Canlı Yayın
Prof. Dr. Murat Ferman
Ümit edilir ki; felsefenin tanınmış ismi Jean-Paul Sartre’a atfedilen bu sözler hakikatı yansıtır ve zamanın akışı ile beraber zenginleşen birikim ve yaşanmışlıklarımız, “ayakları yere daha sağlam basan” perspektifleri bize kazandırır; öngörü ile tahminlerimizi daha gerçekçi ve etkin kılar.
“Takvimler”, iradesi dışında akıp giden ve belirsizliklerle örgülenmiş zaman/hayata karşı, insan’ın; dik durma ve anlam kazandırma; belirli bir şema üzerinden vaziyet etme aracıdır. İnsan yapısı takvimin son gününde, “herşeyin sıfırlanması” ; yeni dönemin ilk gününde, “sıfırdan başlanılması” ancak kurgusal bir gerçekliği temsil eder. Bu bakımdan, “yeni başlangıçlar; beyaz sayfa açmalar..” sadece ümitvar bir duruşun sembolik ve saygıyla karşılanacak itikat ile ihtiyatları olarak sahip çıkılıp, sürdürülmesi gerekli bulunan insanlık değerleri’dir.
İşaret ettiğimiz bu dinamikler temelinde, yeni bir yılı; ümit, beklenti ve özlemlerle karşılıyor, 2022’de; “Belirsizlik Toleransı” ile “İsabetli Karar Verme Becerileri” mizin birlikte yükselmesini temenni ediyoruz. Zira, salgın sürecinin bu üçüncü yılına, pandemik gelişmeleri; etkin modelleme ve isabetle öngörme ehliyet ve kabiliyetlerinden yoksun olarak giriyoruz. Elde mevcut çıpa durumundaki “aşı” üretiminin 2022 yılında beş kat artışla yirmiiki milyar doza yükseleceği somut öngörüsü ile sınırlı bir kestirim ile şimdilik yetinmek durumundayız.
IPSOS tarafından gerçekleştirilen Global Sağlık Endişeleri araştırmasının güncel sonuçlarına göre,“koronavirüs” ilk sırayı, açık ara ile alırken, “kanser” , “akıl sağlığı” ,“stres” ve “obezite” 2022 yılında yaşanılıp-gözlenecek ilk beş endişe kapsamını teşkil ediyor.
Her yıl CEBR tarafından hazırlanan Dünya Ekonomi Ligi çalışması; dünya çapında elde edilen kazanımı temsil eden Küresel GayriSafiHasıla’nın, ilk kez yüz trilyon doları, 2022’de aşacağına işaret ediyor. Aynı çalışma, Çin’in; Amerika’yı geride bırakıp, dünyanın en büyük ekonomisi haline gelmesi tahminini iki yıl kadar öteleyerek, 2030 yılına takvimliyor.
“Ekonomi pastasının büyüyeceği” görülmek ile birlikte, pandeminin tetiklediği küresel arz-talep ve tedarik zinciri kaynaklı aksaklıkların bir anda ortadan kaybolmayacağı anlaşılıyor. 2022 yılının ilk yarısından sonra, ancak devreye girerek, global planda ticaretin normalleşmesinde etkin rol oynaması beklenen faktörler ise, Euler-Hermes çalışmasında; “tüketimin yavaşlaması”, “stoklarda artış” ve keza “kapasitelerde artış” olarak ifade ediliyor.
Pandemi konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılı konjonktürden “toparlanma-kurtulma süreci”nin ilerleme kaydetmesi genel beklenti olmakla beraber, pek çok ekonomi için seneler sonra yeniden gündeme gelen enflasyonun devamı ile mücadele grafiği kritik önem kazanacak; yakın dönem için bir daralma-resesyon süreci riskini ustaca yönetme konusu ön plana çıkacaktır.
Başka bir açıdan, 2022 yılını; “dünyanın yeni normal’e uyum sağlama dönemi” olarak tanımlamak mümkündür. Aslında, kum saatinin içindeki kum tanecikleri değişmiyor, değişen konuma göre “aşağıya, ya da yukarıya” akmaya devam ediyorlar. Kaynakların paylaşımı; emperyal tasavvurlar; ticaret savaşları; askeri güç dayatmaları; teknoloji hakimiyeti, ve daha niceleri.. Umalım ki; dünya hayatından kum taneleri döküldükçe, görüşümüz daha keskin hale gelebilsin!
“Ego-merkezcil” duruş ile davranışların; “Eko-merkezcil-Sürdürülebilir” vaziyet edişleri daha az örseleyip, perdeleyeceği bir 2022 yılı dilekleriyle yeni yılımız kutlu olsun.
