hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Vedat Karabulut Vedat Karabulut

    Sosyal Medyanın Acımasız ve Garip Yüzü: Linç Kültürü!

    09.06.2021 Çarşamba | 09:31Son Güncelleme:

    Sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Gerek bilgisayarda gerek akıllı telefonlarda, saatlerimizi Instagram, Twitter, Facebook, TikTok gibi sosyal mecralarda geçiriyoruz. Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri arttıkça olumsuz etkileri de artıyor. "Sosyal medya şiddeti" olarak da tanımlayabileceğim "linç kültürü" öyle çılgın bir boyuta geldi ki, milyonlarca takipçisi olan ünlü bir kişi de, sıradan bir insan da linç kurbanı olabiliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kim, Kimi, Neden Linç Ediyor?

    Linç kültürünü bir cehalet aktivitesi olarak tanımlamakta bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Linç dediğimiz olguya okumuşumuz da, cahilimiz de katılıyor maalesef. İşin en ilginç yanı, ortada bir linç varsa olayı araştırmadan ve detayına inmeden biz de direkt olarak konuya giriyoruz. Asla ne olduğunu, ne yaşandığını öğrenmeye çalışmıyoruz.

    İnsanların açığını arayıp mutlu olmaya çalışanların, yalnızca ana başlığı ya da minik bir açıklamayı okuyup detaya inmeden yorum yapanların sayısı o kadar çok ki... Hepimiz her an haksız bir lincin kurbanı olabiliriz. Her ne kadar millet olarak bir konuyu derinlemesine okumayı ve araştırmayı sevmediğimizden hemen yargıda bulunma eğiliminde olsak da, bir linç gördüğümüzde durup nefes almakta fayda var. Çünkü bu linci başlatanlar:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    l a) Kötü niyetli olabilir.

    l b) Olayın detayını öğrenmeden minik bir detay üzerinden çok alakasız çıkarımlarda bulunabilir.

    l c) Cehalet ya da düşük zekanın sebep olduğu bir linç yaratabilirler.

    Olumsuz Sonuçları Tahminimizden de Öteye Gidebilir

    "Aman canım, herkes konuşuyor, ben de bir şeyler söyleyeyim!" yaklaşımıyla haksız bir linç zincirinin halkası olmak, düşündüğünüzden çok daha olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Mizah başlığı altında dalga geçme temalı linç dalgaları, gençlerin öz güvenlerini yerle bir edebilir. Dış görünüşe ve özel hayata dair yorumlar, lince uğrayan kişinin hayatını mahvedebilir. İftiraya uğrayan bir yetişkin, bu durumu kaldıramayabilir ve intihara kalkışabilir. Bu yüzden yazdığınız bir yorum, 280 karakterden çok daha öte bir anlam taşıyor ve çok daha büyük bir sorumluluk yüklüyor omuzlarınıza.

    Yakın Tarihin Haksız Linçlerine Bir Göz Atalım İsterseniz

     

    - Kadıköy'deki doktorun başına gelenleri hatırlıyor musunuz? Faili olmadığı bir taciz yüzünden önce sosyal medyadan linç edildi ve kimliği ifşa edildi. Daha sonra dayak kurbanı oldu. Halbuki kendisinin olayla bir alakası yoktu. Beklemiyoruz, araştırmıyoruz, maalesef millet olarak direkt yargılıyoruz.

    - Sosyal Medya’da işi ile ilgili bilgi veren ve zaman zaman fotoğraf paylaşan, bana göre başarılı bir Avukat Hanım bir fotoğrafını paylaşıyor. Buraya kadar her şey normal.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Devam edelim...

    Fotograf ve ortam gayet güzel. Ne yazık ki, sonrasında hoş olmayan bir yorum geliyor :

    “ Orda bi göbiş mi var” tarzı bir ifade.

    Bunu da yazan maalesef bir Kadın. Kendince ilgi çekmeye çalışıyor olabilir, cehalet olabilir, kıskançlık olabilir. Olabilir de olabilir...!

    Yorum yapan hanımefendinin “hipermetropi” olduğunu yemin edebilirim ama ispatlayamam J

    Gerçekten bir sürü tuhaf insan var.

    - Hatırlar mısınız, bilmem ama... İzmir'de 2015 yılında inşaattaki işinden dönerken toplu taşımada kitap okuyan Ali Uçar, bir vatandaş tarafından gizlice fotoğraflanmış ve fotoğrafı, “Entel olacağım, kız tavlayacağım diye kendini yırtan izban kekosu, terliklerine bayıldım” ifadeleriyle sosyal medyada paylaşılmıştı.

    Aradan geçen yılların ardından Ali Uçar, yazar oldu. Tebrik ederim, başarılar dilerim.

    Sevgisiz Büyüyenlerin Başlattığı Zincire Bir Halka Olmayın!

    Yukarıda da vurguladığım gibi linç dediğimiz şey, sizin attığınız Sosyal Medya’nın toplam karakter sayısından çok daha büyük durumlara sebep olabiliyor. Depresyon, dayak, ölüm, intihar, öz güven kaybı ve daha neler neler! O yüzden öncelikle başkalarına saygı duymamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Daha sonra bir konu hakkında yorum yapmadan önce o konuyla ilgili derinlemesine araştırma yapmalıyız. Ayrıca hiç kimseyi takip etmek de zorunda değiliz! Eğer sevmiyorsak ve sinirlerimizi bozuyorsa takipten çıkabiliriz. Sosyal medyanın hayatımızı bu kadar olumsuz etkilemesine izin vermeyelim lütfen.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sağlıkla ve Sevgiyle kalın,  

    Vedat Karabulut

    3 KURALI LÜTFEN UNUTMAYIN! MASKE – MESAFE – TEMİZLİK