hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Zor; Oyunu bozar, ama eşitsizliğe yarar!

    26.12.2021 Pazar | 12:35Son Güncelleme:

    Geçtiğimiz günlerde, 2021 Kültür Sanat Büyük Ödülleri çerçevesinde verilen Vefa Ödülü ile anı ve eserleri onurlandırılan, edebiyatımızın abide ismi Kemal Tahir’in romanlarında sıklıkla kullandığı deyişlerden birisidir, “Zor; oyunu bozar”.. Usta sanatçının, “kıtlık, kıran, salgın ve istila” gibi kaotik ve büyük kırılımlara yol açan olağandışı dönem ile gelişmeleri ele alırken kullandığı bu söylemin, iki yılı aşkın bir süredir, adeta “üzerimize çöken” büyük salgın(pandemi) gerçeği ile de ilişkilendirilmesi mümkündür.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dünya kaynak ve zenginliğinin paylaşımında varolan “ adaletsiz ve acıtıcı “eşitsizlik durumunun, içinde yaşadığımız zorlu pandemi konjonktürü çerçevesinde nasıl bir gelişim sergilediğine bakma zamanıdır.

    Kaliforniya-Berkeley ve Paris Ekonomi Okulu öncülüğünde, sayıları yüzü aşan bir grup akademisyen tarafından hazırlanan “Dünya Eşitsizlik Raporu-2022”, ekonomik eşitsizliğin pandemi zoru ile daha da bozulduğuna; adeta zirveye çıktığına işaret ediyor. Küresel servette yaşanılan “kutuplaşma” nın daha şiddetlendiği bu zorlu süreçte, dolar milyarderlerinin toplam servetinin, bir yıl öncesine göre %75 arttığı hesaplanıyor. Öte yandan, pandemi karşıtı destek ve harcamaların, geçen iki senede otuzbeş trilyon dolara ulaşmış olmasının dahi, yüz milyon insanın “aşırı yoksulluk kategorisi” ne düşüşünü engelleyemediği anlaşılıyor. Kadın istihdamı ve yeterli beslenme kulvarlarının en şiddetli olumsuz etki altında kaldığı; enflasyon, yüksek enerji fiyatları ile tedarik darboğazlarının eşitsizlik ve yoksulluk artışında körükleyici etki yaptığı tespitleri de ön plana çekiliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Unutulmuş “enflasyon” tehdit ve tehlikesini yeniden gündeme taşıyan “reflesyonist/genişlemeci temelli politikalar temelinde uygulamaya konulan dev teşviklerin; gelişmiş/varlıklı ekonomilerde bir geri dönüş sağladığı, ancak, en fakir ülkelerde iyileşmenin çok zayıf kaldığı tespiti herhalde dikkate alınmalıdır.

    Zor zamanların başlangıcı 2020 başında, küresel hanehalkı servetinde %2 düzeyinde pay sahibi olan dolar milyarderlerinin, iki yıl içinde neredeyse, iki katlık bir artışla %3.5 oranını aştıkları hesaplanıyor. Paralel bir gelişme ile, dolar milyonerleri de, paylarını %10’dan; %11’ lere taşıyorlar. Öyle ki; dünyanın birçok bölgesinde en zengin yüzde onluk kesim; toplam servetin %60 ila %80 arasında değişen kısmını ellerinde tutar duruma geliyorlar. Hanehalkı serveti en az ondokuz milyar dolar olarak sınıflandırılan “süper zengin” kesim ( dünya nüfusunun sadece %0,01 ini teşkil eden beşyüzyirmibin kişi), paylaşım paylarını %10 oranında arttırarak % 11’ e yükseltmeyi beceriyorlar. Forbes dergisi tarafından her yıl yayınlanan “milyarder listesi” ne, bu sene rekor sayıda (2775) yeni isim eklenirken, bu kişilerin toplam servetleri de bir yılda sekiz trilyon dolar’ dan, 13 trilyon doları aşan bir düzeye tırmanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Eşitsizler arasında en eşit!” olarak ortaya çıkan Avrupa’da bile, en zengin %10’luk kesim, gelirin %36’sını almakta iken, Ortadoğu ve Afrika için bu oran; %58 düzeyine tırmanıyor. Rapor’un Türkiye bölümünde, ülkemizdeki en zengin %10 kesimin aldığı oran; % 54 olarak ifade ediliyor. Cinsiyetler arası eşitsizlik sözkonusu olduğunda; ülkemizde kadınların milli gelirin sadece %23.3’ ünü elde ettikleri gerçeği karşımıza çıkıyor.

    Son tahlilde, dünyanın en zengin %10’luk kesiminin, küresel gelirin yarısından fazlasını elde ettiği ve küresel servetin dörtte üçünü elinde tuttuğu gerçeği karşımızda duruyor. Üstelik, artan servetleri ile daha fazla iktidar ve nüfuz-etkileme gücü elde eden zengin kesim; mevcut eşitsizlik durumunu iyileştirici ve kendileri bakımından statükoyu bozucu kimi reformcu politika ve duruşların “nefesini kesebilecek” görece avantajını güçlendirmiş oluyor. Nitekim, geçtiğimiz günlerde yüzotuz’u aşkın ülke tarafından imza koyulan “küresel vergi reformu” insiyatifinin, bu değerlendirme dışında tutulması da düşünülemez.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dünya Bankası Başkanı David Malpass da, “eşitsizlikte, küresel finans sisteminin dahli olduğunu”, belki de boş yere ifade etmiyor; zor zamanlarda bile eşitsizlik; derinleşme-ayrışma-kutuplaşma safahatı” nı, (arsızca ve hakkaniyetsiz olarak) sürdürme ve herkese dayatma iştahından geri kalmıyor!