hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

    20. Sanat Yılı Konserine Uzaktan Bir Bakışla; Bir Başkadır Ferdi Özbeğen…

    24.11.2020 Salı | 12:47Son Güncelleme:

    Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte son dönemde faaliyet anlamında diziler de internet dünyasıyla bütünleşmiş oldu. Bu bütünleşmenin sonucunda konu, süre ve oyuncu kadrosu bakımından televizyona kıyasla daha farklı bir mekaniğin yer aldığı dizilerin içerisinde yer alan bazı konular ve belirli göndermeler doğal olarak sosyal medya platformlarında ilgililerinin yorumlarıyla kulaktan kulağa duyuluyor. Son günlerde Bir Başkadır dizisi gerek konusu gerekse sözünü ettiğim belirli göndermeleriyle sosyal medyada gündem oldu. Bu hareketliliğe ben de kayıtsız kalmayarak diziyi izledim. Yazımda dizinin konusu ve içeriğinden ziyade bölüm sonlarında izleyicilere aktarılan 1983’teki Ferdi Özbeğen konserinin görüntüleri üzerine bu haftaki yazımı kaleme almak istedim. Eski kuşaklara nostalji yaşatan bu sahneler Z kuşağına ise Ferdi Özbeğen’i kitlesel olarak keşfetme imkanı sağlamış oldu. Bugün 1983 yılından kalma o görüntülerin öncesine, o gece yaşananlara ve sonrasına değineceğim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İlk olarak başlangıç noktasına dönersek Ferdi Özbeğen profesyonel müzik yaşamına 1963 yılında İzmir’de Sayanora Pavyon’da başladı. Aradan yıllar geçse bile kariyerinin ilk basamağıyla ilgili hiçbir gocunma yaşamayan Özbeğen, o yıl kariyerine başlamanın yanı sıra babasını da kaybetti. Evin tek çocuğu olması sebebiyle ailenin geçim derdi de onun omuzlarına yüklenmişti. Bu sorumluluk sebebiyle İktisat Fakültesi üçüncü sınıfta okulunu bırakıp Sayanora Pavyon’un piyanosu başında çalışmaya başladı. Orada kazandıklarıyla ailesini geçindirmeye çalışıyor bir yandan da kendini müzikal anlamda geliştirmeye çalışıyordu.

    1964 yılında annesinin sinirsel bir rahatsızlık geçirmesi sonucu doktor tavsiyesiyle tedavi için İstanbul’a yerleştiler. İzmir sonrası İstanbul o dönemde genç sanatçı için büyük bir serüvendi. Uzun süre Asmalımescit’te iş aradı. Geçen her gün sadece ümitlerini değil parasını da tüketiyor aynı zamanda annesinin hastalığı sebebiyle üzerindeki baskı da artıyordu. O dönem pavyonlardan yanıt alamazken bir gün önünden geçtiği Hilton Otel’e kendisinin tabiriyle ölçüsüz bir cesaretle girerek iş istemeye karar verdi. Bu şartlar altında tanıştığı otel müdürü onu otelin müzik sorumlusu Feridun Şenaltındağ ile görüştürdü. Aslen Polonya asıllı bir müzisyen olan ve Atatürk’ün uygun görmesiyle Türk vatandaşlığına geçen Şenaltındağ otelin bir orkestra ihtiyacı olduğunu söyledi. O süreçte henüz bir orkestrası olmasa da işi almak için Ferdi Özbeğen yalan söylemek zorunda kaldı. Sonrasında soluğu Müzisyenler Kahvesi’nde alarak işsiz müzisyenlerden aceleyle bir orkestra oluşturdu. Hatta bu süreçte bazılarının enstrümanları olmadığı için ekipman kiralayarak onların eksiklerini tamamlayıp Feridun Şenaltındağ’nın önünde ilk sınavlarını vererek testi geçtiler ve Hilton Otel’de ertesi gün işe başladılar. Kendi aktarımıyla 20. Yıl konserine başlamadan evvel geride kalan müzikal kariyerini şu sözle özetliyordu; “41 yaşındayım. 36 yıl mücadele ettim. 37. yılda üne kavuştum…”

