hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Derya Uludüz Prof. Dr. Derya Uludüz

    Sigara içiyorsanız bilmeniz gereken yeni kötü haberlerimiz var!

    13.02.2018 Salı | 21:54Son Güncelleme:

    Ülkemizde maalesef 15 yaşın üstünde üç kişiden biri aktif sigara içiyor. Sigara içerken soluduğumuz nikotin sayesinde beyinden salınan dopamin hormonu zevk ve haz almamızı sağlar. Dopamin uyarısı bittiğinde bu durum yeniden nikotin alma arzusuna, zamanla da bağımlılığa yol açar. Sigaranın akciğer kanseri ve kalp hastalığı gibi hepimizin bildiği hastalıkların ötesinde, daha birçok hastalıktan sorumlu olduğu artık gündemde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sigaranın enfeksiyon, bağırsak tıkanıklığı, böbrek ve karaciğer hastalıkları, Alzheimer hastalığı, osteoporoz riskini arttırdığını artık biliyoruz.  

    En kötü yanı, sigara içmemenize rağmen bu tehlikelerin sizin için de hala var olmasıdır. Sadece aktif içmekten bahsetmiyoruz. Pasif sigara içiciliği olarak da bilinen ikinci tip sigara içiciliği ciddi derecede zararlı. Tütün dumanı, kansere neden olan kimyasallar, toksik metaller ve zehirli gazlar da dahil olmak üzere 7 binden fazla kimyasal madde içeriyor. Bunlardan yüzlercesi toksik ve 70’e yakını kansere neden oluyor. Tek bir nefesi bile çok fazla ölümcül molekül içerdiği için, tütün kullanımının vücutta yaşlanmaya sebep olan iki temel olayı arttırması şaşırtıcı değil: oksidatif stres ve iltihaplanma.

    Çok daha vahimi; solunan toksinlerin epigenetik etkileri!. Epigenetik, ailemizden bize miras kalan genlerimizin mekanizmalarını inceleyen ve değiştirilebilirliğini değerlendiren bir alan. Her bir paket sigara içiminden sonra sağlıklı yaşamamıza ve geleceğimize yön veren genlerimizde bir DNA zarara uğruyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Bıraktığınız anda akciğerleriniz temizlenmeye başlıyor."

    İyi haber ise; sigarayı bırakmak, kaç yaşında olursanız olun ya da ne kadar süredir sigara içilirse içilsin muhakkak size olumlu yansıyor. Beyin için sigara içilmeyen 4 yılın, akciğerler ve kalp damar hastalıkları için 2 yılın sonunda risk ortadan kalkıyor.   

    Sigara içmenin güçlü bir iltihaplandırıcı etkisi var. İçilen tek bir sigaradan sonra bile vücutta iltihap hücrelerinin seviyeleri hızla yükselir, etkisi de 35 dakika kadar devam eder. Kısa süreli iltihaplanma sürekli tekrarlanırsa, hassas akciğer dokularını mahvedebilir. Ne yazık ki, KOAH gelişen birçok sigara içicisi, hasarın zaten çoktan meydana geldiğine ve sigarayı bıraksalar da bir anlam ifade etmeyeceğine inanır. Ancak, durum düşünüldüğü gibi değil,  bıraktığınız anda akciğerleriniz temizlenmeye başlıyor.

    Sigara damarlara zarar verir; Sigara, kalp ve damar hastalıkları için önlenebilir risk faktörüdür. Sigara dumanı, nikotin ve karbonmonoksitin yanı sıra kadmiyum gibi kalbi olumsuz etkileyen toksin içerir; bu da kalp ve damar hastalığı riskini doğrudan arttıran bir nedendir. Sigara damarlarda kalınlaşmayı, kolesterol yüklü iltihap plaklarının oluşumunu tetikler. Plakların içinde sigaraya bağlı oluşan iltihaplanmalar, damarları tıkayabilir. Bu da kalp krizi veya inmeye sebep olur. Ayrıca sigara kullanımı yararlı kolesterol dediğimiz HDL seviyesini düşürür. Ne yazık ki, kolesterol düşürücü tedavi kullanan sigara içiciler hala yüksek kalp ve damar hastalıkları riski altında kalmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "İki yıl içinde ölüm riski %36 azaltmıştır."

    İyi haber; özellikle kalp ve damar hastalıkları söz konusu olduğunda sigarayı bırakmak için geç kalınmış değildir. Avrupa Kalp Derneğine göre kalp krizi sonrasında sigarayı bırakanlarda iki yıl içinde ölüm riski %36 azaltmıştır.

    Sigara-Diyabet ve Obezite; Sigara, diyabet riskini ikiye katlar. Yüksek kan şekeri kan damarlarına zarar verir ve tütün dumanının içindeki bileşimler hasarı daha da arttırır.

    Sigara kilo verdirmiyor

    Sigaranın kilo vermeyi kolaylaştırdığı da düşünülür. Ancak bu düşüncenin tamamıyla yanlış olduğu ve aslında uzun yıllar sigara kullananların aşırı kilolu olma ihtimalinin içmeyenlere göre %54 daha fazla olduğu gösterildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sigara Bağırsaklarımıza zarar verir; Mide ülseri, iltihaplı bağırsak hastalıkları, mide ve bağırsak kanserleri için önemli bir risk faktörü. Sigara dumanı tüm mide-bağırsak sistemini düzenleyen hücrelere zarar verir. Sağlıklı bir vücutta, bu hücreler normal olarak birkaç günde bir kendilerini yeniler. Sigara içmek hücrelerin yenilenmesini engellemekle kalmaz, tamamen yok olmalarına sebep olur. Sigara bağırsakta kan akımını azaltarak besinlerin emilmesini ve enfeksiyonlar ve kanserin önlenmesinde önemli olan bağırsak bağışıklık sistemine zarar verir. Sigara Böbreklerimize zarar verir; Böbrek, çoğu insanın sigaraya bağlı hasarın hedefi olarak düşündüğü bir organ değildir, ancak hem aktif hem de pasif içiciler için böbrek fonksiyonlarında önemli hasarlara neden olabilir. Duman, böbrek hücrelerinde güçlü oksidatif strese neden olur. Sigara dumanındaki iki spesifik içerik, kadmiyum ve kurşun, böbreklerdeki metabolik atıkları temizleyen yapılara karşı doğrudan toksik etkiler gösterir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sigara Beyin Hücrelerine Zarar Verir; Sigara içiminin beyin hücreleri üzerinde olumsuz etkisi olduğu, kas ve sinir bağlantı hastalığı (ALS) ve Alzheimer gibi hastalıkların sıklığını artırır. Sigara dumanı içindeki birçok toksin, özellikle de dumanında bulunan formaldehit, beyin hücrelerinin zarlarına hasar verir, işlev kaybına sebep olur ve ölmelerine yol açar.

    Sigara kullanımı, dünya çapında en önde gelen önlenebilir ölüm nedenidir.

    • Sigara içenlerde zatürreden ölme riski 5 kat daha fazla.

    • Bağırsak kanseri riski %20 artmakta.

    • Kanser dışında bağırsak iltihabi hastalıklarına yakalanma riski 2 kat daha fazla.

    • Sigara kullanan sinir ve kas bağlantı hastalığı (ALS) olan kişilerde ölüm riski 2 kat daha fazla.

    • Sigara tüm genetik yapımızı bozuyor, sağlığımız ve gelecek nesillere bırakacağımız genetik mirasımız risk altında