Yıllar önce Berlin’de Alman bir arkadaşımla elektronik ürünler satan bir mağazaya girmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam bilgisayar hoparlörü gibi bir şey alacaktı. Kasada ödemeyi yaparken kasiyer kız bir şey sordu, arkadaşım, “Hayır,” diye yanıt verdi ve büyükçe kutuyu eline alıp kapıya yöneldi. Epey de yürüyecektik, “Bunu böyle elinde mi taşıyacaksın?” diye sordum hayret ederek. “Evet tabii,” dedi. “Kasiyer kız ne sordu?” dedim, “Poşet isteyip istemediğimi,” dedi. Nitekim orada olduğum süre boyunca girdiğim hiçbir markette naylon poşetle dışarı çıkan birilerini görmedim. Ürünler ya ellerindeydi ya da bez/file torbalarda.
Gelelim bize… Şüphesiz biz poşetsever bir milletiz. Poşetlere aşığız hatta. Süpermarketinden mağazasına her yerde onlarla elele, mutluluk ve huzur içinde dolanıyoruz. Onların çevreye ne ölçüde zarar verdiğini biliyor (doğada çözünmesi yüzlerce yıl sürüyor) ama o poşetin bir türlü ayrılmayan küçük kulakçıklarını kan ter içinde tırnağımızla sağa sola çekiştirip bizden sonraki adamın ürünlerinin ne hızda bizimkilerin yanına kaydığına bakarken bu doğa hikayesini falan unutuveriyoruz.
İnsanımızı naylon poşet kullanma konusunda durdurmaya pek imkan olmadığı için marketlerde, mağazalarda personele motivasyon konuşmaları yapıp, “Gelin bu dünyayı hep birlikte kurtaralım,” mesajı vermeye çalıştım. İşim pek kolay değildi.
Market poşeti alım nedeni: Eve çöp torbası yedeklemek
‘Cimri’ yaftası yapıştırıyorlar
Yıllar önce Berlin’de Alman bir arkadaşımla elektronik ürünler satan bir mağazaya girmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam bilgisayar hoparlörü gibi bir şey alacaktı. Kasada ödemeyi yaparken kasiyer kız bir şey sordu, arkadaşım, “Hayır,” diye yanıt verdi ve büyükçe kutuyu eline alıp kapıya yöneldi. Epey de yürüyecektik, “Bunu böyle elinde mi taşıyacaksın?” diye sordum hayret ederek. “Evet tabii,” dedi. “Kasiyer kız ne sordu?” dedim, “Poşet isteyip istemediğimi,” dedi. Nitekim orada olduğum süre boyunca girdiğim hiçbir markette naylon poşetle dışarı çıkan birilerini görmedim. Ürünler ya ellerindeydi ya da bez/file torbalarda.
Gelelim bize… Şüphesiz biz poşetsever bir milletiz. Poşetlere aşığız hatta. Süpermarketinden mağazasına her yerde onlarla elele, mutluluk ve huzur içinde dolanıyoruz. Onların çevreye ne ölçüde zarar verdiğini biliyor (doğada çözünmesi yüzlerce yıl sürüyor) ama o poşetin bir türlü ayrılmayan küçük kulakçıklarını kan ter içinde tırnağımızla sağa sola çekiştirip bizden sonraki adamın ürünlerinin ne hızda bizimkilerin yanına kaydığına bakarken bu doğa hikayesini falan unutuveriyoruz.
İnsanımızı naylon poşet kullanma konusunda durdurmaya pek imkan olmadığı için marketlerde, mağazalarda personele motivasyon konuşmaları yapıp, “Gelin bu dünyayı hep birlikte kurtaralım,” mesajı vermeye çalıştım. İşim pek kolay değildi.
Market poşeti alım nedeni: Eve çöp torbası yedeklemek
‘Cimri’ yaftası yapıştırıyorlar