hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Derya Uludüz Prof. Dr. Derya Uludüz

    Orta yaş krizinin öncü depremleri: Boşanma, istifa, estetik ameliyatlar...

    01.01.2020 Çarşamba | 15:40Son Güncelleme:

    “Orta yaş krizi” ifadesi ilk kez 1965 yılında Elliot Jaques tarafından kullanıldı ve psikanalizin kurucusu Freud’un takipçilerinden Carl Gustav Jung gibi psikologlar tarafından kabul görerek literatürde yer buldu. Orta yaş krizi psikolojik açıdan ergenlik gibi yaşanması gereken bir süreç olarak tanımlanıyor ancak etkileri ve etkenleri değişmiş durumda. Bu ‘kriz’ her ne kadar popüler bir söylemin parçası gibi dursa da aslında yaşlanmayla birlikte beynimizde oluşan ciddi değişikliklerin sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow


    Erkeklerde 40’lı ve 50’li yaşlarda pahalı arabalar almak, giyim tarzını değiştirmek, değişik sosyal ortamlara girmek gibi davranışlar orta yaş krizinin belirtisiyken kadınlarda 35 yaşından sonra estetik, dış görünüşe müdahale ya da depresyon ile kendisini gösterebiliyor. Kadınlar ve erkekler orta yaş krizini farklı ‘şekilde ve şiddette’ yaşar. Bunun nedeni stres, hormonlar ve beyinde yapısal değişikliklerdir. Peki, orta yaş krizinin belirtileri neler? Beynimizde neler bu değişikliklere sebep oluyor ve nasıl çözebiliriz?
     
    ORTA YAŞ KRİZİNİN BELİRTİLERİ
     
    Orta yaş bunalımının sık görüldüğü yaşta olmak illa ki bunalıma gireceğiniz anlamına gelmiyor. Orta yaş bunalımında olup olmadığını anlamak için çeşitli belirtiler var.
     
    1. Ani değişimler ve dürtüsel karar verme
    Orta yaş krizinin en temel belirtilerinden biri istifa, boşanma gibi ani ve dürtüsel kararlar vermektir. Bu tarz bir karar verme aşamasındaysanız sizi bu karara iten etkenleri gözden geçirin ve gerekiyorsa yardım alın.
     
    2. Uyku sorunları
    Östrojen ve testosteron seviyelerindeki düşüş, duygudurum bozuklukları ve stres seviyelerindeki artış, uykuya dalamamanıza ya da gecenin ortasında birdenbire uyanmanıza neden olabilir. Bu doğrudan orta yaş krizi belirtisi değil aslında hormonal bir süreçtir ancak bunalıma zemin hazırlayabilir.
     
    3. Görünüş takıntısı
    Orta yaş krizinde aniden radikal bir giyim tarzı belirleme, kozmetiğe yönelme, gereksiz estetik uygulamalara girmek gibi eğilimle görülebilir. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki yaşlanmak doğal bir süreçtir. Her ne kadar kapitalizm bize bunu unutturmaya çalışıyor olsa da ‘ruh’ ve gerçek sevgi maddenin üzerindedir. İlişkinizi canlı tutmanın en iyi yolu ne kaslı bir vücut ne de kırışıksız bir yüz değildir. Anlamak, özen göstermek, eşinizi, partnerinizi etkin bir şekilde dinlemek ilişkiniz için en ‘bağlayıcı’ unsurdur. Sağlıklı kiloda olmak kendinizi iyi hissetmek için yeterlidir. Ancak ilişkiniz için en belirleyici şey duygusal bağdır.
     
    4. Umutsuzluk ve depresyon
    Orta yaş krizinin belirtileri arasında genel bir umutsuzluk hissi ve depresyon vardır. Orta yaş krizinden muzdarip birçok insan kendi ölümleri ve hayattaki pişmanlıklarına odaklanarak depresif belirtiler gösterir. Özellikle, 45 ve 54 yaşları arasındaki insanların intihar olasılığı diğer yaş gruplarından daha yüksektir.
     
