hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Nevşin Mengü Nevşin Mengü

    Herkes kendine müstesna şekerim

    29.05.2014 Perşembe | 14:27Son Güncelleme:

    Amerikan Başkanı Barack Obama'nın West Point'te yaptığı konuşma Ortadoğu'da, Türkiye'de; Suriye hakkında acaba ne diyecek diye merak edildi, Türk gazetelerinde konuşma haberleştirilirken, haberin ana unsuru ABD'nin yeni oluşturacağı terörle mücadele fonu, Suriye komşularına destek sözü oldu. Bir parça da komşu ülkelere destek planın ardında Suriyeli isyancıların, Türkiye, Ürdün vs topraklarında eğitim planını içerip içermediği tartışıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Başka bir şey daha var Obama'nın konuşmasında aslında yeni değil. Sık söylediği bir şeyi söyledi Obama. Dikkat çekici olan bu kadar sık söylemesi, bu konuda ısrarcı olması, herkesin kafasına kazırcasına sürekli bu mesajı vermesi.

    "American exceptionalism" vurgusu yaptı yine ve yeniden Amerikan Başkanı. Amerikan ayrıcalılıklığı diye çevrilebilir belki, ama müstesnalık demek daha kolay. Bir zihin yapısı bu, bir kavramlaştırma, bu kavramlaştırma üzerinden siyaset yapma. O nedenle önemli aslında.
    "Her bir parçamla Amerikan  müstesnalığına inanıyorum" dedi Obama. "Bizi müstesna yapan, uluslararası normlara karşı koyuş yeteneğimiz ya da hukuk devleti olmamızdan kaynaklanmıyor sadece, bu ilkelere bağlılığımızı eylemlerimizle göstermemize dayanıyor" diye ekledi.

    Amerika'nın müstesna olduğuna, ayrıcalık sahibi olduğuna inanıyor Obama. Bunu da en fazla vurgulayan neredeyse ilk Amerikan Başkanı.

    Kavram yeni değil, kavramı ilk yazan çizen 19. Yüzyılda Francis de Tocqueville. Haliyle ortaya konduğundan beri tartışma konusu.  Seymour Martin Lipset'in 1996 yılında kavram üzerine kaleme aldığı kısa, öz bir makale var, meseleye biraz  daha etraflı bakabilmek için

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "American Exceptionalism"

    Bu kavram özetle, çok özetle, şunu söylüyor. Amerika diyor Yeni Dünya, köhnemiş Avrupa değil. Belli değerler üzerine kuruldu bu Yeni Dünya, tüm insanlığı kapsayan değerler üzerine, tavizsiz demokrasi değerleri, eşitlik ideali üzerine. Fikir bunu söylüyor. Yepyeni, tertemiz bir şey yarattık biz, o nedenle kıymetli ve doğru taraf olan biziz, diyor Amerika.

    Amerika'nın müstesnalığına inanmakbir millet mensubu olmaktan farklı bir şey, bir ideoloji aslında ya da bir paradigma.

    Konuşmasının devamında şöyle diyor Obama, "Amerika ne pahasına olursa olsun istikrar demiyor, çatışma olmasın da ne olursa olsun demiyor, biz kalıcı barıştan yanayız, kalıcı barış dünyanın dört bir yanında herkese barış ve fırsat eşitliği sağlamakla olur."

    Biz buna inanıyoruz, dolayısıyla öyle olmalı, çünkü müstesna olan, doğru olan biziz, diğerleri yanlış diyor Obama, açıklamasını sadeleştirdiğimizde, detaylardan arındırdığımızda.

    Obama'nın konuşmasına, kavrama; haliyle dışarıdan bakanlarız biz. Bu bağlamda öteki olanlarız. Siz yanlışsınız denenleriz. Dolayısıyla bize göre kabul edilemez  bu paradigma. Neden müstesna olan sen olasın çıkışı gelmesi bizden doğal olur o nedenle.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fakat kavrama başka bir boyut daha getirmişti Obama, 2009 yılında Strasbourg'da verdiği bir konferansta "İngilizler İngiltere'nin, Yunanlılar da Yunanistan'ın müstesnalığına inanır" demişti. Herkes kendine müstesna yorumunu getirmişti bir yerde.

    Ne dersiniz, Türkiye'nin müstesnalığı fikri var mı bizlerin de bilinçaltında, ya da hatta üstünde.  Ya da Türk-İslam ideali müstesna mıdır, Kemalizm müstesna mıdır, mesela. Yeni müstesnamız Yeni Türkiye'mi belki de. Her zaman doğru, tek doğru olan. Tek doğru olduğu için diğerlerine "doğal" müdahale hakkı bulunan?