

Çünkü reel sektör yüksek faiz ortamında zorlanmaya başlamış hane halkı da ötelenen ihtiyaçlardan kaynaklı olarak yorulmuştu. Her zaman söylediğimiz gibi sayın cumhurbaşkanımız da Bahsettiği üzere faiz enflasyonu sebebidir. Çünkü yükselen faizle birlikte yüksek faiz maliyetini yani bu da %60 beşlere varan bir maliyet, mal fiyatlarına bu maliyeti koyan reel sektör tarafından faiz kaynaklı enflasyon oluşturulmakta.
Görüldü ki Türkiye iç taleple büyüyen bir ülke olduğu için yüksek gelir düzeyindeki kişiler Harcamalarını azaltmadı nitekim yüksek fiyatlarla birlikte harcamalar rakamsal olarak daha da arttı. Bu kapsamda yüksek faizin maliyeti vatandaşa reel sektöre ve devlet borçlanmasına maalesef yansımakta. Yüksek faizin sadece Merkez Bankası’na rezerv biriktirme amacıyla kullanılması enflasyonla mücadeleye artık bu noktadan sonra sekteye uğratmakta. Merkez Bankası Açıklamış olduğu karar metinlerinde enflasyon ana eğiliminde belirgin ve kalıcı iyileşmenin gözlendiğini belirtmiş ancak İsrail İran kaynaklı savaşla birlikte Brent petrol‘de varil de 10 $’dan fazla oluşan artışla petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonist etkisini düşünerek faizi düşürmemiştir. Böylelikle reel sektörün ve hane halkının faiz maliyeti artarak harcama maliyeti de artmıştır.
Faizlerin düşmeyeceği algısıyla birlikte Maalesef reel sektörde para bulamama olgusundan kaynaklı Konkordato ve iflas süreçleri maalesef yaşanmaktadır. Tabi bu firmalar öz sermaye yetersizliğinden kaynaklı banka kredisi ile dönen firmalar olduğu için bu doğal ekonomik seleksiyonda iflasları yaşamakta. Ancak bu şirketlerle birlikte diğer sağlam şirketlerde bu ekonomik döngüden etkilenmekte. Brent petrolün artması maalesef gıda fiyatları başta olmak üzere ulaşım ve diğer sektörlerde enflasyonist bir etki oluşturacaktır. Ayrıca söz konusu artış ülkemizin cari açığının artırmakta buna bağlı döviz açığını da artırmaktadır Merkez Bankası bu sıkı duruşunu bu minvalde düşünmüş ve faizi sabit bırakmıştır. Ancak bu dönem sonrasında temmuz ayından başlamak üzere her bir para politikası kurulu toplantısında faiz indirimi geleceğini düşünüyorum. Çünkü ağırlıklı ortama faiz maliyetleri %46'lara kadar indi ve bununla birlikte TR faizleri %47’ye kadar geriledi aslında piyasa faizi daha düşükden fiyatlanmakta.
En azından Merkez Bankası’nın politika faizini %46 sabit bırakmakla birlikte gecelik borç verme faizi olan %49 luk oranın %46’ya çekilmesini beklerdik. Söz konusu gecelik faiz koridoru makası açılmakta birlikte reel faize dönmesi bankaların elinde rahatlatacağından daha rahat finansman plasmanı gerçekleştirecektir. Ancak yeni bir faiz kararı gelmeden gecelik koridor daraltılabilir, bununla birlikte Merkez Bankası’nın bankalara koymuş olduğu aylık TL büyüme hedeflerinin ortadan kaldırılarak faiz oranı ne olursa olsun reel kökleri fonlaması ile birlikte SORUNLAR bir nebze ortadan kalkacaktır.
Yani Merkez Bankası bankalar üzerindeki piyasanın kredilerle fazla fonlanmasını engellemezse yüksek faizin getirdiği diğer etkiler bertaraf edilecektir. Bahsetmiş olduğum gibi temmuz ayı ile birlikte her bir dönemde jumbo faiz indirimlerini beklemekteyim.
Faiz indirimi vatandaşın ev ve araba alabilmesini kolaylaştıracak. Yüksek faiz ortamında ödeyemedi ya da borçlandığı kredi kartı ekstrelerini düşük faizden ödemesini sağlayacak ve üreterek enflasyonun düşmesini gerçekleştirecektir.
