Halk şarkılarını benimsemesi ile sanat izini siyasi yola çevirdi. Uzun kızıl saçlarıyla ünlüydü. Öyle ki adı ‘La Rossa’ yani kızıla çıktı, kendisi için bestelenen şarkıyı bile okudu ‘La Rossa’. Tiyatro sahnelerinde de toz yuttu. Filmlerde rol aldı. La Scala’da opera söyledi. Tipik bir solcuydu. Unutulmaya yüz tutan ‘Ciao Bella’yı tekrar canlandırdı. Po ovasında pirinç toplayan kadınların hep bir ağızdan söylediği anonim bir halk şarkısı olan ‘Ciao Bella’ Mussolini döneminde faşizme karşı mücadele eden partizanların sözleri değiştirilerek adeta marşları olmuştu. Sonra İspanya iç savaşında hatta Vietnam’da ‘Ciao Bella’ dillerden düşmedi. İşte Milva bu sembol haline gelen bu şarkıyı bütün dünyaya tekrar tanıttı. Turnelerde, çıktığı televizyon eğlence programlarında, festivallerde açılışı hep ‘Ciao Bella’ ile yaptı. Bir diğer lakabı da ‘Goro Panteri’ idi. Çünkü Goro doğumluydu. Milva’nın iz bırakan başka şarkıları da vardı. ‘La Comparsita’, ‘Alexanderplatz’, ‘La Filandra’, ‘Marinero’,’Tango Italiano’ gibi. Almanca, Fransızca şarkılar da söylerdi. Gerçek adı Maria Ilva Biolcati idi. O kısasını seçti sanat dünyası için: Milva.
Milva geçtiğimiz hafta 81 yaşında hayatını kaybetti. Üç yıldan beri hastaydı. Şuurunu kaybetmişti. Adını bile hatırlamıyordu... Kızı Martina ve sadık yardımcısı Edith ile yaşıyordu Milano kentinin merkezinde bir apartman katında.
Ödüllerden daha çok devlet unvanları aldı. Sadece İtalya’dan değil, Fransa’dan Almanya’dan İspanya’dan.
Türkiye’yi severdi, birkaç kez konser vermeye geldi. Hiç unutmuyorum bir keresinde bir ortak dostumuzun aracılığı ile beni aradı. Türkiye’de konseri vardı ve PKK yine durmuyordu. Sözlerimden tatmin oldu ve konserini iptal etmedi.
‘La Rossa’ Kızıl Milva ailesinin düzenleyeceği sade bir cenaze töreni ile doğduğu Goro’da toprağa verilecek. ‘Ciao Bella’ şarkısı ise hep onun gür sesinden dünyanın her yerinde dinlenmeye devam edecek.
Fotoğraf: AFP
Halk şarkılarını benimsemesi ile sanat izini siyasi yola çevirdi. Uzun kızıl saçlarıyla ünlüydü. Öyle ki adı ‘La Rossa’ yani kızıla çıktı, kendisi için bestelenen şarkıyı bile okudu ‘La Rossa’. Tiyatro sahnelerinde de toz yuttu. Filmlerde rol aldı. La Scala’da opera söyledi. Tipik bir solcuydu. Unutulmaya yüz tutan ‘Ciao Bella’yı tekrar canlandırdı. Po ovasında pirinç toplayan kadınların hep bir ağızdan söylediği anonim bir halk şarkısı olan ‘Ciao Bella’ Mussolini döneminde faşizme karşı mücadele eden partizanların sözleri değiştirilerek adeta marşları olmuştu. Sonra İspanya iç savaşında hatta Vietnam’da ‘Ciao Bella’ dillerden düşmedi. İşte Milva bu sembol haline gelen bu şarkıyı bütün dünyaya tekrar tanıttı. Turnelerde, çıktığı televizyon eğlence programlarında, festivallerde açılışı hep ‘Ciao Bella’ ile yaptı. Bir diğer lakabı da ‘Goro Panteri’ idi. Çünkü Goro doğumluydu. Milva’nın iz bırakan başka şarkıları da vardı. ‘La Comparsita’, ‘Alexanderplatz’, ‘La Filandra’, ‘Marinero’,’Tango Italiano’ gibi. Almanca, Fransızca şarkılar da söylerdi. Gerçek adı Maria Ilva Biolcati idi. O kısasını seçti sanat dünyası için: Milva.
Milva geçtiğimiz hafta 81 yaşında hayatını kaybetti. Üç yıldan beri hastaydı. Şuurunu kaybetmişti. Adını bile hatırlamıyordu... Kızı Martina ve sadık yardımcısı Edith ile yaşıyordu Milano kentinin merkezinde bir apartman katında.
Ödüllerden daha çok devlet unvanları aldı. Sadece İtalya’dan değil, Fransa’dan Almanya’dan İspanya’dan.
Türkiye’yi severdi, birkaç kez konser vermeye geldi. Hiç unutmuyorum bir keresinde bir ortak dostumuzun aracılığı ile beni aradı. Türkiye’de konseri vardı ve PKK yine durmuyordu. Sözlerimden tatmin oldu ve konserini iptal etmedi.
‘La Rossa’ Kızıl Milva ailesinin düzenleyeceği sade bir cenaze töreni ile doğduğu Goro’da toprağa verilecek. ‘Ciao Bella’ şarkısı ise hep onun gür sesinden dünyanın her yerinde dinlenmeye devam edecek.
Fotoğraf: AFP