Canlı Yayın
Uğur Hakan Hacıoğlu
Ayzer Danga, üretimin, düşüncenin ve yaşamın bir başka çizgide ilerlediği 1960’lı yıllarda ve sonrasında yer aldığı topluluklar ile ülkemizin müzik tarihinde önemli bir yer edinmişti. Yer aldığı her topluluk, albüm ve konserlerle önemli bir zihin arşivine sahipti.
13 Şubat 1947 tarihinde İstanbul’da doğan Ayzer Danga savaş sonrası dönemin yokluklarla dolu yıllarında dünyaya gelen neslin fertlerinden biriydi. O yıllarda doğan her insan gibi gelecek yaşamında yoklukların arasında kurduğu hayaller uğruna mücadele edecekti.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada müzik ve eğlence mekanlarına rağbet giderek artmıştı. Dönemin yeni tarz müzikleri açılan yeni eğlence mekanları sayesinde İstanbul’da da dinlenir olmuştu.
Ayzer Danga savaş sonrası dünyada müzik üzerine hayaller kurup müziğe sarılmış bir insandı. Ekonomik zorlukların, enstrüman almanın hatta edinebilmenin çok zor olduğu yıllarda kendi imkanlarıyla davulunu yapıp dinlediği plaklarla kendi metodunu geliştirmeye çalıştı. Her akşam çalışmayı, dönem plaklarını dinlemeyi ihmal etmiyordu.
Tüm zorluklara rağmen azmiyle müzikten kopmayan Ayzer Danga, gitar çalan üç arkadaşıyla birlikte Siyah Örümcekler adında bir topluluk kurarak ilk topluluğuyla müzikal çalışmalarına devam etti. O dönemin ünlü topluluklarından olan The Shadows şarkılarını çaldılar. Sonrasında da sinemalarda, filmler başlamadan önce sahne almaya başladılar.
O yıllarda İstanbul’daki sinemalarda film öncesi topluluklar sahne alarak dönem şarkılarını kendi yorumlarıyla sahnede çalıyorlardı. Ayzer Danga o günlerde Mavi Işıklar topluluğuyla tanıştı ve kısa süre içerisinde topluluğa katılarak onlarla çalışmaya başladı. Siyah Örümcekler ile amatör topluluk olarak başladığı müzik kariyeri devamında profesyonel bir topluluğun içerisinde devam ediyordu.
Mavi Işıklar, dönemin önemli müzikal altyapılarını Anadolu folkloruyla bir araya getirerek bir yorum geliştirmişti. Avrupa ve Amerika’nın önemli topluluklarının şarkılarını icra etmenin yanında kendi müzikal çizgilerini oluşturup yerel motifleri değerlendirmeleri o yıllarda öne çıkmalarını sağlamıştı. Ayzer Danga, topluluk içerisinde kendini geliştirmeye devam etmiş, müzikal yelpazesini zenginleştirmişti.
Askerlik sonrası Ayzer Danga kendine yeni bir topluluk arıyordu. 1972 yılında Fransa dönüşü Engin Yörükoğlu’nun orada kalmak istemesiyle yeni bir davulcu arayışına giren Moğollar topluluğunun kadrosuna katıldı. O yıllarda topluluğun solisti olan Cem Karaca ile uzun bir konser sürecine girmişlerdi.
Ekim 1973’te Moğollar’dan ayrılan Ayzer Danga, 1974’te Erkin Koray’ın “Elektronik Türküler” albümünde kayıt sürecinde Sedat Avcı’nın rahatsızlanması sebebiyle “Cemalim” şarkısının kayıtlarında yer almıştı.
Ayzer Danga o yıllarda birçok albüm ve konser çalışmalarında yer almayı sürdürdü. 1977 yılında Edip Akbayram ve Dostlar ile “Nedir, Ne Değildir?” albümü, Ersen ve Seyhan Karabay gibi isimlerle birlikte çalışması, bir dönem Kardaşlar kadrosuna dahil olması, Selda Bağcan’a eşlik etmesi ve 1979 yılında Kerem Güney’in “Yetmez mi Gönül?” albümünde yer alması müzikal kariyerinin önemli satır başları olarak dikkat çekmektedir.
Ayzer Danga müzikal kariyerinin devamında Antalya’ya yerleşti. Daha sakin bir yaşamı tercih etti. Birçok insan onu yıllar sonra Moğollar’ın 50. yıl konserinde gördü.
