hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Fatoş Karahasan Fatoş Karahasan

    Pandeminin panzehiri medya oldu

    20.06.2021 Pazar | 11:58Son Güncelleme:

    Ülkemizin en önemli medya planlama ve satın alma kuruluşlarından OMD Türkiye’nin CEO’su Nüzhet Algüneş’le değişen medya ortamı hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. “Pandeminin panzehiri medya oldu” diyen Algüneş, medya tüketim kalıplarımızdaki büyük değişimi yorumladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Koronavirüs sonrası medya tüketimi nasıl olacak?

    Aşılanma süreci özellikle Batı Avrupa’da beklenenden yavaş ilerliyor. Geçen aylara göre daha pozitif olsak da, normalleşme takviminin biraz daha ileriye kayması mümkün. Sanırım dünya iyi ihtimal Ekim 2021 gibi daha normal bir hayata geçmiş olacak.

    Peki normal bildiğimiz normal mi olacak? Sekteye uğrayan iş kollarında salgın sonrası günler nasıl olacak? Turizm, eğlence ve benzeri birçok sektör eski günlerine dönebilecek mi? Cevabı vermek kolay değil.

    Peki, medya dünyası nasıl etkilenecek?

    Yeni bir normalden bahsedebilir miyiz?

    Sıklıkla kullanılan iki cümle var.

    Birincisi ‘Pandeminin panzehiri medya oldu’.

    Medya tüketimindeki artıştan hangi kanallar yararlandı?

    Corona etkisiyle kitlelerin medya tüketiminde yüksek artışlar görüldü. Haber içeriğinin tüketimi TV kanallarında ve video platformlarında %50’lere varan oranda arttı. İlk zamanlar pandemide son durum konusunda bilgi almak, son günlerdeyse aşının gelişi ve normale dönme takvimine odaklanıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Youtube ve Instagram üzerindeki ‘Organik Medya’ evlerde konservelenmiş toplulukların rağbet ettiği ikinci adres oldu. Organik medya, sosyal medya üzerinde sürdürülebilir, belirli bir kalite çıtasının üzerinde profesyonel yayıncılık yapan, güvenilir fikir önderleri ve haber kaynaklarına verilen bir isim. İlk akla Cüneyt Özdemir gelse de, örneğin otomotiv endüstrisi dikeyinde Carviser da bir başka örnek olarak verilebilir.

    ‘Evde ekmek yapmak’ dönemi olarak adlandırılan bu zamanlarda organik medyanın desteklediği kitleler kendini ve ev yaşamını tekrar keşfetti, geliştirdi. Burada değişen bazı alışkanlıklar, pandemi sonrasında da etkisini hissettirecek.
    Üçüncü adres, ‘eğlenmek ve unutmak istiyorum’ diyenlerin uğrak yeri olan BluTv, Netflix ve benzeri video platformlarıydı.

    Netflix kelimesinin Google üzerinde aranma hacmi yerine göre üç-dört katına çıktı. BluTV bir hafta sonu platformu ücretsiz açmasıyla büyük ilgi gördü. Bir önceki haftaya göre 10-15 kat daha fazla arandı.

    Netflix Türkiye’de açacağı ofisi duyururken cümle içinde “3 milyonun üzerindeki abone” söylemini kullanmıştı.. Corona öncesi geçen seneki açıklamada kullanılan rakam 1,5 milyondu. 3-4 kişinin ortak Netflix hesabına girmesi veya aile hesapları düşünüldüğünde Netflix izleyicisinin 10 milyona ulaştığı görülüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sonuçta evde ‘binge watching’ havanın soğuduğu kış haftasonlarında en büyük eğlencelerden biri oldu.

    Öte yandan sosyal medya sadece dikey uzmanların deneyim ve bilgi paylaştığı bir yer olmadı. Dizi ve filmlerin yanında Youtube ve Instagram en büyük eğlence kaynaklarından biri oldu. Örneğin ‘Mücbir Sebepler’ gibi canlı programlar kitlelerce ilgiyle takip edildi. (Bazı geceler aynı anda canlı yayına bağlananların sayısı 100.000’i aştı)

    İkinci cümle: ‘medyada radikal hızlanmayı yaşıyoruz’.

    Bu hızlanma nasıl evrilecek?

    Medya tüketiminde gördüğümüz değişim bizi şaşırtmadı. Aslında önümüzdeki beş yıl içerisinde beklediğimiz değişim pandeminin tetiklemesiyle hızlandı. Örneğin, belirli bir yaş üzerindeki kitlelerin eve kapanması, gazete bayisine gidişi bloke etti ve web haberciliğine ve televizyona geçişin son dönemini de hızlandırdı. Sinema salonlarındaki kitleler, film ve dizi izleme keyfini video platformlarına geçerek değerlendirdi. Büyük ekran televizyon satışlarında patlama yaşandı. Dünyada ‘Wonder Woman 1984’ gibi yüksek gişe hasılatı beklenen bir çok film Disney+, HBO Max gibi video platformlarında lanse edildi. Yani bir anlamda pandemi öncesi sinema salonlarının en büyük kabuslarından biri gerçek oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dijitalleşmede büyük bir hızlanma yaşandı. Yaşanmaya da devam edecek.

