” Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi öncelikle çocukları korumamız gerekiyor. Peki nasıl koruyacağız?

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Çocukları korumak için susmamaları gerektiği ile ilgili kampanyalar yapılıyor. Bazı tedbir alınacak yöntemler sıralanıyor, cezaların ağırlaştırılması hatta kimyasal kastrasyon da gündeme geliyor. Uzmanlar çocukları korumak için neler yapılması gerektiğini anlattı.

    Çocuk cinsel istismarında, çocuğa yaklaşımın çok önemli olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Efsun Tatar, “Çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel uyarım veya doyum sağlamak amacıyla kullanılması olarak tanımlanabilir. Yetişkinin çocuğu kullanarak cinsel uyarım veya doyum sağlaması çok farklı şekillerde kendini gösteriyor.” dedi.

    12 yaşındaki çocuğa cinsel istismara 22 yıl

    Pedofili ve çocuk cinsel istismarı aynı şey değildir

    Pedofili ile çocuk cinsel istismarının karıştırılabildiğine dikkat çeken Tatar, “Öncelikle, pedofilinin ruh sağlığı uzmanları tarafından konan bir tanı olduğunu bilmekte fayda var. Yani pedofili bir ruh hastalığıdır. Bu hastalığa sahip kişiler ergenliğe girmemiş özellikle 13 yaş ve altı çocuklara ilişkin cinsel fanteziler kurarlar. Bu fanteziler yoğun ve yineleyicidir. Pedofili hastası bir kişi bu fantezilerini gerçekleştirmek yönünde en ufak bir adım atarsa o zaman bunun adı “çocuk cinsel istismarı” olur ve bu suçtur. Pedofil olan tüm bireyler çocuk cinsel istismarı suçu işlememektedir, ayrıca çocuk cinsel istismarında bulunan herkes de pedofil değildir. Çocuk cinsel istismarında bulunan birinin pedofil olması cinsel istismar suçu işlendiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Yani ikisi tamamen farklı şeylerdir. Biri psikiyatrik hastalık, diğeri en basit ifadeyle suçtur. Çocuk cinsel istismarcısından söz ederken “pedofil” ifadesini kullanmak, onu bir suçlu değil hasta olarak algılamaya yol açar ve oldukça tehlikeli bir yaklaşımdır.” diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bir çocuğun cinsel istismara uğradığını düşünüyorsanız ne yapmalısınız?

    Eğer böyle bir şüphe varsa, öncelikle çocukla bu konu hakkında konuşmak gerektiğini söyleyen Tatar, şu bilgileri verdi: “Çocukla konuşurken, çocuğun kendisini güvende hissedeceği bir ortam seçilmeli ve konuşma boyunca sakin kalmaya özen gösterilmeli. Bu konuda güçlük çekileceği düşünülüyorsa, bir ruh sağlığı uzmanından yardım almakta fayda var.

    Çocuğa, ona istemediği bir şey yapan ya da onu istemediği bir şey yapmaya zorlayan birisinin olup olmadığı sorulur. Çocuk konuşmaktan korkuyorsa, güvende olduğu, kendisine yardım etmek istendiği ve kendisinin anlattıklarına ihtiyaç duyulduğu anlatılmalı. Çocuğun verdiği bilgilere güvenilmeli, daha fazla anlatması için yüreklendirilmeli.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Konuşma sırasında çocuğa, kendisinin ve sevdiklerinin zarar görmeyeceği söylenmeli, duygularını dışa vurmasının önü açılmalı, başlangıçta ne kadar anlatmak istiyorsa o kadar anlatması sağlanmalı.

    Konuşmadan sonra çocuk, cinsel istismarı uygulayan kişiden korunmalı. İstismarın tekrar ortaya çıkmasının veya cinsel istismarcı tarafından çocuğa başka türlü bir zarar verilmesinin önüne geçilmeli.”