    5. Alkol veya madde tüketimi
    Yetişkinler, bu tür krizlerle baş etmek ve depresyon duygularını maskelemek için bağımlılık yapan maddelere yönelebilir. Bu belki de orta yaş krizinde yapılabilecek en tehlikeli davranışlardan biri. Çünkü bağımlılık sadece sağlığı değil insan ilişkilerini de bozacaktır.
     
    6. İlgisizlik ve motivasyon kaybı
    Aniden, daha önce keyif alınan aktivitelere olan ilginin azalması yaklaşmakta olan bir duygusal krizin işareti olabilir. İlgisizlik orta yaş krizinde daha derindir, bu da hayata sarılmak ve pozitif kalmak için motivasyonu azaltır.
     
    7. Kilo değişimi
    Ani kilo alımı veya kaybı, bir kişinin duygusal bir kriz yaşadığın en önemli göstergelerinden biri olabilir.
     
    8. Sebepsiz fiziksel ağrılar
    Psikolojik sorunlar özellikle de bizim gibi derdini ve duygularını ifade etmekte zorluk çeken bireylerin olduğu toplumlarda kendisini sık sık fiziksel ağrılar ile gösterir. Somatizasyon dediğimiz bu durumda kişiler sürekli bel, boyun, baş ağrısı çeker ya da sindirim sisteminde problemler yaşar. Ancak bu aslında duygusal gerilimlerin bir sonucu olabilir.  
     
    ORTA YAŞ KRİZİNE NEDEN OLAN ETKENLER NELER?
     
    Orta yaş krizi durup dururken ortaya çıkan bir yeni yıl sürprizi değil. Stres, çeşitli hormonal değişiklikler, beyin yapısındaki bazı kimyasalların değişmesi buna neden olabiliyor. Peki, bu faktörler neler?
     
    Stres faktörü:
    Başarılı bir kariyeri olan insanlarda orta yaş krizinin daha sık görülmesi bir tesadüf değil.
    Bu dönemde, 40’lı 50’li yaşlarda olduğu tahmin edilen kadın ve erkekler, önemli ve uzun yıllardır devam eden bir iş yükü altında olur. Yaş ilerledikçe tecrübe her ne kadar stresi yönetmeyi daha iyi sağlasa da menopoz, andropoz ve kronik yorgunluk gibi faktörler bu durumu zorlaştırır. Ayrıca, bu dönemde ‘Boş yuva sendromu’ olarak adlandırılan (çocukların yuvadan ayrılması) durumu gerçekleşir. Öte yandan bu yaşlara gelindiğinde, sevdiklerinin ölümüne daha fazla şahit olurlar. Bu da onları, ölüm korkusuna, hayatları ve hayalleri ile ilgili daha fazla düşünmeye iter.
     
    BDNF proteini:
    Nöronlarımızın yenilenmesini ve sinir ağlarının bağlantı kurmasını sağlayan BDNF (beyin türevi nörotrofik faktör) adı verilen bir protein var. Ancak bu doğal bir antidepresan ve stres savaşçısı olan küçük mutlu protein BDNF seviyelerimiz zirveye çıktığı noktadan hızla aşağı düşmeye başlar. BDNF’nin düşmesi bilişsel işlevlerde zayıflamaya ve depresyona neden olabilir. Bu da orta yaş krizi ile eşzamanlı bir döneme denk gelebilir. Yani tam, yaşam hedeflerimize ulaştığımızda BDNF yokluğuyla beynimiz mutlulukla iş birliği yapmayı bırakır. Özellikle stres ve BDNF miktarı, çok yakından ilişkilidir. Araştırmalar da stres hormonu olan kortizolün artışının BDNF seviyelerini azalttığını kanıtladı.
     
    Östrojen ve testesteron azalması:
    Menopoz sırasında, azalan östrojen ve progesteron seviyeleri ruh halinize ve enerji seviyelerinize müdahale ederek orta yaş krizine katkıda bulunabilir. Menopoz ayrıca hafıza kaybına, kaygıya, kilo alımına ve eskiden zevk aldığınız şeylere olan ilginin azalmasına neden olabilir. Erkek menopozu andropoz için de benzer bir durum söz konusudur. Erkeklik hormonu testosteronda ve androjende eksiklik görülür. Eğer bir erkekseniz ve 50’lerinde testosteron seviyeleriniz azalmaya başladıysa, zihinsel ve fiziksel enerjiniz, cinsel isteğiniz ve kas kütleniz azalır; stres seviyeleriniz, depresif ruh haliniz artar. Dolayısıyla, menopoz ve andropoz sonrası, hormon kontrolü oldukça önemlidir ve orta yaş krizini atlatmanıza yardımcı olabilir.
     
