hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    2022 yılı "Eskime"ye başlarken..

    09.01.2022 Pazar | 11:32Son Güncelleme:

    Gelecek ile ilgili tahmin ve önerilerimiz, sözkonusu dönem takvim olarak başladığı andan intibaren, artık “sınanacak/takibi yapılacak” gerçek ve hükümlere dönüşmeye başlarlar. Henüz ilk günlerini yaşadığımız 2022 senesi ve ilgili dönem için ortaya konmuş projeksiyonlar da, bu kuralın dışında tutulamaz. O halde, takvimin hemen ilk günlerinde, ilerleyen süreçte “yaşanılarak test edilecek” ana tahmin ve tespitleri; derli-toplu kayıt altına alma zamanıdır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    2022 yılında, iki senedir dünyada hakim olan Pandemi Konjonktürü çemberinin dışına çıkılamayacağı; kırılamayacağı anlaşılmakla beraber, “yeni normal’e uyum dönemi“ olarak adlandırıldığını görüyoruz. Bu çerçevede, pandemi konjonktüründen; endemi normu’na( grip, nezle, vb.) geçiş beklentisinin öne sürüldüğü anlaşılıyor.

    2021 yılında yüzde dokuz oranında artan küresel ticaret hacminin, pandemi öncesi ortalamalara dönerek, bu sene içinde yüzde beşbuçuk oranında büyüme sergilemesi; uluslararası ticaretten en büyük payı, Asya-Pasifik bölgesinin alması öngörülüyor. Küresel GSYH toplamının ilk kez yüz trilyon doları; 2022’de aşacağını öngören bir çalışmada, Çin’in, Amerika’yı geçerek dünyanın bir numaralı ekonomisi haline gelme takvimi; iki senelik bir öteleme ile, 2030 yılına endeksleniyor.

    Esasen, küresel ticaret üzerinde olumsuz etki oluşturan pek çok faktörün değerlendirilmesi sonucunda, yeni yılın ancak ikinci yarısından başlayacak bir “normale dönüş dönemi” bekleniliyor. Bu gelişmede etkili olacak ana faktörler ise, “ tepkisel-fevri tüketimin yavaşlaması”, “stoklarda artış sağlanması” ve “genel kapasite arttırımı” başlıkları altında sıralanıyor. Ezcümle, çoğu kez “tedarik zinciri aksaklıkları” başlığı ile özetlenen sıkıntıların, yeni yılın ilk yarısında devam edeceği çıkarımına ulaşmak mümkün görülüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Küresel ekonomi üzerinde etkilendirici/şekillendirici rol oynayacak ana faktör ile dinamikler gündeme geldiğinde, takip eden başlıklar ön plana çıkıyor:

    Pandemi’nin öngörülemeyen seyiri; Omikron mutasyonu bağlantılı olarak, önümüzdeki günler için, “belirsizlik oranı yüksek” bir vasatı, adeta dikte etmekte; aşı üretim kapasitelerinin beş katına çıkması beklenmektedir.

    Gevşek para politikalarından çıkış ve “mali sıkılaşma dönemi” ne geçişin başlayacağı bir dönemde, yıllar sonra yeniden gündeme gelen “enflasyon” ile mücadele çabalarının FED patronajı altında ağırlık kazanması ve ülkemiz başta olmak üzere tüm ekonomileri etkileyecek süreçlerin devreye girmesi öngörülüyor. Bu çerçevede, “en kırılgan ekonomiler listesi” nin güncellendiği izleniyor.

    Gıda fiyatlarındaki gelişmelerden hareketle, “gıda krizi” dahil olmak üzere ortaya çıkabilecek global risk ve tehditlere dikkat çekilirken, bakır’dan; kahve’ye kadar tüm emtialarda ve enerji fiyatlarında yukarı yönlü beklentiler paylaşılıyor. Karbon salınımının azaltılması ve COP26 sürecinde, artan ve yeni maliyet kalemleri oluşturan önümüzdeki dönemin “yüksek faturası” na ayrıca vurgu yapılıyor.

    E-ticaretin, Pandemi’nin ilk iki yılındaki yüksek ivmesini kaybetmekle beraber, büyüme trendini koruyacağı ve uluslararası ürün satışlarının beşte birinin bu kanaldan gerçekleştirileceği öngörülüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avrupa’da, AB ve Brexit temelli dinamikler çerçevesinde eko-politik çalkantı beklentilerine ilaveten, Çin ile ABD arasındaki gerilimde; Ticaret Savaşları benzeri yeni açılımların dahil olduğu, üst seviyeden risklerle kaim bir jeo-politik sath-ı mahalline girildiği not ediliyor.

    Genel hatlarıyla değindiğimiz tüm bu tespitlere ilaveten, her sene başında beklenen IMF’ nin “Global Görünüm Raporu” nu ertelediği haberi de, kayda değer bir gelişmedir; Omikron temelli gelişmelerin, beklenmeyen serimleri gündeme getirme potansiyelini, hepimize, keskin biçimde hatırlatmaktadır.

    Rutin dışına çıkan bir yıla girdiğimiz net; gene de, “ en kötü/ geçersiz çıkabilecek tahmin” dahi, “tahmin ve öngörü fakirliği sendromu”na teslim olmaya karşı onurlu bir duruş olarak takdir ve saygıyla karşılanmalıdır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    2022 yılına ait kestirim ve öngörüler, hemen 1 Ocak’tan başlayarak “yaşanan/yaşanacak hakikatler temelinde” sorgulanmaya başlandı; hep birlikte izleyeceğiz; deneyimleyeceğiz.

    Atilla İlhan’ın, ölümsüz sözleriyle, “ Yarın; artık, Bugün’dür"!.