Canlı Yayın
Reha Erus 
Saatler 17.07’yi gösteriyordu. Araç durmadan son sürat en yakın hastaneye adeta uçarken meydanda muazzam bir panik başladı. Genç esmer bir adam elinde Belçika yapımı Bowning HP 9mm Panabellum marka tabancasıyla koşuyordu. Bir rahibe ona hızla çarpınca tökezledi ve yere düştü. Yakalanmıştı. Kimdi bu genç? En yakın karakolda yapılan yıldırım sorgulamada adının Mehmet Ali Ağca olduğu belirlendi. Gazeteci Abdi İpekçi’nin katiliydi. Niçin Demirperde’den gelen Katolik dünyasının lideri Polonyalı Karol Wojtyla’yı vurmak istemişti? Arkasında hangi güçler vardı? Israrla "Tek başıma hareket ettim" diyecekti. Hoş bir ara Bulgar bağlantısını ortaya attı. Üç kişiyi zan altında bıraktı ama kanıtlanamadı.
Fotoğraf: Reha Erus
1984’te Papa’ya suikast girişimi mahkemesi Roma’da başladı. Tüm oturumları temsilcisi olduğum gazetem için takip ettim. Mahkeme Başkanı Severino Santiapichi beraberindeki jüri heyeti ile sabırla Ağca’nın her açıklamasını değerlendirdi. En ufak ayrıntı kaçırmamak için özen gösterdi. Savcı ise Antonio Marini'ydi. Kızıl Tugaylar tarafından öldürülen Başbakan Aldo Moro’nun davasından yeni çıkmıştı. Sonra dost olduk üç kez birlikte Türkiye’ye geldik. Marini çetin cevizdi. Ağca ile sinir savaşına girdi ve sık sık sıkıştırdı teröristi. Ağca bu durumlarda zaman kazanmak üzere arkası fos çıkan iddialarda bulundu. Adını verdiği bütün insanlar mahkemeye bir şekilde getirildi. Sonuç alınamadı. Papa’yı KGB’nin, Demokratik Alman gizli servisi Stasi’nin vurdurmak Doğu Blok ülkelerinin ortadan kaldırmak istediği varsayımı mahkeme boyunca ağırlık kazandı. Bir ara Vatikan içinde köstebek arandı. Sicilya Mafyası dendi. Hümeyni rejiminin bile adı geçti Ağca’nın mahkemeye çıkacak kıyafeti yoktu. Mahkeme heyeti aralarında para toplayıp açık mavi bir takım elbise almışlardı. Bir sorgulamasında "Ben İsa Peygamberim" diye bağırınca mahkeme zaten fiilen sona erdi. Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı 19 yıl yattı. Kendisi ile iki kez Ancona cezaevinde röportaj yaptım. Kimseyi ele vermedi. Aslında bilinenleri tekrarlıyordu. Tek yenilik annesinin pişirdiği kuru fasulye pilavı özlediğiydi.
Papa John Paul kaldığı cezaevinde kendisini ziyaret etti ve Tanrı huzurunda affettiğini söyledi. Ne konuştukları da sır gibi kaldı. Mahkeme sonuçları fiyaskoydu. İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi’ de Ağca’yı affettiğini açıklayınca bir ikili anlaşma gereğince Türkiye’ye iade edildi. Sorgulandı ve dava düştü. Serbest kaldı. Aradan 40 yıl geçti Abdi İpekçi cinayeti gibi Papa’ya suikast girişimi de esrarını hala koruyor.
Fotoğraf: Reha Erus
Saatler 17.07’yi gösteriyordu. Araç durmadan son sürat en yakın hastaneye adeta uçarken meydanda muazzam bir panik başladı. Genç esmer bir adam elinde Belçika yapımı Bowning HP 9mm Panabellum marka tabancasıyla koşuyordu. Bir rahibe ona hızla çarpınca tökezledi ve yere düştü. Yakalanmıştı. Kimdi bu genç? En yakın karakolda yapılan yıldırım sorgulamada adının Mehmet Ali Ağca olduğu belirlendi. Gazeteci Abdi İpekçi’nin katiliydi. Niçin Demirperde’den gelen Katolik dünyasının lideri Polonyalı Karol Wojtyla’yı vurmak istemişti? Arkasında hangi güçler vardı? Israrla "Tek başıma hareket ettim" diyecekti. Hoş bir ara Bulgar bağlantısını ortaya attı. Üç kişiyi zan altında bıraktı ama kanıtlanamadı.
Fotoğraf: Reha Erus
1984’te Papa’ya suikast girişimi mahkemesi Roma’da başladı. Tüm oturumları temsilcisi olduğum gazetem için takip ettim. Mahkeme Başkanı Severino Santiapichi beraberindeki jüri heyeti ile sabırla Ağca’nın her açıklamasını değerlendirdi. En ufak ayrıntı kaçırmamak için özen gösterdi. Savcı ise Antonio Marini'ydi. Kızıl Tugaylar tarafından öldürülen Başbakan Aldo Moro’nun davasından yeni çıkmıştı. Sonra dost olduk üç kez birlikte Türkiye’ye geldik. Marini çetin cevizdi. Ağca ile sinir savaşına girdi ve sık sık sıkıştırdı teröristi. Ağca bu durumlarda zaman kazanmak üzere arkası fos çıkan iddialarda bulundu. Adını verdiği bütün insanlar mahkemeye bir şekilde getirildi. Sonuç alınamadı. Papa’yı KGB’nin, Demokratik Alman gizli servisi Stasi’nin vurdurmak Doğu Blok ülkelerinin ortadan kaldırmak istediği varsayımı mahkeme boyunca ağırlık kazandı. Bir ara Vatikan içinde köstebek arandı. Sicilya Mafyası dendi. Hümeyni rejiminin bile adı geçti Ağca’nın mahkemeye çıkacak kıyafeti yoktu. Mahkeme heyeti aralarında para toplayıp açık mavi bir takım elbise almışlardı. Bir sorgulamasında "Ben İsa Peygamberim" diye bağırınca mahkeme zaten fiilen sona erdi. Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı 19 yıl yattı. Kendisi ile iki kez Ancona cezaevinde röportaj yaptım. Kimseyi ele vermedi. Aslında bilinenleri tekrarlıyordu. Tek yenilik annesinin pişirdiği kuru fasulye pilavı özlediğiydi.
Papa John Paul kaldığı cezaevinde kendisini ziyaret etti ve Tanrı huzurunda affettiğini söyledi. Ne konuştukları da sır gibi kaldı. Mahkeme sonuçları fiyaskoydu. İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi’ de Ağca’yı affettiğini açıklayınca bir ikili anlaşma gereğince Türkiye’ye iade edildi. Sorgulandı ve dava düştü. Serbest kaldı. Aradan 40 yıl geçti Abdi İpekçi cinayeti gibi Papa’ya suikast girişimi de esrarını hala koruyor.
Fotoğraf: Reha Erus
SON DAKİKA