Tekniği, müziğe ve yeni nesillere olan inancıyla müzik tarihimizin önemli bir arşiv hafızasını yitirdik. Ayzer Danga; çalışmaları, hatıraları ve tekniğiyle unutulmayacak isimler arasında…
Hoşça kal Ayzer Danga…
Ayzer Danga, üretimin, düşüncenin ve yaşamın bir başka çizgide ilerlediği 1960’lı yıllarda ve sonrasında yer aldığı topluluklar ile ülkemizin müzik tarihinde önemli bir yer edinmişti. Yer aldığı her topluluk, albüm ve konserlerle önemli bir zihin arşivine sahipti.
13 Şubat 1947 tarihinde İstanbul’da doğan Ayzer Danga savaş sonrası dönemin yokluklarla dolu yıllarında dünyaya gelen neslin fertlerinden biriydi. O yıllarda doğan her insan gibi gelecek yaşamında yoklukların arasında kurduğu hayaller uğruna mücadele edecekti.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada müzik ve eğlence mekanlarına rağbet giderek artmıştı. Dönemin yeni tarz müzikleri açılan yeni eğlence mekanları sayesinde İstanbul’da da dinlenir olmuştu.
Ayzer Danga savaş sonrası dünyada müzik üzerine hayaller kurup müziğe sarılmış bir insandı. Ekonomik zorlukların, enstrüman almanın hatta edinebilmenin çok zor olduğu yıllarda kendi imkanlarıyla davulunu yapıp dinlediği plaklarla kendi metodunu geliştirmeye çalıştı. Her akşam çalışmayı, dönem plaklarını dinlemeyi ihmal etmiyordu.
Tüm zorluklara rağmen azmiyle müzikten kopmayan Ayzer Danga, gitar çalan üç arkadaşıyla birlikte Siyah Örümcekler adında bir topluluk kurarak ilk topluluğuyla müzikal çalışmalarına devam etti. O dönemin ünlü topluluklarından olan The Shadows şarkılarını çaldılar. Sonrasında da sinemalarda, filmler başlamadan önce sahne almaya başladılar.
O yıllarda İstanbul’daki sinemalarda film öncesi topluluklar sahne alarak dönem şarkılarını kendi yorumlarıyla sahnede çalıyorlardı. Ayzer Danga o günlerde Mavi Işıklar topluluğuyla tanıştı ve kısa süre içerisinde topluluğa katılarak onlarla çalışmaya başladı. Siyah Örümcekler ile amatör topluluk olarak başladığı müzik kariyeri devamında profesyonel bir topluluğun içerisinde devam ediyordu.
Mavi Işıklar, dönemin önemli müzikal altyapılarını Anadolu folkloruyla bir araya getirerek bir yorum geliştirmişti. Avrupa ve Amerika’nın önemli topluluklarının şarkılarını icra etmenin yanında kendi müzikal çizgilerini oluşturup yerel motifleri değerlendirmeleri o yıllarda öne çıkmalarını sağlamıştı. Ayzer Danga, topluluk içerisinde kendini geliştirmeye devam etmiş, müzikal yelpazesini zenginleştirmişti.
Askerlik sonrası Ayzer Danga kendine yeni bir topluluk arıyordu. 1972 yılında Fransa dönüşü Engin Yörükoğlu’nun orada kalmak istemesiyle yeni bir davulcu arayışına giren Moğollar topluluğunun kadrosuna katıldı. O yıllarda topluluğun solisti olan Cem Karaca ile uzun bir konser sürecine girmişlerdi.
Ekim 1973’te Moğollar’dan ayrılan Ayzer Danga, 1974’te Erkin Koray’ın “Elektronik Türküler” albümünde kayıt sürecinde Sedat Avcı’nın rahatsızlanması sebebiyle “Cemalim” şarkısının kayıtlarında yer almıştı.
Ayzer Danga o yıllarda birçok albüm ve konser çalışmalarında yer almayı sürdürdü. 1977 yılında Edip Akbayram ve Dostlar ile “Nedir, Ne Değildir?” albümü, Ersen ve Seyhan Karabay gibi isimlerle birlikte çalışması, bir dönem Kardaşlar kadrosuna dahil olması, Selda Bağcan’a eşlik etmesi ve 1979 yılında Kerem Güney’in “Yetmez mi Gönül?” albümünde yer alması müzikal kariyerinin önemli satır başları olarak dikkat çekmektedir.
Ayzer Danga müzikal kariyerinin devamında Antalya’ya yerleşti. Daha sakin bir yaşamı tercih etti. Birçok insan onu yıllar sonra Moğollar’ın 50. yıl konserinde gördü.
Tekniği, müziğe ve yeni nesillere olan inancıyla müzik tarihimizin önemli bir arşiv hafızasını yitirdik. Ayzer Danga; çalışmaları, hatıraları ve tekniğiyle unutulmayacak isimler arasında…
Hoşça kal Ayzer Danga…
SON DAKİKA