    Çocuklarınıza yüksek sesle “hayır” demeyi öğretin

    Tıbben cinsel sapkınlıkların tedavisi çok zor

    Amerika’da Mayo Clinic Bağımlılık Psikiyatrisi Bölümü Öğretim üyelerinden Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı, konu ile ilgili şunları söyledi: “Cinsel sapkınlıklar aslen kompulsif davranış sorunları olduğundan tıbben tedavisi çok zor. İlaçlar etkili olabilir. Caydırıcı koşullar etkili olabilir. Kimyasal ve fiziksel kastrasyon gibi uygulamalar caydırıcılık değil, bunlar cezanın son noktasıdır. Bu kimyasal kastrasyon denilen yöntem ise, ilaç vererek kişinin cinsel isteğini azaltmak olabilir. Bunlar kullanılabilir, ancak fiziksel olarak yapılan kastrasyonun geri dönülmeyecek sonuçları olacaktır. Bunları tedavi yöntemi olarak düşünmemek gerekir, bunlar ancak ceza olarak düşülebilir.”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Önce yasal olarak gereği yapılmalı sonra tıbbi müdahale gerekir

    Bu tür kişilerde davranış tedavisinin çok başarılı olmadığını dile getiren Çamsarı, “Suça neden olan cinsel sapkınlıklarda konu her ne kadar yasal olsa da elbette tedavi girişimleri öncelikle denenmesi gerekir. Konunun yasal ve tıbbi olarak iki ayrı şekilde düşünülmesi gerekiyor. Kriminal bir durum varsa bu bir suç meselesidir. Henüz suça yönelmemiş ise bu tip davranışlar tedavi girişimleri açısından bağımlılık sendromları ile benzer çerçevede ele alınabilir. Şöyle ki, bağımlılık sendromları da kompulsif sendromlardır ancak burada genellikle suç unsuru yoktur, kişi kendine zarar verir. Bazı özel durumlarda, madde etkisi altında araba kullanmak, başkasına veya topluma direk olarak zarar verme riski olan suç unsuru teşkil eden durumlarda zorla tedavi ettirmek için mahkemeye başvurulabiliyoruz. Mahkeme onları zorla tedavi ettirir.  Davranış tedavisine yollar, rehabilitasyona gönderir. Ancak cinsel sapkınlıklarda eğer suç unsuru var ise, suçu tekrar edebileceği için serbest bırakılmaları başkalarına risk oluşturacağı için kriminal süreç tıbbi sürecin önüne geçer ve örneğin hapishaneye girerler ve hapiste tedavi olabilirler. Altını yeniden çizmek istediğim, konuyu yasal ve tıbbi olarak ikiye ayırmamız gerekiyor. Önce yasal olarak gereği yapılmalı sonra tıbbi müdahale edilmesi gerekir. Başkasına risk oluşturuyorsa yasalar kişinin özgürlüğünü elinden alır ve bu da normaldir. Burada vurgulamak istediğim noktası cinsel sapkınlıklar her ne kadar tıbbi yönü olan bir durum olsa da, bu suçların işlenmesi kişiye, hastalığım var gibi bir çıkış yolu sağlamıyor. Tıbbi olarak bilimsel olarak kişiye böyle suçları ilettirmeyi haklı olarak gösterilebilir bir hastalık yoktur, davranış sapkınlığı halen yasal bir konudur.  “Bu adam hastadır, boşu boşuna hapishaneye atmayın, tedavisini yapalım.” gibi bir durumumuz yok. Çünkü beyinde organik olarak bir problem olduğuna dair bir kanıtımız yok. Bu tip yaklaşım davranışlarda tarif edilen birçok problemin büyük bir kısmı için de geçerlidir” diye konuştu. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Mağdur çocuklar ve aileleri davaların uzun yıllar sürmesi sebebiyle defalarca mağdur olur

    Hukuki boyutunun çok konuşulduğu noktada Av. Pınar Aksoy Gülaslan, şunları söyledi: “Öncelikle vurgulamak isterim ki; ülkemiz tarafından kabul edilen uluslararası sözleşmeler ve Türk Ceza Kanunu'na göre 18 yaş altındaki her birey çocuktur. Her çocuk korunmalıdır. 18 yaş sınırı dikkate alınarak kanuni düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun cinsel istismarı suçunda hapis cezası uygulanır. Suçlunun yaşı 18'inden küçükse cezada indirim uygulanır. Suçlu, infaz yasasından faydalanarak daha erken bile tahliye edilir. Çoğunlukla tutuklu yargılanmaz. Suç işlemeye hazır saatli bomba gibi sosyal alanlarda gezerken, mağdur çocuklar ve aileleri davaların uzun yıllar sürmesi sebebiyle adliye ve Adli Tıp Kurumu koridorlarında defalarca mağdur olur.  Mevcut hukuki düzenlemelerin kamu vicdanını rahatlatmadığı ve suçun işlenmesinde önleyici olmadığı alenidir.”

    Cinsel istismar yıllar sonra canlı yayında ortaya çıktı!

