Başta İspanya ve İtalya olmak üzere, Avrupa Birliği ülkeleri, Türk zeytinyağının Avrupa’da kendisine yer açmasına pek izin vermiyorlar. Yağımızı dökme olarak alıyorlar. Sonra bizim ürünümüzü kendi markaları altında yüksek katma değerle pazarlıyorlar. Bu yüzden, üreticilerimiz ambalajlı zeytinyağı ihracatımızı artırmak için Asya, Afrika ve Amerika’da çalışmalar yürütüyorlar.
Güney’deki üretimde ve ihracatta artış
2017-2018 döneminde son yılların en verimli zeytin hasatına tanık olmuştuk. 2015’te 160 bin ton, 2016’da 143 bin tonluk üretimden sonra, geçen yıl 265 bin ton gibi çok yüksek bir sonuç elde edilmişti. Bu sezonsa beklenti 194 bin ton civarında. Batı bölgelerimizde üretimde azalma olmasına karşın, Güney Anadolu’da bölgesel artışlar öngörülüyor.
İhracat rakamlarımız da artıyor. 2012-13 sezonunda Türkiye zeytinyağı ihracatı 92 bin ton ve 293 milyon dolara ulaşarak büyük bir sıçrama yapmıştı. Ancak bu artış trendi 2013-2014 sezonundaki düşük üretim nedeniyle devam edemedi. 2015’ta 15 bin ton, 2016-2017 döneminde 45 bin tona yükselen zeytinyağı ihracatımızın, bu yıl 75 bin ton olması bekleniyor.
Japonlar Türk zeytinyağını tercih ediyor
Küresel yağ pazarının en büyük oyuncularından olan Bunge Gıda, 2017 yılında satın aldığı Komili, Kırlangıç ve Sezai Ömer Madra markalarıyla Türkiye’nin zeytinyağını dünyaya tanıtmak için yoğun pazarlama faaliyetleri yürütüyor. Komili yüzde 40’lık Pazar payıyla, Türkiye’de lider marka konumunda. İç pazarın büyümesi ve zeytinyağı kültürünün yaygınlaşması için çalışan Komili, Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nin de ana sponsorlarından.
Hasat sırasında, Ayvalık’taki basın buluşmasında Komili Bunge’nin Gıda Direktörü Erman Erol’u dinledik. Erol, zeytinyağı ihracatımızdaki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Geçen yıl ambalajlı ihracatın oranı yüzde 18 civarında gerçekleşmiş. Bu yıl teşviklerin ve markaların tanıtım çalışmalarının sonucunda rakamın yüzde 30’lara çıkması hedefleniyor.
Erman Erol’un verdiği bilgiye göre, Komili en yüksek standartlara alışkın Japon tüketicilerine kendisini sevdirmeyi başarmış. Japonya’da iki milyon haneye ulaşmış. Uzakdoğu’da Pazar payını hızla artıran Komili, Afrika’da da kendisine yer açarak Kenya’da satılmaya başlamış.
240 milyon dolarlık ihracat
Erman Erol, Türkiye’nin bu yıl ülkemizin 240 milyon dolarlık zeytinyağı ihracatı yapacağını belirterek şunları söylüyor: “Cirosal anlamda ambalajlı ürünlerin payı yüzde 40’larda bulunuyor. Türkiye ihracatın çoğunu dökme olarak yapıyor. Katma değerli olan ambalajlı ihracatı artırmamız gerekiyor. Bu yıl ambalajlı ihracatın oranı 30 bin ton olacak.”
Yerli üretim dövizle satış
Ayvalık’ta konuştuğumuz Bunge Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Ersoy, zeytinyağının tümüyle yerli üretimle elde edildiğini ve döviz hareketlerinden etkilenmediğini hatırlatıyor. Ersoy, markalı ihracatın sağlayacağı katma değerin önemine dikkat çekiyor. Ümit Ersoy’un verdiği bilgiye göre, ülkemizdeki zeytin ağaçlarının verimliliğini artırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Bir kıyaslama yaparsak, İspanya’da 334 milyon ağaç var. Bizdeyse bu sayı 170 milyon. Ağaç başına 13 kg zeytin çıkıyor. Yağ verimliliği ise 5.5 kg civarında. Hedefimiz, ağaç sayısını artırıken, verimliliğin de artmasını sağlamak olmalı.
Özetle
Ülkemiz için zeytin çok önemli bir ulusal değer. Üretilmesi, tüketilmesi ve tanıtılması için tüm Türkiye elele vererek çalışmalıyız. Ağaç sayımızdaki artışı, verimlilik artışıyla desteklemeliyiz. İç pazardaki tüketimi artırmak, sağlıklı nesiller yetişmesi için çok önemli. Gençlere ve çocuklara zeytinyağlı yemekleri sevdirmek için eğitim programlarına ağırlık vermeliyiz. Yüzlerce, binlerce yıldır topraklarımıza zenginlik katan zeytinlerimize sahip çıkmalı, daha çok zeytin ağacımızın olması için çalışmalıyız.