    Beynin orta yaş krizi:
    Beynin iç katmanlarını çevreleyen yağlı bir tabaka olan miyelin dediğimiz bölge orta yaşlarda bozulmaya başlıyor. Bu bozulma da Alzheimer gibi hastalıklara zemin oluşturan bilişsel işlev bozukluğu ve birçok nöropsikiyatrik hastalıklarla ilişkili görülüyor. Miyelin, herhangi bir beyin dokusundan çok daha fazla kolesterol içeren bir yağ tabakası. Yüksek kolesterol miyelinin sinir ağları etrafına sıkıca sarılmasına izin verir. Ayrıca sinir hücrelerinin elektriksel iletişimini hızlandırır ve bir yalıtım işlevi görür. Beyin yetişkinlikte gelişmeye devam ettikçe ve miyelin gittikçe daha fazla miktarda üretildikçe, beyindeki kolesterol seviyeleri büyür ve nihayetinde beyne saldıran toksik bir protein üretimini teşvik eder. Protein miyeline saldırır, beyindeki mesaj aktarımını bozar ve nihayetinde Alzheimer hastalarında görünen beyin tahrip edici plaklara ve karışıklığa yol açar. Araştırmacılar, beyindeki bu miyelin krizinin de orta yaş krizine etki ediyor olabileceğini düşünüyor. Kolesterol ve demir düşürücü ilaçlar, anti enflamatuvar ilaçlar, diyet ve egzersiz programları ve hormon replasman tedavisi miyelin üretimini teşvik edebilir.
     
    Orta yaş kriziyle nasıl başa çıkılır?
    ➢ Krizi kabullenin ve bunun bir süreç olduğunu, geçeceğini düşünerek hareket etmeniz gerektiğini kendinize telkin edin.
    ➢ Ani ve dürtüsel kararlar vermeyin. Eğer varsa işten ayrılma isteğinize, boşanma isteğinize neden olan etkenleri düşünün ve gerekiyorsa profesyonel bir yardım alın.
    ➢ Kendinize yeni bir hobi edinin, sosyalleşin. Hepimiz sosyal varlıklarız ve arkadaş desteği, zor günlerinizde yanınızda olacak dostlar ayakta kalmanıza yardımcı olacaktır.
    ➢ Sevdiklerinizle tartışırken yaptıkları hakkında değil hissettikleriniz hakkında konuşun. Eğer olumsuz bir davranış varsa ‘Bana bunu yaptın’ demek yerine ‘Bana böyle hissettirdin’ demeyi deneyin. Konuşmanızın seyri değişecek ve çözümcül olacak göreceksiniz.
    ➢ Mevcut emeklilik planınız sizin için heyecanını kaybetmişse, sizi heyecanlandıran yeni hedefler edinin.
    ➢ Egzersiz, yoga veya meditasyonu günlük rutininize dahil edin. Organik yiyecekler yiyin ve çok ihtiyaç duyulan enerji için takviyeler alın.
    ➢ BDNF proteinini beyinde arttırmanın en iyi yolu sağlıklı beslenme ve egzersizdir. Özellikle tempolu yürüyüşler, yüzme gibi egzersizler BDNF seviyelerini arttırır, beyninizi korur, ruh halinizi düzeltir ve uyku problemlerini azaltır.
    ➢ Akdeniz diyeti, beyin için kanıtlanmış faydalara sahip. Yüksek flavanoid içeriklerinden dolayı yaban mersini, çikolata, yeşil çay, zeytinyağı, karabiber, zerdeçal ve önemli prebiyotik yiyecekler olan kuşkonmaz, muz, arpa, çikolata, lahana, sarımsak, mercimek ve domates tüketin. Bu besinlerin stres, BDNF düzeyleri ve kolesterol üzerinde olumlu etkileri de var ve  yediklerimiz doğrudan ruh halimizi etkiliyor. Bu nedenle beslenmenize dikkat edin.