Canlı Yayın
Uğur Hakan Hacıoğlu
Doğadan gelen insanın giderek toplumsal ve bireysel olarak doğadan uzaklaşması da asıl ait olduğu unsura sırt çevirmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü insanın ruhu reddedilemeyecek biçimde doğa ile uyumlu ve doğaya bağımlıdır.
Teknik imkanların yeni yüzyıl içerisinde gelişimi müziğin hızlı üretimi ve tüketimi arasında yine hızlı bir döngüyü de beraberinde getirmiştir. Bu döngü hızının içinde üreticiler de bazen duraksamayı, gözlemi, açık duyuları ve algı molalarını azaltmak zorunda kalmaktadır. Bu da teknik ile ahenk arasında sağlanabilecek değerli bir uyumun ulaşabilir olmasına engel olmaktadır.
Çocukluğundan beri müziğin gizemli yönlerini keşfetme dürtüsünü içinde diri tutan Unrelica, yüzyılın başından beri müzikal kariyerinde çeşitli topluluk ve projelerle üretim hayatını sürdürdü. Müzikal kariyeri boyunca müziğin içindeki bilinmezliği keşfetme yönünü pekiştirerek zaman içinde akademik çalışmalara girip solo kariyerine odaklandı. Aynı süre zarfında Müzikoloji okumaya ve Kent, Popüler Kültür ve Karnavalesk alanında yüksek lisans yapmaya başladı. Bu sürecin devamında da müzik, ahenk ve teknik arasında uyumu fark etti. Bu durum bireysel yalnızlıkların giderek arttığı pandemi ve karantina sürecinde sanatçının doğanın sesleri, doğal sesler ve teknik seslerin doğru vokal sesleriyle beslenmesi ile “Heaven Has Come” albümünü tamamlamasını sağladı. Kariyerinin ilk bireysel albümü olma özelliği olan bu çalışma Tamar Records üzerinden ve GRGDN Müzik desteğiyle tüm dijital platformlar aracılığıyla dinleyici ile buluştu.
Albümü kişisel ve prematüre kıyametlerimize kaldırılan bir kadeh olarak tanımlayan Unrelica; kutsal emanet, yadigar ya da kalıntı gibi anlamlara gelen ‘’relic’’ kelimesini olumsuzlayarak oluşturduğu ismini, müziği için de bir tanım olarak görüyor. Albüm ortaya çıkış sürecinde de Burcu Güler, Cüneyt Cansever, Zeynep Köken, Burak Ataş, Gizem Akkoyunoğlu ve Nur Ural gibi isimlerin emeği bulunuyor.
Bireyin duygusal çöküşleri, yükselişleri ve yansımalarının aktarıldığı çalışmada doğa ve insan arasında ahenk ince bir titizlikle işlenmiş, doğal sesler ile insanın duygularının vokaller aracılığıyla aktarılması albümü dinleme hususunda keşif hazırlığında olanlara önemli bir motivasyon sağlamıştır.
“Heaven Has Come” albümü aktarımı, mesajları ve içindekilerle duyularına, hislerine ve sorgularına odaklanmak isteyen insanlar için önerilecek bir çalışma olarak son dönemin dikkat çeken çalışmaları arasında yer alıyor.
Doğaya, uyuma ve ahenge…
Doğadan gelen insanın giderek toplumsal ve bireysel olarak doğadan uzaklaşması da asıl ait olduğu unsura sırt çevirmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü insanın ruhu reddedilemeyecek biçimde doğa ile uyumlu ve doğaya bağımlıdır.
Teknik imkanların yeni yüzyıl içerisinde gelişimi müziğin hızlı üretimi ve tüketimi arasında yine hızlı bir döngüyü de beraberinde getirmiştir. Bu döngü hızının içinde üreticiler de bazen duraksamayı, gözlemi, açık duyuları ve algı molalarını azaltmak zorunda kalmaktadır. Bu da teknik ile ahenk arasında sağlanabilecek değerli bir uyumun ulaşabilir olmasına engel olmaktadır.
Çocukluğundan beri müziğin gizemli yönlerini keşfetme dürtüsünü içinde diri tutan Unrelica, yüzyılın başından beri müzikal kariyerinde çeşitli topluluk ve projelerle üretim hayatını sürdürdü. Müzikal kariyeri boyunca müziğin içindeki bilinmezliği keşfetme yönünü pekiştirerek zaman içinde akademik çalışmalara girip solo kariyerine odaklandı. Aynı süre zarfında Müzikoloji okumaya ve Kent, Popüler Kültür ve Karnavalesk alanında yüksek lisans yapmaya başladı. Bu sürecin devamında da müzik, ahenk ve teknik arasında uyumu fark etti. Bu durum bireysel yalnızlıkların giderek arttığı pandemi ve karantina sürecinde sanatçının doğanın sesleri, doğal sesler ve teknik seslerin doğru vokal sesleriyle beslenmesi ile “Heaven Has Come” albümünü tamamlamasını sağladı. Kariyerinin ilk bireysel albümü olma özelliği olan bu çalışma Tamar Records üzerinden ve GRGDN Müzik desteğiyle tüm dijital platformlar aracılığıyla dinleyici ile buluştu.
Albümü kişisel ve prematüre kıyametlerimize kaldırılan bir kadeh olarak tanımlayan Unrelica; kutsal emanet, yadigar ya da kalıntı gibi anlamlara gelen ‘’relic’’ kelimesini olumsuzlayarak oluşturduğu ismini, müziği için de bir tanım olarak görüyor. Albüm ortaya çıkış sürecinde de Burcu Güler, Cüneyt Cansever, Zeynep Köken, Burak Ataş, Gizem Akkoyunoğlu ve Nur Ural gibi isimlerin emeği bulunuyor.
Bireyin duygusal çöküşleri, yükselişleri ve yansımalarının aktarıldığı çalışmada doğa ve insan arasında ahenk ince bir titizlikle işlenmiş, doğal sesler ile insanın duygularının vokaller aracılığıyla aktarılması albümü dinleme hususunda keşif hazırlığında olanlara önemli bir motivasyon sağlamıştır.
“Heaven Has Come” albümü aktarımı, mesajları ve içindekilerle duyularına, hislerine ve sorgularına odaklanmak isteyen insanlar için önerilecek bir çalışma olarak son dönemin dikkat çeken çalışmaları arasında yer alıyor.
Doğaya, uyuma ve ahenge…
SON DAKİKA
