Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

Leyan Senay: “Duygularımı seyirciyle paylaşmak en büyük tutkum”

26.11.2021 Cuma | 10:30Son Güncelleme:

HLAG Türkiye etkinliği, gerçekleştirmiş olduğu bireysel ve topluluk projeleri, dijital dünyadaki cover çalışmalarıyla adından söz ettiren Leyan Senay ile davul kariyerinin başlangıcından günümüze uzanan yolculuğu hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Lise yıllarında davula ilginiz başlamıştı. Geriye dönüp baktığınızda ders almaya başladığınız ilk yıllarda Leyan Senay’ı nasıl tanımlarsınız?

Leyan Senay: Evet, ilk lise yıllarında davula ilgi duydum. O yıllarla ilgili ilk söyleyeceğim şey, şu anki farkındalığım yoktu. Davulun tüm hayatımı kapsayacak bir tutkuya dönüşeceğini öngöremeyecek kadar küçüktüm. Bir enstrümana bir ömür verildiğine yakın çevremde tanık olmamıştım ve bu yüzden hep hobi olarak bakıyordum.

O yılların müzikal iklimiyle günümüz müzik piyasası arasında sizce ne gibi farklılıklar var?

L.S: Ülkemizde son 10 yılda çok şey değişti, keza sanat ve müzik sektörlerinde de. Bunu en sade şekilde anlatacak bir örnek vermek istiyorum; o zamanlar harçlıklardan para biriktirip ayda bir iki kez kaset/cd almaya giderdim. Yeni müzikler keşfetmek çok heyecan verici ve değerliydi. Aldığım albümleri büyük bir ciddiyetle şarkı sözleri kitapçıklarını açıp tek tek şarkıları baştan sona dinlerdim. Sevdiklerimin yanına yıldız koyardım. Şimdi öyle mi? Her şey, tüm bilgiler her an elimizin altında. Eskiden olduğu gibi o değeri kalmadı, ne üretilen eserlerin ne de sanatçının. Değer duyulsa dahi üç beş günde tüketilip bitiriliyor. Günümüzle ilgili asla alışamayacağım yegâne konulardan biri her şeyin bu kadar geçici, yüzeysel ve çabuk tüketilir oluşu…

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Her müzisyenin hayatında mutlaka kırılma anları, dönüm noktaları vardır. Sizin kariyerinizin en büyük dönüm noktası nedir?

L.S.: Davul serüvenimde bir değil birden fazla kırılma noktası yaşadım. İlki davulu hobi değil gerçekten hayatımda mesleğim, her şeyim olarak isteyip kucakladığım andı. Bunu hissettiğim an çok fevri bir hareketle şu anki çalışma alanım olan stüdyomu açtım, bundan tam 5 yıl evvel. O yıl kariyerim şekillenmeye başlamış oldu. İkinci kırılma noktasıysa 2019 yılında İngiltere’de Turkish Zilleri ile beraber UK Drum Show’a katılışımdı. Orada öyle üstatlarla tanışıp onları canlı izleme fırsatım oldu ki ufkum açıldı, yolun ne denli başında olduğumu fark ettim ve hayallerimi daha büyültüp ona göre gelecek planları yapıp daha çok çalışmaya başladım.

Hit Like A Girl (HLAG) Türkiye Kadın Davulcular Yarışması sonrası sizinle bir kez daha sohbet etme fırsatı bulmuştuk. O günden sonra neler yaptınız? Üretim süreciniz nasıl gidiyor?

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

L.S.: HLAG Türkiye bana çok şey kattı. En önemlisi bir sürü iyi kalpli ve yetenekli kadınla tanıştım, hep birbirimizin destekçisi dostu olduk. Bireysel yürüdüğüm yoldan bahsedecek olursak video projelerimi hız kesmeden sürdürdüm, hatta ormana ekipman taşıyıp dostlarımla mükemmel bir proje gerçekleştirdik, Apple Music’in reklamında davul çaldım. Bu ve benzeri projelerle aktifliğimi sürdürdüm. Elimden geldiğince bilgilerimin üstüne yeni bilgiler katıp kendimi geliştirmeye çalıştım. Sahnelere henüz tam anlamıyla dönüş yapmadım ama yakın zamanda döneceğim.

