Canlı Yayın
Reha Erus 
Gösteriyor mu? Göstermiyor bence. Damarlarında Alman ve İtalyan kanı var. Ama kendisi büyük dedesinin bir Rus kökenli olduğunu söyleyerek "Kendimi yarı Rus sayıyorum" itirafında bulunuyor.
Gazeteci olarak Leonardo Di Caprio ile güzel röportaj anılarım var. Tam üç kez teke tek CNN Türk için TV söyleşisi, bir kez Hürriyet adına teke tek ve iki kere de yuvarlak masa için bir araya geldim.
Genelde röportajlar lüks ötellerin suitlerinde yapılır. TV röportajlarında da bir sıra vardır. Ben hep sonuncu veya sonlarda olmayı tercih ederim. Çünkü en az 20 -24 söyleşi yapan sinema oyuncusu yorulur, sıkılır, bir an önce o kamera karşısından kurtulmak ister. DiCaprio da her ne kadar soruları rahatlıkla ve içtenlikle yanıtlasa, espriler yapsa da zamanın bir an önce geçmesini özgüre kavuşmayı ister.
Leonardo ile ilk röportajım 'New York Çeteleri' içindi ve yuvarlak masa buluşmasıydı. 8 gazeteciye 20 dakika boyunca sabırla yanıtlar verdi. Film Roma’da Cinecitta Stüdyoları'nda çekildiği için en çok İtalyan mutfağı sorularına içtenlikle yanıt veriyordu.
İkincisi buluşmamız Oscar'a aday gösterildiği 'Kanlı Elmas' için Roma Hassler Oteli'nde oldu. Hem CNN Türk hem de Hürriyet için iki kez aynı gün bir araya geldik. TV röportajında dördüncü sıradaydım. 3- 5 saat önce yine teke tek söyleşi için bir arada olduğumuz için kapıdan girdiğimde "Aman buddy (kanka) iyi ki sen geldin. Başkasından isteyemezdim. Bana bir sigara molası için izin ver" diyerek dışarıya çıktı. Süite dönüşünde "Thanks buddy” dedikten sonra "Sana 2 dakika ekstra zaman verelim" teklifinde bulundu. Zira her röportaj sadece 5 dakika sürer.
Aynı yıl bu kez 'Köstebek' filmi için yine Hassler Otel'deydik. Genel basın toplantısından sonra lobide diğer gazetecilerle oturup teke tek röportaj sıramızı bekleyip sorular hazırlanırken biri sırtımı sıvazladı. Bu Leonardo DiCaprio'ydu ve arkasında korumaları vardı. Yine "Hello buddy" dedi. Ayağa kalktım. "Sizi annemle tanıştırmak istiyorum" diyerek önüme düştü. Arkamızda da ünlü korumaları ve kıskanan diğer meslektaşlarımın bakışlarını hisseder gibiydim. Uzatmayayım. Az ilerdeki cafe salonuna girdik. Annesi kendi yaşında iki kadınla masada oturuyordu. "Anne sana bir Türk gazetecisi tanıtmak isterim. Kendisini yakın hissederim" açıklaması yaptı. Annesi ile el sıkıştık. Hal hatır sorduk. Sonra bana döndü "Röportaj sırasında görüşürüz. Ama sigara molasını ihmal etme buddy" hatırlatması yaptı.
Leonardo Di Caprio benim adımı bilmez ama Türk olduğumu bilir. Sonrasında bir kez daha Oscar ödül töreni sırasında karşılaştık. "Hello buddy" dedi. Demek unutmamış Türk 'kanka'sını. Doğum günün kutlu olsun Leonardo...
Fotoğraf: Reha Erus
Gösteriyor mu? Göstermiyor bence. Damarlarında Alman ve İtalyan kanı var. Ama kendisi büyük dedesinin bir Rus kökenli olduğunu söyleyerek "Kendimi yarı Rus sayıyorum" itirafında bulunuyor.
Gazeteci olarak Leonardo Di Caprio ile güzel röportaj anılarım var. Tam üç kez teke tek CNN Türk için TV söyleşisi, bir kez Hürriyet adına teke tek ve iki kere de yuvarlak masa için bir araya geldim.
Genelde röportajlar lüks ötellerin suitlerinde yapılır. TV röportajlarında da bir sıra vardır. Ben hep sonuncu veya sonlarda olmayı tercih ederim. Çünkü en az 20 -24 söyleşi yapan sinema oyuncusu yorulur, sıkılır, bir an önce o kamera karşısından kurtulmak ister. DiCaprio da her ne kadar soruları rahatlıkla ve içtenlikle yanıtlasa, espriler yapsa da zamanın bir an önce geçmesini özgüre kavuşmayı ister.
Leonardo ile ilk röportajım 'New York Çeteleri' içindi ve yuvarlak masa buluşmasıydı. 8 gazeteciye 20 dakika boyunca sabırla yanıtlar verdi. Film Roma’da Cinecitta Stüdyoları'nda çekildiği için en çok İtalyan mutfağı sorularına içtenlikle yanıt veriyordu.
İkincisi buluşmamız Oscar'a aday gösterildiği 'Kanlı Elmas' için Roma Hassler Oteli'nde oldu. Hem CNN Türk hem de Hürriyet için iki kez aynı gün bir araya geldik. TV röportajında dördüncü sıradaydım. 3- 5 saat önce yine teke tek söyleşi için bir arada olduğumuz için kapıdan girdiğimde "Aman buddy (kanka) iyi ki sen geldin. Başkasından isteyemezdim. Bana bir sigara molası için izin ver" diyerek dışarıya çıktı. Süite dönüşünde "Thanks buddy” dedikten sonra "Sana 2 dakika ekstra zaman verelim" teklifinde bulundu. Zira her röportaj sadece 5 dakika sürer.
Aynı yıl bu kez 'Köstebek' filmi için yine Hassler Otel'deydik. Genel basın toplantısından sonra lobide diğer gazetecilerle oturup teke tek röportaj sıramızı bekleyip sorular hazırlanırken biri sırtımı sıvazladı. Bu Leonardo DiCaprio'ydu ve arkasında korumaları vardı. Yine "Hello buddy" dedi. Ayağa kalktım. "Sizi annemle tanıştırmak istiyorum" diyerek önüme düştü. Arkamızda da ünlü korumaları ve kıskanan diğer meslektaşlarımın bakışlarını hisseder gibiydim. Uzatmayayım. Az ilerdeki cafe salonuna girdik. Annesi kendi yaşında iki kadınla masada oturuyordu. "Anne sana bir Türk gazetecisi tanıtmak isterim. Kendisini yakın hissederim" açıklaması yaptı. Annesi ile el sıkıştık. Hal hatır sorduk. Sonra bana döndü "Röportaj sırasında görüşürüz. Ama sigara molasını ihmal etme buddy" hatırlatması yaptı.
Leonardo Di Caprio benim adımı bilmez ama Türk olduğumu bilir. Sonrasında bir kez daha Oscar ödül töreni sırasında karşılaştık. "Hello buddy" dedi. Demek unutmamış Türk 'kanka'sını. Doğum günün kutlu olsun Leonardo...
Fotoğraf: Reha Erus
SON DAKİKA
