hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uzman Psikolog Irmak Atak Uzman Psikolog Irmak Atak

    Anlaştık mı?

    18.01.2021 Pazartesi | 11:20Son Güncelleme:

    En temel insan ihtiyaçlarındandır anlaşılmak. Hepimiz anlaşılmak isteriz. Halimizden anlayan, söylediklerimizi gerçekten duyan birini isteriz. Kendimizi ifade etmek için farklı farklı yollar deneriz. Pandemi başladığından beri iletişim kurmak, tartışmalardan uzak durmak biraz daha zorlaştı. İnsanların katlanma gücü düştü. Sağlık endişeleri, ekonomik sorunlar derken sakinliğimizi korumak imkansızlaştı. En yakınımızdakiler, en sevdiklerimiz ne yazık ki bu ruh halimizden en çok etkilenenler oldu. Bunu değiştirmek ve gerçekten anlaşabilmek için farklı bir yaklaşım denemeliyiz belki de. İşe yaradığı araştırmalarca kanıtlanmış, tecrübeyle sabit bir yöntemden bahsetmek istiyorum.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Yakın zamanda yaşadığınız bir tartışmayı hatırlayın. Yoğun bir duygu yüküyle yaptığınız bir konuşma da olur. Gündelik hayat içerisindeki sıradan, yüzeysel diyaloglardan bahsetmiyoruz. Öfkeyle, hayal kırıklığıyla veya kırgınlıkla iletişim kurmaya çalıştığınız bir ana dönelim. Karşınızda da sevdiğiniz kişi. Neden derdimizi anlatabildiğimizi bir türlü hissedemeyiz, hiç düşündünüz mü? Sonrasında konuşmayı kafamızda canlandırmaya çalıştığımızda, karşımızdakinin söylediklerini hatırlamakta da zorluk çekeriz.

    Aslında cevabı oldukça basit: özellikle yoğun duygular hissettiğimiz zamanlarda karşımızdakini çok da dinleyemeyiz. O konuşurken, zihnimizin içinde ona vereceğimiz cevabı hazırlamaya başlarız bile! Bu denkleme, karşımızdakinin de aynı şekilde davrandığını ekleyin. Ortaya birbirini dinlemeyen, karşısındakinin sessizliğini kollayıp sözü ele alan iki insan çıkar. Buradan bakınca iletişim kuramama sebebi ne kadar açık görünüyor değil mi? Karşımızdakini dinlemediğimiz sürece; onu anlayıp, değerlendirip, söylediklerinin etkisine açık olmadığımız sürece; bir diyalogtan söz edemeyiz. Birbirinden bağımsız iki monolog iç içe geçmiş olur sadece. Verim almak imkansızlaşır. İletişim, anlaşma, konuşma; hepsi içerisinde etkileşim barındıran eylemler. Ben öyle yapmıyorum, diyenler olacaktır. Tartışmanın en hararetli anında, karşınızdakinin sözünün bitmesini bile bekleyemeden kendi söyleyeceğinizi söylediğiniz olduysa, siz de bunu yapıyorsunuz demektir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İlk aşama elbette ki önce kendimizi anlamak. Çok mu öfkelisiniz? Konuşmaya hazır hissetmiyor musunuz? Bunu fark edebilmek, en güzeli. O zaman işleri daha da zora sokmamak için öncelikle biraz uzaklaşın. Fiziksel olarak uzaklaşamıyorsanız da sakinleşmek için zihninize zaman tanıyabilirsiniz. Önemli olan; kırmadan dökmeden derdinizi anlatabilmek. Bunu yapabileceğinizi hissedene kadar başka bir şeyle meşgul olun. Birkaç sayfa kitap okumak, nefesinize odaklanmak, yapmayı planladığınız gündelik bir işle uğraşmak olabilir bu. Size sakinleşmek için ne iyi gelir, en iyi siz bilebilirsiniz.

    Sakinleştiğinizi hissettiğiniz anda karşı tarafı konuşmaya davet edebilirsiniz artık. O da hazır mı, mutlaka gözetin. Onun da iletişime açık olduğundan emin olduktan sonra, başlayabilirsiniz! Ben dili, sen dili, beden dili, vb. detaylara şimdilik girmeyelim. Amaç temel unsurları hayatımıza sokmak.

    Karşınızdaki kişi konuşurken, “Bitirsin de cevabımı vereyim” demeden dinleyin. Bana ne söylüyor, sorusunun cevabını arayarak dinleyin. Neye ihtiyacı var? Ne hissediyor? Sizden ne istiyor? Herhangi bir yargıda, varsayımda bulunmadan bu soruları araştırın. Daha iyi anlamak için soru sormaktan çekinmeyin. İçtenlikle tek amacınızın karşı tarafı anlamak olduğunu hissettirin. Bu noktada emin olun karşı taraf da aynı içtenliğe bürünecek ve ortak paydada buluşmak çok daha kolay olacaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peki, burada bitti mi? Hayır. Anladıklarınızı karşıdaki insana geri iletin. “Seni doğru anladıysam…” gibi bir giriş, işinize yarayabilir. Karşı taraftan teyit aldığınızda, onu gerçekten anladığınız onaylandığında, hissedeceğiniz mutluluğu hayal edin. Şimdi her şey hazır. Kendinizi aynı şekilde ifade etme sırası sizde. Suçlamadan, yargılamadan… Sadece ne hissettiğinize, ne istediğinize odaklanarak konuşun. Amacınız tartışmadan galip çıkmak değil, sevdiğiniz insanla yarışmak değil, isteklerinizi dayatmak değil; sadece birbirinizi doğru anlamak. Ancak ondan sonra birlikte bir çözüm bulabilirsiniz. Haklı ve mutsuz olmak mı istersiniz; birbirinizin derdini anlayıp çözüm bulmak mı? Eğer ikinciyi seçiyorsanız, farklı bir yaklaşım denemeye hazırsınız demektir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İki taraf da birbirini dinlemiş, gerçekten anlamış ve anlaşılmış hissedecektir. Bu noktadan yola çıktığınızda, ortak bir paydada buluşmak çok daha kolay olacaktır. Herhangi bir çözüme ulaşılamasa bile, o yakıcı duyguları geride bırakmış iki insan olacaktır. Birbirine yönelmiş ve çözüm bulmaya istekli… Bu tablo, bir çözüm bulunmasından bile daha değerli ve aslında asıl istenilen de budur. İlişkilerde her konunun bir çözümü olmayabilir. Evet, bu konuda aynı fikirde değiliz, diyebilmek de güzeldir. Günün sonunda önemli olan tek soru var; “Anlaştık mı?”