hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Ekonomide geleceği öngörme zamanı

    14.12.2020 Pazartesi | 08:36Son Güncelleme:

    Gelecekte nelerin olacağını öngörebilme arzu ve heyecanı, hiç şüphesiz, çoğu kişinin ortak duygusudur. Bazıları için bir merak olmanın ötesine geçebilen, hatta “falcılık ve kahinlik” gibi metafizik ya da spekülatif kulvarlara taşınılabilen bir olgudan söz ediyoruz. Elbette, günümüzün tahrip edici pandemi koşullarında daha kritik plana taşınan bir dinamiğe işaret etmek durumundayız.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1970’li yıllardan bu yana, Gelecek Bilimi (Fütüroloji) konusunda ortaya koyulan kapsamlı çalışma ve değerlendirmeler, global çerçevede perspektif sağlayıcı ve deyim yerinde ise, önümüzü görmeye yardım edici önemli katkılar sağlamıştır. Konunun, daha ziyade fantastik ve edebi yönlerini ise, bilim - kurgu kulvarında ortaya konmuş zengin eserlerde keşfetmek mümkündür.

    Esasen, “bugün” ; dün’ün dönüştürülmüş ( evrilmiş ) bir versiyonundan ibaret olup, “yarın” da, aynı mantık çerçevesinde bunların etki ve yönlendirmesinde şekillenecek bir formdan başka bir şey haline gelemeyecektir.

     Bir başka deyişle, yarını anlamak için, geçmişi ve yaşanılan mevcut anı ( envanteri ) çözümleyerek, doğru projeksiyonlar gerçekleştirmek durumundayız. Kısacası, “halihazırdaki durum”un doğru ve objektif tespit ile tarifi, etkin tahminlemenin temelini ve ilk basamağını oluşturmaktadır.

    Tahminleme anlayış ile uygulamalarının hem üzerinde yükseldiği hem de kontrol altına almaya çalıştığı bereketli tarlanın adı; BELİRSİZLİK’tir. Bu tarladan beslenen tahminleme, adeta yüksek verim için nadas’a bırakmaya benzer bir hal ile belirsizliği silmeye; sıfırlamaya çalışır. O halde belirsizlik; tahminlemeye duyulan ihtiyacın temel sebebi ve aynı zamanda onu besleyen ana kaynaktır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Elbette iş; “ekonomik öngörü ve tahmin” konusuna geldiğinde farklı yaklaşım ve uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır.

    Ekonomik Tahminleme; mahiyeti itibari ile hem teknik, hem de sanatsal dokunuş ve birikimlere dayalı olarak inşa edilen ve yürütülen bir dizi aksiyona işaret eder.  Bu çerçevede, doğru kabul ve varsayımlara dayanan; matematik tutarlık ve bütünlüğe sahip; yeterli esneklik kriterlerine uygun tahminleme modellerine duyulan ihtiyaç ortadadır.

    Ekonominin geleceğini öngörebilme ve sağlıklı tahminler oluşturabilmek için ihtiyacımız olan çekirdek unsur; “İSTATİSTİK VERİ (data)” olup, bu temel unsurun nitelik ve kalitesi ön plana çıkmaktadır. Uluslararası Genel Kabul Görmüş İstatistik yaklaşım ve kurallarına uygun derlenmiş, işlenmiş, analiz ve tasnif edilmiş ve nihayet, doğru yorumlanmış verilere duyulan ihtiyaç her zamankinden fazladır. Verilerin; kontrol edilebilir / karşılaştırılabilir / şeffaf  niteliklerde olması, mutlak surette gözetilmesi gereken bir kritik noktadır.

    Ülkemizin, ekonomik öngörü geliştirme ve tahminleme alanlarında önemli birikimlere sahip olduğunu biliyoruz. Üstelik söz konusu birikim, kamu ve özel sektörde; akademik ve ticari kesimde; sivil veya asgari cenahta, kısacası, oldukça yaygın bir tarzda varlığını sürdürmektedir. Bütün mesele, yarınlara giden yolda, gerçekçi ve uzun soluklu öngörü ile tahminlere dayanan yol haritalarının zaruret ve kıymetine inanmak ve gereğini samimiyetle yerine getirmekten geçmektedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Plan mı; Pilav mı?!” tartışmalarını çoktan geride bırakmış ancak, “herkesin ağız tadıyla yiyebileceği lezzetli ve bereketli pilavın; iyi bir tarif / doğru malzemeler / ustalık ile pişirilmesi” gerçeğini ıskalamayan bir anlayış içerisinde yolumuza devam etmeliyiz.

    Bilinen en büyük belirsizlik süreç ve kaynaklarından birisi olan “pandemi süreci” nin kıskacındaki bir toplum olarak, geleceği öngörme; planlama ve nihayet, hazırlanma kulvarlarında hata yapma marjımız;” günü kurtarmak adına yarınları feda etme” lüksümüz yoktur.