Reha Erus Reha Erus

JAMES DEAN, ÖLDÜĞÜ GÜNÜN ERTESİNDE ÖLÜMSÜZLEŞTİ

05.10.2025 Pazar | 10:59Son Güncelleme:

Topu topu üç film çevirerek yaşamının henüz baharında korkunç bir trafik kazasında feci şekilde öldü.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

Aradan tam 70 yıl geçmiş. Döneminde ‘kırık gençliğin’ sembolü olan James Dean bugün hala Hollywood’un efsane yakışıklısı olarak saygıyla anılıyor.

Yeni nesiller James Dean’in adını bilseler bile pek tanımazlar. Oysa daha ilk filmiyle ergenlik yaşlarına veda eden kızların nişanlısı olmuştu. Yatak odalarında James Dean’in dev posterleri onların gençlik düşleriydi.

18 aya üç film film sığdırdı. Onu keşfeden İstanbul doğumlu Yunan asıllı Elia Kazan oldu.

Elia Kazan, James Byron Dean’in önce siyah beyaz resimlerini görmüştü. Ayrıca UCLA Üniversitesi ve New York’ta ki Lee Strasberg Actors Stüdyosunda ki çalışmalarını izlemişti. Sonra özgün adıyla ‘East of Eden’ (Cennet Yolu) için kafasındaki Cal Trask kahramanını bulmuştu bile. Efsane yola çıkmak üzereydi ve bunu kimse bilmiyordu.

James Dean 1931 de Indiana eyaletinin Marion kentinde doğmuştu. 6 yaşında annesini kaybetti. Babası onu bir çiftlik hayatı yaşayan kız kardeşi Ortense ve kocası Marcus Winslow’a teslim etti. Doğa ile birleşen James’in ilk tutkusu bisiklet oldu. Sonra arkadaşlarıyla basketbol heves sardı. Okulda üflemeli çalgılar çaldı. Bu arada hazin sonunu hazırlayacak olan yarış otomobillerine merakı yoğunlaştı.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

Gittiği lisede hemen hemen bütün sınıf arkadaşları çiftçi çocuklarıdır. Edebiyat öğretmeni Adeline Nall onu bir tiyatro yarışmasına katılmaya ikna eder.

Ünlü yazar Charles Dickens’in ‘The Pickwick Papers: The confession of a crazy’ (Pickwick Belgeleri: Bir delinin itirafları) eserinde jüri James Dean’in gözlerine takılmıştı. Bir üye ayağa fırlayarak ‘Tanrım.. Gerçekten bir delinin gözlerine benziyordu’ diye bağırınca genç öğrencinin artık çiftçi veya avukat değil oyuncu olacağı sahnede ilan edilmişti.

Soluğu Los Angeles’te aldı. Küçük işlerde çalışıp geçimini sağlıyor, hem üniversiteye gidiyor hem de stüdyolar arasında dolaşıyordu.

Başta Marlon Brando, Paul Newman ve Julie Harris bu uzaktan gözledikleri yakışıklı genci mercek altına aldılar. Kırılgan ve kibirli, tatlı ve anlaşılmaz James Dean şimdiden bir gizemdi.

Yıl 1954 tü. Yönetmen Elia Kazan John Steinbeck’in ‘Cennet Yolu’ eserini beyazperdeye aktarırken James Dean’i babasının sevgisini arayan ve işkence gören başkahraman olarak seçti. Film inanılmaz bir başarı sağladı. Eleştirmenler ve seyirciler perdede titreşen yeni bir duygusal dil ve ham bir sinir keşfettiklerini hissettiler. Yönetmen Elia Kazan ise ‘Tek gereken kamerayı açmaktı. Oyunculuk yapmıyor, itiraf ediyordu sanki’ yorumunda bulunmuştu,

Haberin Devamı
Haberin Devamı

James Dean 18 ayda üç film çevirdi.

İkinci filminde yönetmen Nicholas Ray’in ‘Rebel Without a Cause’ (Asi Gençlik) te

neslin simgesi haline gelir. Kör ve sağır yetişkinlerle savaşan asi bir genci, Jim Stark’ı oynar. Yine büyük bir beğeni alır. Evrensel bir acıyı yansıtmasında rol

arkadaşı yeni parlayan Nathalie Wood’dur. İkisi arasında aşk dedikodular çıktı ama James Dean gönlünü İtalyan oyuncu Anna Maria Pierangeli’ye kaptırmıştı. Birbirlerine sırılsıklam aşıktılar. James Dean nişanlısına evlenme teklif etti. Güzel Anna Maria veya ‘Annarella’ hemen kabul etti. Ama annesi Enrica Romiti bu evliliğe karşı çıktı ve iki hafta sonra başkasıyla evlendi. James Dean yıkılmıştı.

Kendini tekrar mesleğine verdi.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

Dev kadrolu ‘Giant’ (Devlerin Aşkı) filminin yönetmeni George Stevens’ti. Kadroda büyüleyici Elizabeth Taylor dışında Rock Hudson, Caroll Baker ve Dennis Hopper ve James Dean vardır. Sonradan zenginleşen ama tanınmaya aç bir Jett Rink’i

canlandıran ünlü oyuncu makyajla yaşlanmış, hırsla yaşlanmış bir halde Amerikan rüyasının diğer yüzünü gösteriyor. İnsanı tüketen yüzünü.

James Dean ‘Devlerin Aşkı’nın montajını bile göremedi.

Boş zamanlarında otomobil yarışlarına katılırdı. Hele Anna Maria Pierangeli’den ayrıldıktan sonra kendisi iyicene ‘Küçük Piç’ lakabı taktığı Porsche 550 Spayder’e adamıştı.

30 Eylül 1955 te bir yarış için Salinas’a gidiyordu. Yanında teknisyeni, arka araçta ise fotoğrafçısı Sanford Roth vardı. Sürat düşkünüydü. Genç bir öğrencinin kullandığı Ford’la kavşakta çarpıştı ve olay yerinde hayatını kaybetti.

Oysa yolculuğa çıkmadan fotoğrafçısına ‘Paris’e gitmek istiyorum. Deneyim kazanmak istiyorum. Yaşamak istiyorum’ demişti.

24 yıla sığan bir yaşam ve topu topu üç film.

Haberin Devamı
Haberin Devamı

James Dean 70 yıl sonra kırık bir geçliğin, babasını arayan ve bulamayan, sevilmek isteyeceğini bulamayan bir kırılgan, hatta asi bir efsane.

James Dean’in üç filmini de defalarca izledim. Her izlediğimde daha da etkisinde kaldım. Çocukken idolümdü. Amerika’ya giden babama ‘Devlerin Aşkı’ da giydiği kovboy şapkasından ısmarlamıştım. Hala durur.

Cal Trask, Jett Rink ve Jim Stark. James Dean’in canlandırdığı 3 değişik karakter.

Aslında birbirinin kopyası gibi. Asi gençliğin bir haykırışı, bir isyanı.

O öldüğü günün ertesi ölümsüzleşti.