Dijital dünyada şarkılara yapmış olduğunuz drum cover çalışmaları oldukça ilgi görüyor. Bu çalışmaları bir derleme yahut albüm haline getirmeyi düşünüyor musunuz?

L.S.: Çok isterdim elbette, özellikle medley videolarımın hayli sevildiğini görmek beni çok mutlu etti, ben de bu çalışmaları yaparken hayli keyif aldım.

Cover hususuna gelirsek genel eğilimde 1990’lı ve 2000’li yılların üzerine eğildiğinizi görüyorum. Yaşam döngüsü devam ettikçe birçok müzisyeni de yitiriyoruz. Zaman gün geçtikçe birçok müzisyeni nostalji havuzu içinde biriktirmeye başlıyor. Bu bağlamda sizin nostalji havuzunuzda eskimeyen, yeri ayrı davulcular kimlerdir?

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

L.S.: Nostalji ve o dönemlerde yapılan sanatın her dalındaki eserler benim en büyük ilham kaynaklarım diyebilirim. Söylediğiniz gibi 90 ve 2000’li yılların o büyüleyici atmosferinden kendimi alamıyorum. Yitip giden üstatlarımızdan hala hayatlarımızı değiştirmeye devam eden o kadar güzel yüce isimler var ki… İlk aklıma gelenleri sayayım; John Bonham, Jeff Porcaro, Kerim Çaplı, Neil Peart, Joey Jordison…

Bir müzisyen için sahnede olmak, ritimle birlikte dinleyiciyle buluşmak çok önemli bir hadisedir. Bu bağlamda sahne almaktan keyif aldığınız, unutamadığınız bir konser var mı?

L.S.: Sahnede olmak ruhumda biriktirdiğim duyguları karsımdaki yüzlerce insanla paylaşabilmek benim bu hayattaki en büyük tutkum. Tüm konserlerim keyifliydi, hepsi biricik ve özeldi. Bir diğer sahnemde aynı şarkıları dahi çalsam o anki ruh halım, karsımdaki seyircinin dinamiği bütün alınan hissiyatı bambaşka bir boyuta taşıyordu. Bu yüzden bunu değiştirecek çok farklı bir deneyim yasamadığım müddetçe küçük büyük tüm sahnelerim ve anılarımı aynı sevgiyle kucaklıyorum.

Haberin Devamıadv-arrow
Haberin Devamıadv-arrow

Davul çalmak süregelen kariyerin içerisinde sürekli temas halinde olmayı gerektiriyor. Birçok topluluğun bünyesinde yer alıyorsunuz. Birden fazla grubun bünyesinde yer almanın kendi içerisinde ne gibi zorlukları var?

L.S.: En büyük zorluklar çakışan sahne tarihlerim oluyordu. Onun dışında çok farklı tarzları aynı anda icra ediyordum. Örneğin bir tarafta çılgınlar gibi metal çalarken diğer yanda ünlü opera sanatçılarıyla eski Türk müzikleri ve tangolarına yeniden ruh veriyorduk. Her müzik tarzının kendi içinde tuşesi, dinamikler, nüansları farklıdır ve bunları dengeleyebilip farklı tarzları yasadığım ortamlarda bulunmak bana son derece haz veriyordu. Ama bir yandan da teknik açıdan yeterliliği sağlamak için çalışma süreçleri hayli zordu diyebilirim.

Yakın gerçekte ilgililerle buluşacak yeni projeleriniz, çalışmalarınız var mı?

L.S.: Yakın gelecekte başlayacak olan HLAG Türkiye 2022 için çalışmalarımı başlattım, bunun yanı sıra bireysel olarak bugüne dek yaptıklarımdan hayli farklı iki projem var ama şuan ne yazık ki onlar halkında detay veremiyorum.

Son olarak söyleşimizin okurlarına ne söylemek istersiniz?

L.S.: Öncelikle çok keyif aldım çok teşekkür ederim bu güzel sorular için. Sayenizde tüm davul serüvenim film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Bu söyleşiyi okuyan tüm dostlarımıza sunu diyebilirim, lütfen içinizde duyduğunuz sese kulak verin, o size bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Onu duyumsayın, gerçekte kim olduğunuzu tanımaya başlayın ve yolunuzu çizin. Sonrasında ise hayallerinizin peşinden gitmeyin, hayallerinizin peşinden koşmaya başlayın. Çünkü hayat böyle çok daha anlamlı ve güzel!