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ferdi Özbeğen’in 20. Sanat Yılı maksadıyla bir hazırlığa başladığı ilk olarak Mayıs 1982’de gündeme geldi. Dokuz dizi konserde 26 kişilik büyük bir orkestra ve piyanosu eşliğinde konserler verdi. 20. Sanat Yılı Konserleri de bu vesileyle başlamış oldu. Çoğunluğu yaylı sazlardan oluşan orkestrasıyla verdiği konserlerde yayınlanan yedi uzunçalarından da parçalar okudu. Fakat bu sadece bir başlangıçtı. Asıl konser 1983 yılı için hazırlanıyordu. Bu konser için oldukça kalabalık bir ekip de bu süreçte yavaş yavaş toparlanmaya başlamıştı.

    Nihayetinde Eylül 1983’te Osman İşmen yönetimindeki 43 kişilik senfoni orkestrası ile sahneye çıkan Ferdi Özbeğen konsere Beni Böyle Yapayalnız ve Ne Gelen Var Ne De Giden adlı parçalarıyla başladı. Sonrasında 1978’de yayınlanan ilk plağı olan Yağmasın Yağmur’u seslendirmek üzere piyanoya oturdu. Konserde onu geri planda piyano başında Zafer Çotal desteklerken tumbada Küba asıllı Manolo Corales, bas gitarda Merih Dumlu, davulda da Veysel Çadır gitarda da Kemal Sünnetçioğlu yer aldı. Ayrıca vokal grubunda Hakan Savacı, Zeynep Savacı, Didem Hekimoğlu ve Reha Erdir eşlik ediyordu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İki ayrı bölümden oluşan konserde ikinci yarıya Kaderimde Hep Güzeli Aradım ile başlayan Özbeğen’e bu kez bir kanun bir ud ve bir darbuka da eşlik etmeye başladı. Gündüzüm Seninle şarkısı konserde ikinci yarıda çalınan şarkılardan biriydi. Gecede son olarak Firuze’yi seslendiren Özbeğen sonrasında vokalistler eşliğinde Olmaz Olsun’u söyledi. Perde kapandıktan sonra da ısrarlı alkışlar sonrası yeniden açılmış ve Ferdi Özbeğen Elini Sallasan Ellisi’yi seslendirdi. Dinleyicilerin yanında sanatçı dostlarının da Ferdi Özbeğen’i yalnız bırakmaması gecenin adına bir başka önemli detaydı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Gecenin sonunda Şan Tiyatrosu dopdolu, konseri dinlemeye gelenler mutluydu. O gece Ferdi Özbeğen ceketinin düğmesini hiç açmadı. Maddi hiçbir kaygı gözetmeden programı sonlandırdı ve gece boyu yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle sahneden herkesi selamladı. O gece para almamasının sebebi sorulduğunda ise Uluslararası Sanat Gösterileri’nin yaşamasının gerekliliğini savunarak müzikal üretimlerin yanında arkaplanda bulunan emekçilerin de haklarını savunmuştu zarif düşünceleriyle… Geceye dair ise sahne üstünde ışık tutan görevlilerin ancak sığdıkları o küçük alanda eğlenerek ona eşlik etmelerini hiç unutamadığını dile getirmiştir.

    İş disiplini, beyefendiliği ve hep taze olan gülümsemesiyle müzik tarihimizde adından söz ettiren Ferdi Özbeğen’i tanıyanlar ve sevenler hiç unutmadı. İnanıyorum ki diziyle beraber onu tanıma fırsatı yakalayan genç dinleyicileri de onu hiç unutmayacak.

    Gündüzler hep seninle olsun Ferdi Özbeğen…