    Suçlu kamuya afişe edilmeli

    Çocuğa karşı işlenen cinsel suçlarda kimyasal kastrasyon (hadımlaştırma) tekrar ülkemiz gündeminde olduğunu dile getiren Gülaslan, “Kimyasal hadım uygulamasında kullanılan bir takım ilaçlarla hormon üretimi durdurulur ancak ilacın alınması bırakıldıktan sonra etkisi de geçer. İşte tam bu noktada; kimyasal hadımlaştırma suçlu açısından hapisten kurtuluş mudur yoksa tedavi midir? Tecavüzcü biri için hadım edilmenin, etkili bir tedavi yöntemi olduğunu öneren ne yasal açıdan ne de tıbbî açıdan hiçbir veri bulunmuyor. Bir tecavüzcüyü hadım edebilirsiniz; ancak açık olan şu ki bu bir tedavi değil, aleni bir cezalandırmadır ve gerçekten de bu onları suç işlemekten alıkoymaz. Bu sebeple yapılacak hukuki düzenlemelerde suçlunun sosyal hayattaki rolleri de dikkate alınmalı. Suçlunun psikiyatrik tedavilerinin yapılması sonrasına kontrollü bir çevrede serbest bırakılması, takibinin yapılması, ceza indirimlerinin uygulanmaması, infaz yasasından faydalanmaması, denetim ve kayıt zorunluluğunun getirilmesi ve kamuya afişe edilmesi gereklidir.” diye konuştu.         

    Cinsel istismara uğrayan çocuklarda ortaya çıkabilecek fiziksel belirtiler:

    •          Genital bölge veya anüs çevresinde tahriş, kızarıklık, kanama

    •          Ağız çevresinde tahriş, kızarıklık, kanama

    •          Vücudunun birkaç yerinde nedeni belli olmayan tahriş, kızarma, morarma

    •          Tuvalet eğitimi olmasına rağmen birden fazla kez altına kaçırma

    •          Tuvalet yaparken zorlanma, ağrı, yanma

    Cinsel İstismara Uğrayan Çocuklarda Ortaya Çıkabilecek Duygusal ve Davranışsal Belirtiler:

    •          Öfke kontrolünde zorluk

    •          Uykuya dalmada güçlük

    •          Kabus görme, sık sık uykudan uyanma

    •          Bazı yerlere ve bazı kişilere karşı korku

    •          Okuldan ya da evden kaçma

    •          Kendine zarar verme davranışı ya da düşüncesi

    •          İçe kapanma

    •          Genel huzursuzluk veya huysuzluk durumu

    Sosyal medyadan tanışıp tecavüz etmiş

    Çocuğun cinsel istismara uğraması durumunda yapılmaması gerekenler

    Cinsel istismar gerek yetişkinler gerekse çocuklar için çok büyük bir travmadır ve etkilerinin ömür boyu sürmesi olasılığına karşı önlem alınmalıdır. Aşağıda sözü edilen tepkiler, çocuk cinsel istismarı durumunda kesinlikle uzak durulması gereken tepkilerdir:

    •          Çocuk cinsel istismarı durumunda çocuğun anlattıklarına inanmamak, böyle bir şeyin olamayacağını, çocuğun yanlış anladığını veya o kişiye iftira attığını düşünmek veya bunu çocuğa söylemek,

    •          Cinsel istismarını görmezden gelmek, olmamış gibi davranmak, “bir kereden bir şey olmaz” diye düşünmek ve tekrar etmeyeceğini umarak mağdurun yanında olmamak,

    •          Toplumun aile veya çocuk hakkında kötü şeyler düşüneceğinden korkarak susmak,

    •          Eğer çocuğun yanında olurlarsa istismarcının kendilerine düşman olup zarar vereceğinden korkarak ses çıkarmamak,

    •          Çocuğun bunu zaten pek anlamayacağını, büyüyünce unutacağını düşünerek olayın üstünü kapatmak,

    •          Cinsel istismarı uygulayan kişi aile içindense, "ailenin bütünlüğüne zarar gelmesin" diye düşünerek yasal yollara başvurmamak,

    •          Çocuğu, kendisine cinsel istismar uygulayan kişiyle yüzleştirerek çocuğun anlattıklarının doğruluğunu sınamak,

    •          Çocuğu, cinsel istismar uygulayan kişiyle bir araya getirerek “barıştırmaya” çalışmak,

    •          Çocuğun, cinsel istismar uygulayan kişi ile her türlü karşılaşması,

    •          “Ama sen de” diye başlayan cümleler kurarak, uğradığı cinsel istismarda çocuğun bir kabahati olduğunu düşünmesine yol açabilecek konuşmalar.