hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

    İki kıyının sesi; Sezen Aksu - Haris Aleksiu

    21.01.2021 Perşembe | 14:41Son Güncelleme:

    Anlık çıkarlar sadece bireyleri değil, toplumların da yaşamlarını değiştirir. Rekabet ve kriz böylesi anlarda gerilimin anahtar kelimeleri olur. Bu haftaki yazımda ilişkileri tarihsel aralıklarla erozyona uğrayan iki ülkenin birbirini anladığı, sesini duyduğu bir dönemi anlatacağım. Ortak deniz ve iki kıyı; rakip, dost, düşman, arkadaş… Gelgitleri hiç eksik olmayan ortak değerlerini bile bu uğurda harcamaktan geri kalmayan Türkiye ve Yunanistan ilişkilerini 20.yüzyılın sonunda bir felaket değiştirdi. İki kıyı kavuştu. Kayıplar birbirini anlamalarına -kısa bir süre de olsa- güzel anları düşünüp birbirini dinlemelerine olanak sağladı. Şarkılar… Şarkılar ise eşlik etti kıyılara. Sezen Aksu ve Haris Aleksiu’nun ortak çalışmaları bu döneme böylesi şartlarda damga vurdu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    1999 yılı depremleriyle Ege kıyılarını hiç rahat bırakmadı. 17 Ağustos ve 7 Eylül tarihlerinde meydana gelen depremler tektonik olarak yerküre üzerindeki toprağı sarsmakla sınırlı kalmayarak her iki ülkede de yaşayan insanları sarstı. Yakın zamanlı gerçekleşen toplumsal felaketlerin sonrasında önce toplum sonra siyasi anlamda ilişkilerde yardımlaşma ve iletişim, yaraları beraber sarma ihtiyacını ortaya çıkardı. Böylesi bir durumda toplumsal hassasiyet hisseden insanlar süreci hem kendi hem de komşu ülke üzerinde değerlendirip kayıplara ortak bir üzüntü duydu. Her iki toplum tarihsel anlamda ortak duyguları birçok kez tatmış olmasına karşın son yüzyıllarında ortak duygulardan uzaklaşıp düzenli bir şekilde öteki tarafı suçlama politikası gütmüştü. Kayıpları, korkusu ve felaketiyle depremler iki kıyının birbirini dinlemesine ve yakınlaşmasına olanak sağladı.

    7 Eylül’de Atina’da gerçekleşen depremden bir ay sonra Sezen Aksu, iki ülkenin depremzedelerine destek olmak üzere İstanbul'a Haroula Aleksiu'yu davet ederek konser düzenledi. Ardından 23 Kasım 1999 tarihinde Kültür Bakanlığı’nın da desteklediği gecede Atina’daki Pallas’ta tekrarlanan konserin gelirleri Hadjikyriaki Vakfı'nın restorasyonu için kullanıldı.

    İki şarkıcı, Thanos Mikroutsikos ve Lina Nikolakopoulou'nun Yunanca ve Türkçe “Mia Pista Apo Fosforo” – “Her Şeyi Yak” şarkısını söyleyerek konsere başladı. Nakarat sonunda birbirlerine sarılmalarıyla kıyıların birleşmesinin verdiği huzur içten bir nefes almalarına olanak sağladı. İkili; Ara Dinkjian ve Lina Nikolakopoulou'nun ‘Dynata’ şarkısıyla o özel geceyi bitirdiler.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu güzel işbirliği 2000’in yazında Poli ve İzmir konserleriyle devam etti. O yıl Haris Aleksiu, Sezen Aksu’nun ‘Deliveren’ albümünde de ‘Gidiyorum Bu Şehirden’ şarkısına eşlik etti. Aynı yıl Aleksiu’nun ‘Strange Light’ albümünde yer alan ‘Me To Idio Víma Tha Gyríso’ şarkısına da Sezen Aksu eşlik etti. Albüm çalışmalarının ardından 7 Ağustos 2020 tarihinde de İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Haris Aleksiu ve Sezen Aksu ortak bir konser düzenledi. Onlara göre ortak gerçekleştirilen bu çalışmalar sadece iki şarkıcı buluşması değil, iki halkın buluşması olarak değerlendirilmeliydi.

    Şarkılar konuştu, yaralar sarıldı ve dün unutuldu. Yeniden çıkarlar, hırs ve mutlak güç dalgaları Ege sularında esmeye başladı. Depremin ardından iki kıyıda toplumların imzaladığı sulh bir süre sonra yeniden politik cephede kırılmaya başladı. Bu sırada aile kökleri araştırıldığında Gaziemirli olduğu anlaşılan Haris Aleksiu’ya 16 Mayıs 2010 tarihinde kendisinin de katılımıyla fotoğrafının ve hayat hikayesinin bulunduğu bir anıt hazırlanarak Gaziemir'de bir caddeye "Gaziemirli Haris Aleksiu Dostluk Caddesi" adı verildi. Anne tarafından kökeni Selanik’e dayanan Sezen Aksu ile ailesi İzmirli olan Haris Aleksiu yine ortak duyguda -ortak paydada- buluşmuştu.

    Olup bitenlerin arasında kısacık yaşamların, var olabilmenin ve yaşamın biricikliğini insanlara hissettiren doğal felaketler o dönem ayrı kalanları yeniden buluşturmuş, şarkılar birlikte söylenmişti. Kim bilir bir gün o şarkılar yeniden ortak denize karşı söylenir. Bu haftanın yazısını Stefan Zweig’ın bir sözü ile bitirmek istiyorum; “Ah, dün ve bugün arasına giren o karanlık, sonsuz yıllar, iki kıyı, iki yürek arasındaki kurşuni deniz!”