Ümit edilir ki; felsefenin tanınmış ismi Jean-Paul Sartre’a atfedilen bu sözler hakikatı yansıtır ve zamanın akışı ile beraber zenginleşen birikim ve yaşanmışlıklarımız, “ayakları yere daha sağlam basan” perspektifleri bize kazandırır; öngörü ile tahminlerimizi daha gerçekçi ve etkin kılar.
“Takvimler”, iradesi dışında akıp giden ve belirsizliklerle örgülenmiş zaman/hayata karşı, insan’ın; dik durma ve anlam kazandırma; belirli bir şema üzerinden vaziyet etme aracıdır. İnsan yapısı takvimin son gününde, “herşeyin sıfırlanması” ; yeni dönemin ilk gününde, “sıfırdan başlanılması” ancak kurgusal bir gerçekliği temsil eder. Bu bakımdan, “yeni başlangıçlar; beyaz sayfa açmalar..” sadece ümitvar bir duruşun sembolik ve saygıyla karşılanacak itikat ile ihtiyatları olarak sahip çıkılıp, sürdürülmesi gerekli bulunan insanlık değerleri’dir.
İşaret ettiğimiz bu dinamikler temelinde, yeni bir yılı; ümit, beklenti ve özlemlerle karşılıyor, 2022’de; “Belirsizlik Toleransı” ile “İsabetli Karar Verme Becerileri” mizin birlikte yükselmesini temenni ediyoruz. Zira, salgın sürecinin bu üçüncü yılına, pandemik gelişmeleri; etkin modelleme ve isabetle öngörme ehliyet ve kabiliyetlerinden yoksun olarak giriyoruz. Elde mevcut çıpa durumundaki “aşı” üretiminin 2022 yılında beş kat artışla yirmiiki milyar doza yükseleceği somut öngörüsü ile sınırlı bir kestirim ile şimdilik yetinmek durumundayız.
IPSOS tarafından gerçekleştirilen Global Sağlık Endişeleri araştırmasının güncel sonuçlarına göre,“koronavirüs” ilk sırayı, açık ara ile alırken, “kanser” , “akıl sağlığı” ,“stres” ve “obezite” 2022 yılında yaşanılıp-gözlenecek ilk beş endişe kapsamını teşkil ediyor.
Her yıl CEBR tarafından hazırlanan Dünya Ekonomi Ligi çalışması; dünya çapında elde edilen kazanımı temsil eden Küresel GayriSafiHasıla’nın, ilk kez yüz trilyon doları, 2022’de aşacağına işaret ediyor. Aynı çalışma, Çin’in; Amerika’yı geride bırakıp, dünyanın en büyük ekonomisi haline gelmesi tahminini iki yıl kadar öteleyerek, 2030 yılına takvimliyor.
“Ekonomi pastasının büyüyeceği” görülmek ile birlikte, pandeminin tetiklediği küresel arz-talep ve tedarik zinciri kaynaklı aksaklıkların bir anda ortadan kaybolmayacağı anlaşılıyor. 2022 yılının ilk yarısından sonra, ancak devreye girerek, global planda ticaretin normalleşmesinde etkin rol oynaması beklenen faktörler ise, Euler-Hermes çalışmasında; “tüketimin yavaşlaması”, “stoklarda artış” ve keza “kapasitelerde artış” olarak ifade ediliyor.
Pandemi konjonktüründen kaynaklanan sıkıntılı konjonktürden “toparlanma-kurtulma süreci”nin ilerleme kaydetmesi genel beklenti olmakla beraber, pek çok ekonomi için seneler sonra yeniden gündeme gelen enflasyonun devamı ile mücadele grafiği kritik önem kazanacak; yakın dönem için bir daralma-resesyon süreci riskini ustaca yönetme konusu ön plana çıkacaktır.
Başka bir açıdan, 2022 yılını; “dünyanın yeni normal’e uyum sağlama dönemi” olarak tanımlamak mümkündür. Aslında, kum saatinin içindeki kum tanecikleri değişmiyor, değişen konuma göre “aşağıya, ya da yukarıya” akmaya devam ediyorlar. Kaynakların paylaşımı; emperyal tasavvurlar; ticaret savaşları; askeri güç dayatmaları; teknoloji hakimiyeti, ve daha niceleri.. Umalım ki; dünya hayatından kum taneleri döküldükçe, görüşümüz daha keskin hale gelebilsin!
“Ego-merkezcil” duruş ile davranışların; “Eko-merkezcil-Sürdürülebilir” vaziyet edişleri daha az örseleyip, perdeleyeceği bir 2022 yılı dilekleriyle yeni yılımız kutlu olsun.
SON DAKİKA
