Buna karşın mutluluğumuz hep sürdü. Genelde her 5 yılda bir evlilik yıl dönümümüzü Amerika’da yeğenlerle birlikte kutladık ve bu bir gelenek haline geldi. Kısmetse 55. yıl için planda yine Boston var. Bu yıl baba vatanı Kıbrıs’ı seçtik. En son pandemi sonrası gitmiş ve büyük düş kırıklığı yaşamıştık. Korona adayı adeta ele geçirmişti. Sokaklar tenha, dükkanların yarısı kapalı, restoranlar müşteri yoksunu, pazarda tezgahlarlar boştu, hatta casinolarda oyun makinaları bile sessizdi. Umutsuz ve hüzünle İstanbul’a dönmüştük. Yeni inşa edilen ve faaliyete geçen Ercan Havalimanı bizi çok etkiledi. Eski havalimanına oranla çok daha ferah ve modern görünümlü. Umarım yakın bir gelecekte yabancı havayolları da pistlere iner.
KKTC’de her zaman için Girne’nin simgesi olan ve Barış Harekatı’nda büyük rol oynayan Dome Otel’de aynı suitte kaldık. Amcam rahmetli Nejat Konuk’un Kıbrıs’ın ilk Başbakanı unvanı burada itibar görmemizi fazlasıyla sağlıyor. Hemen hatırlatayım 3 yıl önceki Kıbrıs ile şimdiki Kıbrıs arasında Beş Parmak Dağları kadar fark var. İnsanlar mutlu, caddeler, sokaklar cıvıl cıvıl, kişilerin birbirlerine saygısı inanılmaz. Ne kavga var, ne dövüş. Asayiş berkemal yani. Trafik kurallarına harfiyen uyuluyor. Korna sesi yok çünkü yasak. Yaya geçidinde güvendesiniz. Makas yapan şoför göremezsiniz. Mağazalarda pazarlık yok. Etiketlerde ne yazıyorsa o.
Evlilik yıl dönümümüzü kutladıktan bir gün sonra Cumhuriyet Bayramı’ydı. Girne Meydanı’nda resmi geçit töreni vardı. Aman tanrım her binada ve otellerde Atatürk’ün posteri ile Türk ve Kıbrıs bayrakları yan yana asılmıştı. Çocuğu, genci yaşlısı elinde yine iki bayrakla marşları hep bir ağızdan coşku ile söylediler. Gözlerimiz yaşardı. Bütün ilk, orta ve lise öğrencileri okullarını temsil ederek yürüyüşe katıldılar.
Gece ise fener alayı düzenlendi. Yavru vatan olarak ana vatana sadakatlarını adeta haykırdılar. Son iki seyahatimizi Sicilya Adası ve Malta’ya yaptık. İnanın KKTC her ikisine de yaşam ve özellikle temizlik açısından fark atar. Yerde bir çöp göremezsiniz. Duvarlar graffitilerle çirkinleşmemiş. Restoranlarda fahiş fiyatlara ve kandırmacalara yer yok. Bu kez gerçekten etkilendik. Adada refahın var olduğu gözle görülüyor. Araçlar lüks ötesi. Yabancı turistler arasında otobüslerle Çarşamba pazarına gelen Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşları da var. İngiliz ve Almanlar zaten ayaklarını alıştırmışlar.
KKTC’de asgari ücret net 44 bin 546 TL. Türkiye’nin iki misli. Emekli maaşları da yüksek. Hayatlarından memnunlar. Biz gitmeden kısa bir süre önce cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Tahminlerin aksine muhalefetin adayı Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Tufan Erhürman yüksek oyla seçildi. KKTC’ciler bir değişimin şart olduğunu söylüyorlar. Tufan Erhürman’ın sevildiğine tanık oldum. Göreve gelince ilk işi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı halka açmak oldu ve bu saygı ile karşılandı. Yeni Cumhurbaşkanı’nın siyasi politikası merak edilirken Gönyeli’deki evinde yaşamını sürdürmesi de artı puan kazandırmış.
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un arı gibi çalışması meyvelerini fazlasıyla veriyor. Bunu gözlemledik. Bir başka olumlu gelişme yasak bölge olarak bilinen Maraş’ın açılması. Fazlasıyla yerli ve yabancı turist çekiyor. Çok doğru bir karar olmuş. Gelelim son gündemdeki konuya. KKTC’liler Türkiye’ye ilhak konusuna pek itibar etmiyorlar. Hallerinden memnunlar. ‘Ana vatana sonuna dek bağlıyız ama yavru vatan olarak kalmak istiyoruz çünkü özgürlüğümüz için çok mücadele verdik’ diyorlar.
Yorumum: KKTC, hem özgürlüğün hem de Türkiye’nin batıya umut dolu eli olmayı sürdürüyor. Ve KKTC anavatan Türkiye’nin Akdeniz’deki batılı ve özgür nefesi olarak gözüküyor.
Son söz; Yeni yıla İtalya’da girme kararı almıştık. Catania yerine tekrar KKTC’ye gitmeyi uygun gördük.