    Kalıcı değişimler olacak mı?

    Corona yüzünden gerilmiş bir yay gibiyiz. Gerilen bu yay, aşı ve yaz aylarının etkisi ile serbest kalınca döneceği yer “eski orta” değil öbür uç olacak. Zamanla ortaya gelecek. Evde bunaldık. Dışarı çıkmayı özledik. Doğaldır. 2021 yaz ayları eve girmek istemeyeceğimiz bir dönem olacak.

    Ama bu, belirli alanlarda 2021 sonrasında kalıcı değişimler olmayacağı anlamına gelmiyor.

    TV dünyasında bu senenin ikinci yarısında beklenen Disney+ (Star) lansmanı, BluTV’nin atağı, Exxen, Gain gibi yeni platformlar ve Netflix’in en önde sektörü büyütme konusundaki lokomotif rolü hızlanarak devam edecek. Öte yandan TRT’nin de bir platform üzerinde çalıştığı uzun zamandır konuşulan bir konu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İlginçtir, bu platformların büyümesi Türkiye’de dünyadaki pek çok ülkeden daha hızlı olacak.

    Çünkü hem global, hem lokal video platformları ‘uygun üretim maliyetiyle, belirli bir kalitede ve izlenen’ içeriklerin üretim merkezi olan ülkemizi kuşatmış durumdalar. Hemen her prodüksiyon şirketinin elinde sayısız proje çalışılıyor. Bu ürünler ekrana çıktıkça oluşacak ‘kaliteli içerik bulutu’, her geçen gün daha fazla aileyi bu alanlara getirmeye başlayacak. Tıpkı cep telefonu faturası gibi ayrılacak 40-50 liralık bir bütçe ile 2-3 platforma ortak girerek akşam yemek sonrasındaki prime time ritüellerini zenginleştirmek isteyecekler.

    Türkiye’de TV hala yıldız mecra olmayı sürdürüyor mu?

    Burası bir TV ülkesi ve kitlelerin en büyük eğlencesi prime time içerikleri. 100 dakikadan uzun ve içi uzun reklam kuşakları ile dolu dizileri daha seçici izlemeyi tercih edebilirler. Üstüne üstlük ‘La Casa de Papel’ gibi bize hitap edecek yabancı prodüksiyonlar ve geniş bir film arşivinin el altında olması da bu etkiyi tetikleyecek.

    Şu an gördüğümüz içerik, sadece bir başlangıç. Sel arkadan geliyor. Sadece Netflix’in 2021’de 70’ten fazla yeni filmle geliyor. Disney’i hiç küçümsemeyin. Mandalorian ve Wandavision gibi hit dizilerin arkasında bir çok proje var. Lord of the Rings ve Harry Potter dizilerinin de Game of Thrones etkisi yapacağını düşünmek hiç de zor değil.

    Tv ekranında -özellikle şehirli çalışan ve genç/genç yetişkin kitlelerde- hızlı değişim muhtemel. Sinema salonları da bundan etkilenecek.

    Yeni TV ekranı derken Youtube’u da unutmamak gerek. Cüneyt Özdemir gibi haberciler ve otomotiv, seyahat, kozmetik, elektronik gibi tutku alanlarının uzmanı isimler canlı yayınlar ve artan içerik kaliteleriyle ekran saatinden pay çalmaya devam edecek.

    Radyoda direk erimeden bahsetmesek de, podcast alanındaki hareketlilik, Spotify gibi markaların kitleselleşmesi de pandemide hızlandı. Dijitalleşmeyi hep ‘görsel’ düşündük. Ama yukarıdakilerin üzerine bir de yeni sevdamız Clubhouse’u ekleyince ‘Audio’nun ikinci baharı mı geldi sorusunu da sıkça sormaya başladık.

    Önümüzdeki dönem hakkındaki beklentileriniz hangi doğrultuda?

    Zor bir yıl geride kaldı. Önümüzdeki aylar için daha umutluyuz. Tünelin ucundaki ışığı görebiliyoruz.

    Bu dönemde pandemi bize medyada gelecekten bir simülasyon yaşattı. Kimi eskiyi özlese de, geniş kitleler yeni tattıkları geleceği bırakmak istemeyecek.

    Bu dönüşüm rüzgarı da hem markalar, hem de medya üzerinde tatlı bir baskı yapacak.

    Hızlı ve biraz daha çevik olanlar bu rüzgarı arkasına alarak kazananlar olacak.