hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Uğur Hakan Hacıoğlu Uğur Hakan Hacıoğlu

    Sessiz Bir Veda: Charlie Watts 

    27.08.2021 Cuma | 15:38Son Güncelleme:

    Yaşamın mutlak sonucu olarak kader ve fırsatlar bizleri bazı anlarda bir seçim yapma zorunluluğunda bırakır. Yapılacak seçim hayatımızın geri kalanını etkilemekle birlikte hayallerimizi, yolumuzu, sevdiklerimizi hatta bizi değiştirebilir.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Charlie Watts değişim ve hayallerini, fırsat ve kaderiyle bir arada misafir edip kendi hayatını yaşamış biriydi. Rock’n Roll çaldı, Caz müziği sevdi. Sakin, neşeli ve disiplinli bir müzisyendi. Hayat ona kaderini ve fırsatını aynı anda sundu. Seçim yaptığında da Rolling Stones ile sahnedeydi.  

    2 Haziran 1942’de Londra’nın kuzey batısındaki Wembley’de doğan ve II. Dünya Savaşı sebebiyle Kingsbury banliyösünde büyüyen Charlie Watts müzikle erken yaşlarda tanıştı. Savaş sonrası süreçte ilk pikabıyla o yıllarda dünyada yankı uyandıran Caz, Swing ve Bebop türlerinde plaklar dinlemeye başladı.  

    Gün geçtikçe dinlediği şarkıları analiz etmeye ve kendi stilini oluşturmaya başlamıştı. Bir gün sahneye çıkmanın hayalini kuruyordu. Jelly Roll Morton, Johnny Dodds, Charlie Parker ve Dizzy Gillespie plaklarını dinlemek için sürekli para biriktiriyordu. 1957 yılında gösterime giren “Başarının Tatlı Kokusu” filmini sinemada izlerken filmde davul çalan Chico Hamilton’ı gördükten sonra onun hayranı olup davula ayrı bir ilgi duymaya başladı.   

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dergiler, plaklar ve gazete haberlerinden araştırarak kendi stilini yavaş yavaş oluşturdu. Evindeki malzemelerle yaptığı ilk amatör davuluna da Chico Hamilton’a duyduğu saygıdan dolayı “Chico” adını vermişti. Max Roach, Art Blakey, Philly Joe Jones ve Elvin Jones gibi isimler davulda gözlemlediği, takip ettiği diğer isimler olmuştu.  

    1961 yılında yerel barlarda Caz orkestraları ile sahne almaya başladı. Bir yıl sonra Blues Incorporated topluluğunda yer alan Alexis Korner tarafından keşfedildi. Yeni dönemde Jimmy Reed, Howlin' Wolf ve Muddy Waters'ın plaklarını dinledi.

    Earl Phillips, Fred Below ve Elgin Evans gibi usta Chicago Blues davulcularının tarzını yansıtan minimal ritimleri kendi stiline uyarladı. 
    Bir süre Blues Incorporated ile sahne alan Charlie Watts daha sonra önemli bir kararın eşiğine gelmişti. Bir gün Brian Jones ona bir teklif getirdi.

    Bu teklif onun için sadece bir fırsat değil kaderinin ve geleceğinin tamamen değişmesine sebep olacak bir yol ayrımıydı.  
    Rolling Stones topluluğu, davulcusu Tony Chapman’ın ayrılması sonrası yeni bir davulcu arıyordu. Brian Jones aracılığıyla Charlie Watts ile tanışan topluluk yeni yol arkadaşını bulmuştu.  

    1963 yılında topluluğa katılan Charlie Watts minimal, sade ve kontrollü davul vuruşlarıyla içindeki Caz ilgisini asla gizlemedi. Yıllar sonra “Bateri sololarını sevmiyorum. Bunu yapanları takdir ediyorum fakat davulun müziğe eşlik etmesini tercih ederim” diyerek bireysel müziğindeki yaklaşıma dair ipuçları vermişti. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rolling Stones topluluğunda Charlie Watts’ın müzikal anlamda en çok uyum sağladığı isimlerden biri Ian Stewart olmuştu. Fakat o da toplulukla arasındaki görüş ayrılıkları sebebiyle kısa süre içinde ayrılmıştı. Fakat 1970’lerin sonunda Chris Farlowe, Zoot Money ve Jack Bruce gibi isimlerin de belirli aralıklarla yer aldığı Rocket 88 topluluğunda Charlie Watts ile Ian Stewart yeniden bir araya gelmişti. 

    1980’li yıllarda Rolling Stones ile dünya çapında tanınan bir müzisyen olsa da çocukluğundan beri kurduğu hayallerinden asla kopamamıştı. Charlie Watts Orkestrası adıyla kendi orkestrasını kurdu ve orkestrasıyla birlikte konser kayıtlarından oluşan “Live at Fulham Town Hall” albümünü yayınladı. 32 kişiden oluşan orkestrada Danny Moss, Bobby Wellins,

    Don Weller, Stan Tracey, Courtney Pine, Jack Bruce ve Alan Skidmore gibi isimler yer alıyordu. Rolling Stones ise arkadaşlarını bu projede yalnız bırakmadı. Çocukluk hayalini gerçekleştirirken Mick Jagger ve Keith Richards dostları Charlie Watts’a destek oldu. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Muzip tebessümüyle en coşkulu konserlerde bile sakinliğini koruyup her zaman işine odaklanan Charlie Watts belki de tek istisna olarak 1966’da “Paint It, Black” şarkısında davuluyla ön plana çıkmıştı.

    Charlie Watts, Rolling Stones tarihine adını yazdırırken hem iyi bir kariyer yaşamış hem de hayallerinden vazgeçmemişti. Charlie Watts, Rock müzik tarihinin en önemli davulcularından biri olarak bilinse de Caz müziğe olan sevgisini hiç yitirmedi. Geçtiğimiz günlerde sakin ama neşeli gülümsemesiyle bagetlerini bırakıp aramızdan ayrıldı.