Çünkü reel sektör yüksek faiz ortamında zorlanmaya başlamış hane halkı da ötelenen ihtiyaçlardan kaynaklı olarak yorulmuştu. Her zaman söylediğimiz gibi sayın cumhurbaşkanımız da Bahsettiği üzere faiz enflasyonu sebebidir. Çünkü yükselen faizle birlikte yüksek faiz maliyetini yani bu da %60 beşlere varan bir maliyet, mal fiyatlarına bu maliyeti koyan reel sektör tarafından faiz kaynaklı enflasyon oluşturulmakta.
Görüldü ki Türkiye iç taleple büyüyen bir ülke olduğu için yüksek gelir düzeyindeki kişiler Harcamalarını azaltmadı nitekim yüksek fiyatlarla birlikte harcamalar rakamsal olarak daha da arttı. Bu kapsamda yüksek faizin maliyeti vatandaşa reel sektöre ve devlet borçlanmasına maalesef yansımakta. Yüksek faizin sadece Merkez Bankası’na rezerv biriktirme amacıyla kullanılması enflasyonla mücadeleye artık bu noktadan sonra sekteye uğratmakta. Merkez Bankası Açıklamış olduğu karar metinlerinde enflasyon ana eğiliminde belirgin ve kalıcı iyileşmenin gözlendiğini belirtmiş ancak İsrail İran kaynaklı savaşla birlikte Brent petrol‘de varil de 10 $’dan fazla oluşan artışla petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonist etkisini düşünerek faizi düşürmemiştir. Böylelikle reel sektörün ve hane halkının faiz maliyeti artarak harcama maliyeti de artmıştır.
Faizlerin düşmeyeceği algısıyla birlikte Maalesef reel sektörde para bulamama olgusundan kaynaklı Konkordato ve iflas süreçleri maalesef yaşanmaktadır. Tabi bu firmalar öz sermaye yetersizliğinden kaynaklı banka kredisi ile dönen firmalar olduğu için bu doğal ekonomik seleksiyonda iflasları yaşamakta. Ancak bu şirketlerle birlikte diğer sağlam şirketlerde bu ekonomik döngüden etkilenmekte. Brent petrolün artması maalesef gıda fiyatları başta olmak üzere ulaşım ve diğer sektörlerde enflasyonist bir etki oluşturacaktır. Ayrıca söz konusu artış ülkemizin cari açığının artırmakta buna bağlı döviz açığını da artırmaktadır Merkez Bankası bu sıkı duruşunu bu minvalde düşünmüş ve faizi sabit bırakmıştır. Ancak bu dönem sonrasında temmuz ayından başlamak üzere her bir para politikası kurulu toplantısında faiz indirimi geleceğini düşünüyorum. Çünkü ağırlıklı ortama faiz maliyetleri %46'lara kadar indi ve bununla birlikte TR faizleri %47’ye kadar geriledi aslında piyasa faizi daha düşükden fiyatlanmakta.
En azından Merkez Bankası’nın politika faizini %46 sabit bırakmakla birlikte gecelik borç verme faizi olan %49 luk oranın %46’ya çekilmesini beklerdik. Söz konusu gecelik faiz koridoru makası açılmakta birlikte reel faize dönmesi bankaların elinde rahatlatacağından daha rahat finansman plasmanı gerçekleştirecektir. Ancak yeni bir faiz kararı gelmeden gecelik koridor daraltılabilir, bununla birlikte Merkez Bankası’nın bankalara koymuş olduğu aylık TL büyüme hedeflerinin ortadan kaldırılarak faiz oranı ne olursa olsun reel kökleri fonlaması ile birlikte SORUNLAR bir nebze ortadan kalkacaktır.
Yani Merkez Bankası bankalar üzerindeki piyasanın kredilerle fazla fonlanmasını engellemezse yüksek faizin getirdiği diğer etkiler bertaraf edilecektir. Bahsetmiş olduğum gibi temmuz ayı ile birlikte her bir dönemde jumbo faiz indirimlerini beklemekteyim.
Faiz indirimi vatandaşın ev ve araba alabilmesini kolaylaştıracak. Yüksek faiz ortamında ödeyemedi ya da borçlandığı kredi kartı ekstrelerini düşük faizden ödemesini sağlayacak ve üreterek enflasyonun düşmesini gerçekleştirecektir.