Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

İçeride Enflasyon; Dışarıda Çin’in Gidişatı..

06.11.2025 Perşembe | 10:55Son Güncelleme:

İçeride ve küresel planda öne çıkan başlıca iki başlık sorgulandığında; “Ekim Ayı Enflasyonu” ve “Çin’in 15. Kalkınma Planı”  dinamiklerine öncelik vermek gerekiyor.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

Haftanın ilk günü açıklanması beklenen TÜİK manşeti, Eylül ayı verilerinin ufuk karartıcı etkisi altında bekleniyor. Geçen ay itibarıyla, aritmetik olarak, revize edilmiş sene sonu enflasyon hedefinin aşılacağı ortaya çıkmış bulunuyor. Üstelik, arka plan okumaları çerçevesinde,  “katılık” ve “yapışkanlık” kulvarlarında beklenen iyileşmeden ziyade, kronikleşmeye yüz tutan bir bozulmanın delillerine ulaşılıyor. Beklenen “dezenflasyonist eğilimlerin ağırlık kazanması” hal ve sürecine geçiş bir yana, iniş yönünde etkili olmaya başlayan bir “aşağı yönlü trend” iyileşmesinden bahsetmek mümkün olmuyor. Gelişen bu tablo geçerli ve etkili kalmak üzere, açıklanmış bir kısım öncü göstergelere bakmak gerekiyor:

Eritilemeyen Enflasyon Stoku kalemleri arasında gelen Gıda için elde edilen göstergeler,  iyiye doğru bir gidişe işaret etmiyor. TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) Ekim ayı Gıda Fiyat Endeksi, bir önceki aya göre %2,70 oranında artarak yıllıkta %32,30 düzeyine ulaşıyor. Gıda fiyatlarının yükselme eğiliminde olduğunu gösteren bir başka veri ise TÜRK-İŞ tarafından açıklanıyor ve Mutfak Enflasyonu Endeksi aylık olarak %1,58; yıllıkta ise %39’a tırmanıyor. TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) tarafından paylaşılan Tarla-Market Fiyat Endeksleri listesi, üretici-perakendeci fiyatları arasında aylardır süregelen makasın devam ettiğini gösteriyor. Üreticide 28 ürünün; 15’inde fiyat artışı, 10’unda ise fiyat artışı görülürken 3 tanesinde fiyat değişimi yaşanmamasına karşın, markette 36 ürünün üçte ikisinin (22 adet) fiyatının zamlandığı görülüyor. Yaz aylarında alıcı bulamayıp “tarlada kalan” patates, Ekim ayında üretici-market fiyat farkının en yüksek (dört misli fazla) gerçekleştiği tarımsal ürün olmaktan geri durmuyor! Üreticinin 5 lira dolaylarında elden çıkarabildiği bu ülkemiz harcama sepetinin önemli besin maddesi market satış fiyatının 25 lirayı geçtiği ortaya konuluyor. “Tohumdan; çatal ucuna kadar” bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gereken tarım-gıda alanında, TÜFE manşetlerine yansıyacak bir gelişmeden söz etmek, Ekim enflasyonu için de, mümkün olmuyor.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

İTO (İstanbul Ticaret Odası) İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi Ekim rakamları da aylık %3,31 manşeti ile yıllıkta %40.80 düzeyinde bir tabloya işaret ediyor. Böylece, İstanbul için aylık bazda son altı ayın; yıllık bazda ise son üç ayın en yüksek rakamlarına ulaşılmış bulunuyor. Giyim ve ayakkabı harcamaları kaleminde bir önceki aya göre artış; %17,26 düzeyine tırmanarak en fazla zamlanan kategoriyi işaret ediyor. Keza, gıda kalemindeki artışın, manşet düzeyini aşarak, kronikleşmiş bir durumu sergilediği görülüyor. Üstelik, Toptan Eşya Fiyatları Endeksinin; tüketici manşetinin yarısından az olmasına karşın fiyat artışlarının hala devam etmesi realitesinin; ancak Greedflasyon ( Açgözlülük Enflasyonu) gibi perspektifler ve yerleşik hale gelmiş (kronik) yüksek enflasyon dinamikleri ile açıklanması gereğini teslim etmek gerekiyor.  İlaveten, TÜİK tarafından açıklanan en güncel (Eylül ayına ait) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi sonuçları, oniki aylık devrede %40 düzeyinin aşıldığını raporluyor. Ekim Ayı manşet rakamları üzerinde, başta Gıda ve Hizmet kalemleri gelmek üzere yukarı yönlü baskıların süreceği değerlendirmesi ağırlık kazanıyor.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