Buna karşın mutluluğumuz hep sürdü. Genelde her 5 yılda bir evlilik yıl dönümümüzü Amerika’da yeğenlerle birlikte kutladık ve bu bir gelenek haline geldi. Kısmetse 55. yıl için planda yine Boston var. Bu yıl baba vatanı Kıbrıs’ı seçtik. En son pandemi sonrası gitmiş ve büyük düş kırıklığı yaşamıştık. Korona adayı adeta ele geçirmişti. Sokaklar tenha, dükkanların yarısı kapalı, restoranlar müşteri yoksunu, pazarda tezgahlarlar boştu, hatta casinolarda oyun makinaları bile sessizdi. Umutsuz ve hüzünle İstanbul’a dönmüştük. Yeni inşa edilen ve faaliyete geçen Ercan Havalimanı bizi çok etkiledi. Eski havalimanına oranla çok daha ferah ve modern görünümlü. Umarım yakın bir gelecekte yabancı havayolları da pistlere iner.
KKTC’de her zaman için Girne’nin simgesi olan ve Barış Harekatı’nda büyük rol oynayan Dome Otel’de aynı suitte kaldık. Amcam rahmetli Nejat Konuk’un Kıbrıs’ın ilk Başbakanı unvanı burada itibar görmemizi fazlasıyla sağlıyor. Hemen hatırlatayım 3 yıl önceki Kıbrıs ile şimdiki Kıbrıs arasında Beş Parmak Dağları kadar fark var. İnsanlar mutlu, caddeler, sokaklar cıvıl cıvıl, kişilerin birbirlerine saygısı inanılmaz. Ne kavga var, ne dövüş. Asayiş berkemal yani. Trafik kurallarına harfiyen uyuluyor. Korna sesi yok çünkü yasak. Yaya geçidinde güvendesiniz. Makas yapan şoför göremezsiniz. Mağazalarda pazarlık yok. Etiketlerde ne yazıyorsa o.
Evlilik yıl dönümümüzü kutladıktan bir gün sonra Cumhuriyet Bayramı’ydı. Girne Meydanı’nda resmi geçit töreni vardı. Aman tanrım her binada ve otellerde Atatürk’ün posteri ile Türk ve Kıbrıs bayrakları yan yana asılmıştı. Çocuğu, genci yaşlısı elinde yine iki bayrakla marşları hep bir ağızdan coşku ile söylediler. Gözlerimiz yaşardı. Bütün ilk, orta ve lise öğrencileri okullarını temsil ederek yürüyüşe katıldılar.
Gece ise fener alayı düzenlendi. Yavru vatan olarak ana vatana sadakatlarını adeta haykırdılar. Son iki seyahatimizi Sicilya Adası ve Malta’ya yaptık. İnanın KKTC her ikisine de yaşam ve özellikle temizlik açısından fark atar. Yerde bir çöp göremezsiniz. Duvarlar graffitilerle çirkinleşmemiş. Restoranlarda fahiş fiyatlara ve kandırmacalara yer yok. Bu kez gerçekten etkilendik. Adada refahın var olduğu gözle görülüyor. Araçlar lüks ötesi. Yabancı turistler arasında otobüslerle Çarşamba pazarına gelen Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşları da var. İngiliz ve Almanlar zaten ayaklarını alıştırmışlar.
KKTC’de asgari ücret net 44 bin 546 TL. Türkiye’nin iki misli. Emekli maaşları da yüksek. Hayatlarından memnunlar. Biz gitmeden kısa bir süre önce cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Tahminlerin aksine muhalefetin adayı Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Tufan Erhürman yüksek oyla seçildi. KKTC’ciler bir değişimin şart olduğunu söylüyorlar. Tufan Erhürman’ın sevildiğine tanık oldum. Göreve gelince ilk işi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı halka açmak oldu ve bu saygı ile karşılandı. Yeni Cumhurbaşkanı’nın siyasi politikası merak edilirken Gönyeli’deki evinde yaşamını sürdürmesi de artı puan kazandırmış.
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un arı gibi çalışması meyvelerini fazlasıyla veriyor. Bunu gözlemledik. Bir başka olumlu gelişme yasak bölge olarak bilinen Maraş’ın açılması. Fazlasıyla yerli ve yabancı turist çekiyor. Çok doğru bir karar olmuş. Gelelim son gündemdeki konuya. KKTC’liler Türkiye’ye ilhak konusuna pek itibar etmiyorlar. Hallerinden memnunlar. ‘Ana vatana sonuna dek bağlıyız ama yavru vatan olarak kalmak istiyoruz çünkü özgürlüğümüz için çok mücadele verdik’ diyorlar.
Yorumum: KKTC, hem özgürlüğün hem de Türkiye’nin batıya umut dolu eli olmayı sürdürüyor. Ve KKTC anavatan Türkiye’nin Akdeniz’deki batılı ve özgür nefesi olarak gözüküyor.
Son söz; Yeni yıla İtalya’da girme kararı almıştık. Catania yerine tekrar KKTC’ye gitmeyi uygun gördük.