Canlı Yayın
Reha Erus 
Demek o kadar oldu. 50 koca yıl geçmiş. Ne filmdi ama! İlk izlediğim günü anımsarım. Sonra kaç kez seyrettim kim bilir. Filmin dramatik - romantik konusu kadar müziği de etkilemişti sinemaseverleri. 'Where Do I Begin?' şarkısı Francis Lai imzasını taşıyordu. Zaten 'Aşk Hikayesi'nde tek Oscar heykelciğini ünlü besteci havaya kaldırmıştı.
Senaryosunu yazdığı bestseller romanından Erich Segal kaleme almıştı. Arthur Hiller ise yönetmen koltuğuna oturdu. O dönemin genç oyuncularından Ryan O’Neal ve Ali MacGraw de başrolleri paylaştılar. Zengin genç, fakir kız türü bir kurguydu. Gelin olarak istenmeyen işçi sınıfından bir kız öğrenci. Mahrum edilecek yüklü bir miras uğruna kararından vazgeçmeyerek evlenen öğrenci çiftin geçim kaynağı bulma ve çocuk sahibi olma mücadeleleri ve hazin son.
O dönemde yani 1970’te genç kızlar Ryan O’Neal’a aşık olmuşlardı. Biz erkekler ise Ali MacGraw’a tapmıştık. 101 dakikalık bir sanat eseriydi.136 Milyon Dolar’lık hasılat o yıllar için rekor sayıldı. Yedi dalda Oscar’a aday gösterildi ama düş kırıklığı yarattı. Yine Altın Küre Ödülleri'nde yedi adaylığı oldu ve beşini kazandı.
Ryan O’Neal eski bir amatör boksörlükten sinemaya atıldı. 'Charlie’nin Melekleri' dizisinden Farah Fawcett ile iki kez birliktelik yaşadı. Kızlarından Tatum da Hollywood’da kendisine yer buldu. Tıpkı 'Love Stoy'deki gibi partnerini kanserden yitirdi.
Beyaz saçlarını şimdilerde çok seven 81 yaşındaki Ali Mac Graw (Elisabeth Alice MacGraw) çok düzgün bir sanatçıydı. Az ama elit filmlerde rol aldı. ‘Love Story’ ile özdeşleşti.
O dönemin efsane ismi Steve McQueen ile 1973 yılında üçüncü evliliğini yaptı.1978'de dul kaldı ve bir daha evlenmedi. Steve McQueen de kanserden ölmüştü.
Dün gece 'Love Story'yi yine izledim. 50 yıl sonra dünyanın ne denli kötüye gittiğini bana ısrarla anlatan romantik ve dramatik sahnelerde gözlerim yine doldu.
Sonra bana Ali MacGraw'ın beyaz saçlı resmini atan arkadaşıma bir teşekkür mesajı gönderdim.
Fotoğraf: Butter Shoes
Demek o kadar oldu. 50 koca yıl geçmiş. Ne filmdi ama! İlk izlediğim günü anımsarım. Sonra kaç kez seyrettim kim bilir. Filmin dramatik - romantik konusu kadar müziği de etkilemişti sinemaseverleri. 'Where Do I Begin?' şarkısı Francis Lai imzasını taşıyordu. Zaten 'Aşk Hikayesi'nde tek Oscar heykelciğini ünlü besteci havaya kaldırmıştı.
Senaryosunu yazdığı bestseller romanından Erich Segal kaleme almıştı. Arthur Hiller ise yönetmen koltuğuna oturdu. O dönemin genç oyuncularından Ryan O’Neal ve Ali MacGraw de başrolleri paylaştılar. Zengin genç, fakir kız türü bir kurguydu. Gelin olarak istenmeyen işçi sınıfından bir kız öğrenci. Mahrum edilecek yüklü bir miras uğruna kararından vazgeçmeyerek evlenen öğrenci çiftin geçim kaynağı bulma ve çocuk sahibi olma mücadeleleri ve hazin son.
O dönemde yani 1970’te genç kızlar Ryan O’Neal’a aşık olmuşlardı. Biz erkekler ise Ali MacGraw’a tapmıştık. 101 dakikalık bir sanat eseriydi.136 Milyon Dolar’lık hasılat o yıllar için rekor sayıldı. Yedi dalda Oscar’a aday gösterildi ama düş kırıklığı yarattı. Yine Altın Küre Ödülleri'nde yedi adaylığı oldu ve beşini kazandı.
Ryan O’Neal eski bir amatör boksörlükten sinemaya atıldı. 'Charlie’nin Melekleri' dizisinden Farah Fawcett ile iki kez birliktelik yaşadı. Kızlarından Tatum da Hollywood’da kendisine yer buldu. Tıpkı 'Love Stoy'deki gibi partnerini kanserden yitirdi.
Beyaz saçlarını şimdilerde çok seven 81 yaşındaki Ali Mac Graw (Elisabeth Alice MacGraw) çok düzgün bir sanatçıydı. Az ama elit filmlerde rol aldı. ‘Love Story’ ile özdeşleşti.
O dönemin efsane ismi Steve McQueen ile 1973 yılında üçüncü evliliğini yaptı.1978'de dul kaldı ve bir daha evlenmedi. Steve McQueen de kanserden ölmüştü.
Dün gece 'Love Story'yi yine izledim. 50 yıl sonra dünyanın ne denli kötüye gittiğini bana ısrarla anlatan romantik ve dramatik sahnelerde gözlerim yine doldu.
Sonra bana Ali MacGraw'ın beyaz saçlı resmini atan arkadaşıma bir teşekkür mesajı gönderdim.
Fotoğraf: Butter Shoes
SON DAKİKA