Beklenti Yönetimi çerçevesinden konuya yaklaşıldığında; enflasyon sürecinin doğrudan muhatabı olan ve etki çemberinin tam ortasında yer alan Hanehalkı kesiminin, enflasyonun gidişatı ve hedef oranları dahilinde kalabilmesi bakımından karamsarlığını sürdürdüğü görülüyor. TCMB başta olmak üzere, Koç ve Bahçeşehir Üniversiteleri araştırmalarında, hanehalkı beklentilerinin, sene sonu hedef aralığının çok üzerinde kaldığı; vatandaşların dörtte üçünün; “enflasyonun önümüzdeki yıl düşeceği kanısını taşımadığı” ortaya konuluyor. Bu konudaki dikkat çekici bir değerlendirmenin, bizzat Hazine ve Maliye Bakanı tarafından bir toplantıda sarf edilen ve “ 25-29 aralığında deklare edilmiş yılsonu hedefinin tutmasının zor olduğu” ifadeleri çerçevesinde dikkate alınması isabetli görülüyor. Bu durumda, Ekim manşetinin açıklanmasını takiben hafta içinde 7 Kasım tarihinde açıklanacak TCMB Dönemsel Enflasyon Görünümü raporu üzerindeki beklentiler daha kritik hale geliyor. TÜİK Ekim 2025 manşeti için öngörüler; 2,85-3,25 arasına odaklanıyor.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

ABD ile ticaret görüşmelerinde görece ılımlı bir sürece giren Çin, arka planda, ülkeyi 2030 yılına taşıyacak 15. Beş Yıllık Kalkınma Planı için ana çerçeve çalışmalarını tamamlamış ve dünyaya ilan etmiş bulunuyor. Ekonomik ve sosyal gelişme için sosyalist planlama esasına dayanan kapsamlı bir yol haritası ile ülke, dünyada bir numaralı ekonomi olma hedef ve iradesini öncelemiş oluyor. 2026-2030 dönemini kapsayan bu kapsamlı yaklaşım; Çin’in “Büyük 2035 Yılı Hedefleri” bakımından ve “her alanda sosyalist modernizasyonun tamamlanması” amacına ulaşma yolunda kritik ve öncelikli bir rol üstleniyor. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi, ilgili plan direktifleri üzerinde Nisan ayında başlatılan yoğun çalışmalarını böylece tamamlamış bulunuyor. 15.Plan; 1953 yılından bu yana beşer yıllık dönemler temelinde sürdürülen sosyalist/merkezi planlamacı yaklaşımların bir devamı olmakla birlikte, değişen ve gelişen küresel rekabet dinamikleri ile yeniden yapılandırılıyor.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

23 Ekim tarihinde kabul edilen 15.Kalkınma Planı, ondört anabaşlık altında altmışbir ana hedef tespitinden oluşuyor ve ulusal dinamikleri, uluslararası gelişme ve hedefler ile bir arada planlama eksenine yerleştiriyor. Planlı yaklaşımın ana hedef ve yönlendirici ilkeleri arasında; Yüksek Kaliteli Büyüme/Teknolojide Yeterlilik/Reform/Sosyal Gelişme/2035’te Daha Güçlü Milli Savunma başlıkları ifade ediliyor. Çin’in bu son yaklaşım ve istikbale dair duruşlarını, daha sonra ele alma hakkımız saklı kalmak üzere,  ayrıntılı irdeleme ve yakından takip etme ihtiyacı ortada duruyor.