hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Vedat Karabulut Vedat Karabulut

    Karantina günlerinde teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor

    05.10.2021 Salı | 11:15Son Güncelleme:

    Gelişen her teknoloji hayatımıza bir yenilik, bir rahatlık getirip belki de bir iş kapısı açtı. Filmlere konu olan yapay zekalar, bütün işlerin robotlarla yapılacağı günler veya aramıza girecek olan insan görünümündeki robotlar hep hayalimiz oldu. 2000'li yıllardan bu yana teknolojik gelişmelerin devrim niteliğinde ilerlediğine tanık oluyoruz. Bugünlerde ise teknolojinin sunduğu çeşitli imkanlara şükrediyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Peki, bu yaşadığımız dünya insan ilişkilerini nasıl etkiliyor? Zaman ve mekan algılarımız nasıl etkileniyor? Evlerle birlikte sanal dünyaya hapsolmuş bu insanoğlunu gelecekte neler bekliyor? İnsanoğlu hem manen hem de madden bu kurgu dünyasının neresinde yer alabilecek? Amacım, bu soruları sorarak dijital dünya olarak adlandırdığımız internet, cep telefonları, bilgisayar gibi ürünlerin insanların hayatlarını nasıl değiştirdiğine açıklık getirmek.

    Teknoloji Hayatımızı Kolaylaştırıyor Mu?

    Evet, kimse günün birinde hepimizin evlere kapanmak zorunda kalacağını ve her şeyin dijital dünya üzerinden yapılabileceğini düşünemezdi, değil mi? Tarihe tanıklık ettiğimiz bugünlerde sosyal medya, e-ticaret, online hizmetler hepimizin kolayına geliyor ve "iyi ki varmış internet denen şey" diyoruz. Mesela markete gitmekten bile kaçındığımız şu günlerde sanal marketler ve online alışveriş siteleri imdadımıza yetişiyor. Aynı şekilde karantina günleri başladığından beri ekonomik dinamikleri dengede tutan iş dünyası da tamamen dijital ortama taşınmış durumda. Özellikle toplantılar, önemli görüşmeler gibi birçok iş Teams veya Zoom uygulamaları üzerinden gerçekleştiriliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sanal Dünya ve Sanal Gerçeklikler

    Sanal dediğimiz kavram, fiilen mevcut olmayan ama varmış gibi görülen, hissedilen anlamındadır. Sanal gerçeklik de sanal dünya içerisinde bulunan, aslında gerçekleşmeyen ama gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi muhtemelmiş gibi görünen olay yada olgulardır. Mesela biraz önce bahsetmiş olduğum iş dünyasında yapılan telekonferanslarla iş yerinde bulunmuş gibi olma durumu, online olarak koridorlarında gezebildiğimiz müzeler gibi oturduğumuz yerden bilgisayar üzerinden girilen bütün ortamlar sanal gerçeklik örneği sayılabilir.

    Bütün bu gelişmeler kişilerin olaylarla olan zaman, mekan, fiziksel varlık ve coğrafi anlamda bağlarının kopmasına neden olabilir. Aynı şekilde tüm dünyada bağımlılık haline gelen ve gittikçe yayılan dijital bilgisayar oyunları, başta gençler ve çocukları, devamında da yetişkinleri olumlu/olumsuz etkileyebiliyor. 7/24 oynanabilen bu oyunlarda kişilerin gerçeklik ve zaman algıları, oyunun içindeki zaman ve gerçeklikle değişiyor. Bu tür oyunların kişilerde bağımlılık yaratmasının sebebi de aslında bu gerçeklik algısının bozulmasına dayanıyor. Çoğunun şiddet içerikli olması bağımlı şekilde oyun oynayan kişiler için büyük bir tehdit unsuru oluşturuyor. Dolayısıyla kitlesel yayılım anlamında düşündüğümüzde savaşmaya ve şiddete meyilli bir toplum ortaya çıkabiliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İş Dünyasının Dijital Geleceği

    İş dünyasına gelecek olursak bütün iş gücünün sanal dünya üzerinden gerçekleşmesiyle zamanla iş yeri veya ofis kavramının kalmayacağını, insanların dünyanın dört bir yanından aynı işte çalışabileceğini, hatta zamanla insan iş gücü gerektiren birçok işin yapay zekalar ve otomatik data girebilen, veri toplayabilen bilgisayarlar tarafından yapılabileceği öngörülüyor.

    Bu öngörüler çok eskiden beri 2000'li, hatta özellikle 2020'li yıllar için yapılıyordu. Elbette günümüzde yaşadıklarımızla öngörülerin çok da haksız olmadığını söyleyebiliriz. Mesela e-maille başlayan yolculuk e-ticaretle devam ediyor. Yakın zamanlarda bunlara e-iş, e-banka, e-hastane gibi kavramların eklenmesi de söz konusu olabilir. Tabii bunun artısı sabah 8 akşam 5 ya da sabah 9 akşam 6 gibi klasik mesai saatleri kavramlarını bırakmak ve gittikçe kalabalıklaşan şehirlerde zaman ve trafik sorununu ortadan kaldırmak oluyor. Ulusal ölçekteki kurumsal firmalar şimdiden böyle sistemlere geçti bile. Ancak burada insan gücü kaybının işsizlik problemini artırabileceği gerçeği de gözler önüne seriliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dijital Dünyanın Getirdiği Sosyal Sorunlar ve Psikolojik Etkiler

    Dijital dünyanın hayatımıza kattığı kolaylıkların yanı sıra beraberinde getirdiği sosyal sorunlar da birtakım psikolojik etkilere neden olabiliyor. Özellikle oyunlar, interaktif sohbetler veya sosyal medya kullanımı psikolojik olarak genç kuşakları fazlasıyla etkileyebiliyor. Bir süre sonra 5G hızıyla bağlanabileceğimiz tüm sosyal mecralarda aslında olan değil de olmasını istediğimiz veya dış dünyaya yansıtmak istediğimiz bir hayatı yaşamaya başlıyoruz. Yani sanal kişilikler oluşmaya başlıyor ve kişiler gerçek kişilikleri ile sanal kişilikleri arasında bir mücadeleye başlıyorlar. Sosyal medya üzerinden tanışan, evlenen, tacize maruz kalan, aldatılan, dolandırıcılar tarafından tüm birikimini kaybeden, hatta daha ileri gidecek olursak cinayet işleyen ya da cinayete kurban giden insanlar gibi birçok örneğe tanıklık ediyoruz.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kısacası; içinde bulunduğumuz bilgi çağında bir yandan eşi benzeri bulunmayan nice imkanlar sunan internet, denetlenemediği için bilinçsiz kullanıcılar veya kitleler açısından önemli bir tehdit de oluşturabiliyor. Çağımızın kendi kendine ürettiği bu tüketim toplumunda dijital dünyayı kendi benliğimizden ve toplumsal değerlerimizden uzaklaşmadan, bilinçli bir şekilde kullanmamız gerekiyor.

    Sağlıkla ve Sevgiyle kalın,

    3 KURALI LÜTFEN UNUTMAYIN! MASKE – MESAFE – TEMİZLİK