hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    "Asgari"de yoğunlaşıp; "Azami"yi ıskalamak

    19.12.2021 Pazar | 10:02Son Güncelleme:

    Eko-politik gelişmelerin seyir ve öngörüsünde temel alınması gereken; bize rehberlik edecek ÇIPA’lara olan ihtiyacımız, varlığını kuvvetle hissettirmeye devam ediyor. Üstelik, pandemi senaryolarını daha karmaşık platformlara, şaşırtıcı bir hızla taşıyan yeni Omikron dalgası, belirsizlik tonunu daha koyu; beklenti tablosunu daha kötümser sulara çekiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İçinde yaşadığımız bu Zor Zamanlar’da; ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı konjonktür, ilaveten ve katmerlendiren bir Negatif Ayrışma girdabından kurtuluşu güçleştirdiği gibi, “Çıpa’ lardan yoksun olarak; doğru kerteriz almadan seyre devam etme” imkanını adeta siliyor. Şimdi yaşadığımız sert ve çalkantılı denizde telef olmamak, aylar sonra, hedeflenen Cari Denge Limanı’na selametle ve birlikte ulaşabilmek için, rotada referans alacağımız kriter ve dayanak(çıpa)ları kullanmak durumundayız.

    Ekonomik yolculuğumuzun gidişatını tayinde, öteden beri temel alınan(kerteriz) faktör; Amerikan doları’nın fiyatı olmuştur. Aslında, Türkiye ekonomisinin, uzun yıllardır yaşanılan yüksek enflasyon dinamikleri andacında, “çift paralı ekonomi” profiline dönüşme talihsizliğine uğramış bulunduğu açıktır. Nitekim, belirli bir montan ve vade üzerindeki tüm kamu ve tüzel yatırım/borçlanmaların; “dolara bağlandığı” görülmektedir. Gelinen noktada, vatandaşların kayıt altındaki birikimlerini temsil eden banka mevduat hesaplarının üçte ikisi, döviz (DTH) bazındadır. Buna bağlı olarak, “yastık altı” tabir edilen kayıtdışı varlıkların, daha yüksek oranda Döviz/Altın/Kripto kompozisyonunda yapılanmış olduğu tespiti kuvvetle geçerlik kazanmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçerli konjonktürde, “ Ters Dolarizasyon” sürecinin bir başka bahara kaldığını düşünenlerin sayısı hızla artmaktadır. Gelinen noktada, sözkonusu finansal varlıklar/kurumlar ile genel piyasa işleyiş mekanizmalarına getirilebilecek kısıtlama ile düzenlemelerin “söylentileri bile”, bu süreci hızlandırıcı ve bozucu etkisini güçlendirici rol oynayabilecektir.

    Merkez Bankası’nın, beklenti radarının dışına çıkmayan son PPK(Para Politikası Kurulu) Karar metni; önümüzdeki yıl takip edilecek yol ve geçerli opsiyonların anlatılabilmesi-anlaşılması bakımından yeterli ışığı vermekten uzak kalmış, çok ihtiyaç duyulan bir dönemde, piyasaları “çıpasız” bırakmıştır. Parasal politikalar gündeme geldiğinde, merkez bankacılığı teknik ve sanatı dairesinde kullanılabilecek yaklaşım ve araçlar bakımından piyasayı bilgilendirici bir güncel-etkin iletişim çıpasının sağlanamadığı gözlenmektedir. Sınırlı montanlı olmak ile birlikte, kısa bir zaman diliminde beş keze ulaşan “piyasaya doğrudan müdahale” mekanizmasının, öncelikle vatandaş nezdinde daha kuvvetlendirilmiş bir bağlamda amaç ve işleyişinin anlaşılmasına yönelik ilave çaba harcanmalıdır.

    Merkez bankacılığı, dünyanın her yerinde, itibar ve etkisini, uyguladığı tedbir ve kullandığı araçların doğurduğu piyasa etki ve tepkilerine bağlı olarak inşa etme prensibine dayanır; TCMB bu çerçeveden ayrı düşünülemez.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Merkez Bankası’nın kararının hemen ardından, yeni asgari ücret rakamı kamuoyuna sunulunca, ekonomik ajandanın ön planını işgal etmesi kaçınılmaz hale geldi. Ülkemizde, çalışan nüfusun yarısından fazlası(%57); asgari ücret düzeyinde gelir elde etmektedir. Katma değer üretenlerin büyük çoğunluğu için kayıtdışı girdabından paçayı kurtarma çıpası; “ücretinin, asgari’den gösterilmesi” olagelmiştir.
    Ülkemizde ücretlendirme sözkonusu edildiğinde, asgari ücret “ana çıpa olma vasfı”nın, tartışmasız sahibidir. Özel sektörün her alan ve ölçeğinde, ücretlendirme politika ve uygulamalarında temel alınan rakam, bundan ibarettir. Artış oranı bakımından beklentilerin üzerinde gerçekleşen yeni rakam, gelir ve damga vergisi muafiyetleri yolu ile açıklanan düzeye çekilmiştir. Bu suretle, senelerdir süren; “asgari ücretin vergi dışı bırakılması” hararetli tartışmaları, aniden sonuca bağlanmış olmaktadır.

    Şimdi, bu yeni çıpa’nın yol açacağı kesin ve/veya muhtemel gelişmelere vaziyet etme zamanıdır. Sene sona ermeden gerekli yasal düzenlemeler zamanında ve doğru kapsamda gerçekleştirilemezse, tüm istihdam dinamiklerini doğrudan etkileyecek olumsuz gelişme ve kırılımlar, ekonomik tolerans ve esnekliğin düşük seyrettiği sıkıntılı konjonktürde ortaya çıkabilir. Her kademe ve statüden emekli ve aktif memur maaş artışlarındaki beklenti ve çıpalar da değişmiş olmaktadır. Borçlanma yolu ile ilerleyen Bağkurlu esnaf için artan önemli parasal yük de, herhalde görmezden gelinemez.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Vergi istisnasının, sadece asgari ücretlilere uygulanması, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve hakkaniyetli vergi verme kuralına aykırılık teşkil edeceği gibi, “asgari ücretten gösterilenlerin oranı”, % 85’ lere kadar çıkabilir; kayıtdışına çıkış hızlanabilir. Katma değer yaratımında kritik rol oynayan kalifiye mavi ve orta kademe beyaz yakalıların yoğunlukla ücretlendirildikleri “brüt onbin lira düzeyi”ne kadar skalada, net ücretlerin asgari ücret düzeyinin altına bile düşmesi işten değildir. Ortaya çıkacak yeni kademelendirme ve artış taleplerinin, yasal düzenlemelerle destek verilse dahi, mevcut ve yeni istihdam gelişmeleri üzerindeki etkisinin olumlu yönde seyretmeyeceğini kestirmek durumundayız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Belki de, etik ve semantik anlam ile felsefesinin dışında “Asgari Ücret’in; artık Ortalama Ücret haline gelmesi” açmazından nasıl kurtulmamız gereğinin beklenti ve hazırlığına geçiş zamanıdır.