Başta İspanya ve İtalya olmak üzere, Avrupa Birliği ülkeleri, Türk zeytinyağının Avrupa’da kendisine yer açmasına pek izin vermiyorlar. Yağımızı dökme olarak alıyorlar. Sonra bizim ürünümüzü kendi markaları altında yüksek katma değerle pazarlıyorlar. Bu yüzden, üreticilerimiz ambalajlı zeytinyağı ihracatımızı artırmak için Asya, Afrika ve Amerika’da çalışmalar yürütüyorlar.
Güney’deki üretimde ve ihracatta artış
2017-2018 döneminde son yılların en verimli zeytin hasatına tanık olmuştuk. 2015’te 160 bin ton, 2016’da 143 bin tonluk üretimden sonra, geçen yıl 265 bin ton gibi çok yüksek bir sonuç elde edilmişti. Bu sezonsa beklenti 194 bin ton civarında. Batı bölgelerimizde üretimde azalma olmasına karşın, Güney Anadolu’da bölgesel artışlar öngörülüyor.
İhracat rakamlarımız da artıyor. 2012-13 sezonunda Türkiye zeytinyağı ihracatı 92 bin ton ve 293 milyon dolara ulaşarak büyük bir sıçrama yapmıştı. Ancak bu artış trendi 2013-2014 sezonundaki düşük üretim nedeniyle devam edemedi. 2015’ta 15 bin ton, 2016-2017 döneminde 45 bin tona yükselen zeytinyağı ihracatımızın, bu yıl 75 bin ton olması bekleniyor.
Japonlar Türk zeytinyağını tercih ediyor
Küresel yağ pazarının en büyük oyuncularından olan Bunge Gıda, 2017 yılında satın aldığı Komili, Kırlangıç ve Sezai Ömer Madra markalarıyla Türkiye’nin zeytinyağını dünyaya tanıtmak için yoğun pazarlama faaliyetleri yürütüyor. Komili yüzde 40’lık Pazar payıyla, Türkiye’de lider marka konumunda. İç pazarın büyümesi ve zeytinyağı kültürünün yaygınlaşması için çalışan Komili, Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nin de ana sponsorlarından.
Hasat sırasında, Ayvalık’taki basın buluşmasında Komili Bunge’nin Gıda Direktörü Erman Erol’u dinledik. Erol, zeytinyağı ihracatımızdaki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Geçen yıl ambalajlı ihracatın oranı yüzde 18 civarında gerçekleşmiş. Bu yıl teşviklerin ve markaların tanıtım çalışmalarının sonucunda rakamın yüzde 30’lara çıkması hedefleniyor.
Erman Erol’un verdiği bilgiye göre, Komili en yüksek standartlara alışkın Japon tüketicilerine kendisini sevdirmeyi başarmış. Japonya’da iki milyon haneye ulaşmış. Uzakdoğu’da Pazar payını hızla artıran Komili, Afrika’da da kendisine yer açarak Kenya’da satılmaya başlamış.
240 milyon dolarlık ihracat
Erman Erol, Türkiye’nin bu yıl ülkemizin 240 milyon dolarlık zeytinyağı ihracatı yapacağını belirterek şunları söylüyor: “Cirosal anlamda ambalajlı ürünlerin payı yüzde 40’larda bulunuyor. Türkiye ihracatın çoğunu dökme olarak yapıyor. Katma değerli olan ambalajlı ihracatı artırmamız gerekiyor. Bu yıl ambalajlı ihracatın oranı 30 bin ton olacak.”
Yerli üretim dövizle satış
Ayvalık’ta konuştuğumuz Bunge Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Ersoy, zeytinyağının tümüyle yerli üretimle elde edildiğini ve döviz hareketlerinden etkilenmediğini hatırlatıyor. Ersoy, markalı ihracatın sağlayacağı katma değerin önemine dikkat çekiyor. Ümit Ersoy’un verdiği bilgiye göre, ülkemizdeki zeytin ağaçlarının verimliliğini artırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Bir kıyaslama yaparsak, İspanya’da 334 milyon ağaç var. Bizdeyse bu sayı 170 milyon. Ağaç başına 13 kg zeytin çıkıyor. Yağ verimliliği ise 5.5 kg civarında. Hedefimiz, ağaç sayısını artırıken, verimliliğin de artmasını sağlamak olmalı.
Özetle
Ülkemiz için zeytin çok önemli bir ulusal değer. Üretilmesi, tüketilmesi ve tanıtılması için tüm Türkiye elele vererek çalışmalıyız. Ağaç sayımızdaki artışı, verimlilik artışıyla desteklemeliyiz. İç pazardaki tüketimi artırmak, sağlıklı nesiller yetişmesi için çok önemli. Gençlere ve çocuklara zeytinyağlı yemekleri sevdirmek için eğitim programlarına ağırlık vermeliyiz. Yüzlerce, binlerce yıldır topraklarımıza zenginlik katan zeytinlerimize sahip çıkmalı, daha çok zeytin ağacımızın olması için çalışmalıyız.