hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    "Sorun"dan değil; "Sorumluluk"tan beslenmek..

    12.12.2021 Pazar | 11:39Son Güncelleme:

    Dünya ve ülkemiz bakımından zor bir dönem geçiriyor; pandemi konjonktürünün koyu gölgesinden biran önce kurtulmaya çabalıyoruz. Yeni bir yılın hemen öncesinde, global resimde iyileşme ümit ve beklentilerimizin yüksek tutulmasına engel pek çok gelişme/sorun devreye girerken, ülkemiz özelinde daha kritik ve “negatif ayrışma” sendromuna işaret eden sert dinamikleri yaşıyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ülke ekonomisinin, yüksek oranlı ve yapışkan/dirençli enflasyon süreci ile zayıf düşmüş moral ve teknik bünyesi, son günlerde yaşanan “kur krizi” ile adeta daha acımasız ve nefes kesici biçimde hırpalanmaya maruz kalıyor. Kurda yaşanılan “dalga boyları” artış yönünde hızını kesmedikçe, “ekonomik gidişatı dolar üzerinden okumak” ezberi ve yerleşik kanısı hükmünü kuvvetle icra etmeyi sürdürüyor. Bu bağlamda, hanehalkı ve sektörler nezdinde, “ulusal para üzerinden fakirleşme; mevcut varlığında erozyon yaşama” kanaati ön plana çıkıyor.

    Global pandemi konjonktürünün de menfi ve istikrar sağlamaktan uzak etkileri devreye girdiğinde, hem Belirsizlik Dozu artıyor, hem de, Savrulma Algısı gündeme geliyor. Çalkantılı piyasalarda, savrulmayı önleyecek-dengeleyecek yeni Eko-Politik Çıpa’lar arayışı şiddetleniyor. Sözkonusu çıpaların yokluk ve/veya yetersizlikleri durumunda, adeta, “gemisini kurtaran kaptan” anlayışı ile ve “babadan kalma(test edilmiş)” yaklaşımlarla duruma vaziyet ediliyor; ulusal paradan çıkılıp, başta dolar olmak üzere diğer finansal araçlara doğru tercihler yoğunlaşıyor.

    Ters Dolarizasyon hedefi; üzerine atılmış “enflasyon şalı”nın altında kadrajdan çıkıyor; müphem bir geleceğe öteleniyor. Enflasyon’un; kırıcı/parçalayıcı/öğütücü çarklarının arasından kurtulmak adeta imkansız hale geliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tüm ekonomik yapılarda, enflasyon ile zayıf düşmüş bünyeye, gerekli destek ile reçeteler ”doğru ve zamanında” uygulanmaz ise, hasta, kendi başının çaresine bakma sürecine girer; tedaviyi kendi ulusal parasının dışındaki finansal araçlarda aramaya başlar. Bu durumda, belki geçici bir rahatlama sağlansa da, temel sorunlar (başta yerleşik tansiyon-enflasyon) bünyede kaldıkça, Dengeli ve Sürdürülebilir tedavi ile iyileştirmenin sağlanması mümkün olmadığı gibi, kronik tabloyu daha kötü duruma taşıyacak yan etkiler de ortaya çıkabilir.

    Bayır’ın Otu/Kökü/Meyanesi ile tam ve sürdürülebilir tedavi sağlanamayacağı gibi, El’in Parası(Dolar)/ Madeni(Altın) / Dijitali(Kripto) ile de ekonomik sıkıntıların üzerinden gelinemez; kalıcı ve etkin tedavi (yan etkileri en az olacak şekilde) sağlanamaz!

    Müdahil hekimin, esansiyal tansiyon probleminin getirdiği ataklarda, bundan sonra,“dilaltı hapı(faiz arttırımı)” uygulamasından vazgeçerek, orta vadede “dengeli kiloya inme(cari dengeyi sağlama)” yoluna gideceği yönündeki deklarasyonu ile yeni bir tedavi protokolüne geçildiği anlaşılmaktadır.

    İfade ettiğimiz husus ve hükümler geçerli kalmak üzere, başta hanehalkı ve diğer ekonomik aktörleri, durumlarını iyileştirme; yaşadıkları sıkıntılarına çare arama yolundaki çaba ile gayretleri bakımından saygı ile karşılamak durumundayız. “İnsanın neresi ağrırsa, canı oradadır!” ve “ateş, düştüğü yeri yakar!”.. Birimizin canının yanması; başta sıkıntıya uğrayan olmak üzere hepimizin ortak problemidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Üstelik, aynı tehdit edici çevresel koşulları( enflasyon-hayat pahalılığı) paylaşıyor; aynı zeminde istek ile ihtiyaçlarımızı karşılamaya uğraşıyoruz. Çevresel koşullar(Enflasyon)da kalıcı iyileştirme sağlanmadığı müddetçe, sorunlardan ve potansiyel/aktif hasta kimliğinden kaçışımız; kendimizi esirgememiz sözkonusu olmayacaktır. O halde, Sorun’ların; Sorumluluk’larımızdan ayrı düşünülmesi, birbirlerinden izole edilmesi de mümkün değildir.

    Önce, “sorun”larımıza doğru ve cesaretli teşhis koymak ve sonra yan etkileri en az ve sürdürülebilir tedavileri ortak kararlılık ve özveri ile benimsemek durumundayız; sorun’ların, sorumluluk’ları perdelemesine izin verme lüksümüz yoktur. Zor zamanlarda bir ve beraberiz..