Canlı Yayın
Nevşin Mengü
Önce 17'sinde bir dalga sonra 25'inde. Kutu kutu milyonlar var, para sayma makinaları var, İran'a giden çil çil altınlar var, kıyakla vatandaş yapılanlar var dendi. Belgeler , fotoğraflar ortalara saçıldı. Başbakan'ın oğlu da ifadeye çağırıldı dendi. Ağzımız açık, olanı biteni izlerken, "one minut" geldi. Komplo dendi, paralel dendi. Emniyet hallaç pamuğu, o müdür buraya, o şube müdürü öte tarafa atandı gitti.
Kim neye paralel anlamaya çalışırken, tır durduruldu, Suriye sınırında. Savcı arayın dedi, vali aramayın. Jandarma tıra dokunmadı. Saldılar gitti içinde ne olduğu belirsiz tırı. Sınırı geçti mi, döndü mü, onu bile tam anlayamadık.
Savcılar hakimler açıklama yaptı, açıklama müsteşar yedi. Mükemmel fırtınada Karadeniz takası gibi, bir sağa yattı memleket bir sola. Taka ha ortadan kırıldı, ha kırılacak derken. Bütün bu saydığım olan biten bir kalemde, bir açıklamada unutuldu.
"Meğer kumpasmış" dendi, "darbeci olan ordu değilmiş de paralelmiş" tezi aldı yürüdü. Siyasiler yıllardır içeride yatanlara döndü "pardon birader hata oldu, sen suçsuzmuşsun, gel icabında biz seni bir formül bulup yeniden yargılayalım, eski bedbaht günleri unutalım el sıkışalım" dedi.
Memleket memleket değil, poker masası sanki. Blöf yapanlar, görenler, arttıranlar, rölansta bekleyenler, all-in diyenler.
Ha derseniz bütün bunlardan ne çıktı, inanması güç ama yine, yeniden vekillere, evet milletvekillerine iltimas çıktı. 6 ocak pazartesi günü milletvekilleri bir anayasa değişikliği maddesi hazırladı. Madde de madde ama, öyle nakış gibi işlenmiş, öyle de hukukun kenarından dolaşılmış. Deha vekillerimizin istediği değişiklik sevgili okur şunu diyor: "suç işleyen milletvekilinin tutulması, sorgulanması, tutuklanması ve yargılanması Meclis'te ancak gizli oy ve nitelikli çoğunlukla mümkün olabilecek." Ben demedim, bu cümleyi birebir AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop kullandı.
Vakti zamanında, siyasi partilerinin topunun seçim vaadiydi milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması. Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olacak, suç işleyen, yolsuzluk yapan mesela, vekilin gözünün yaşına bakılmayacaktı. Tam tersi oldu şimdi iyi mi?
Sayın okur eğer vekilsen, bu değişiklik yapılır yapılmaz, işleyeceksen, durma suç işle. Sıra arkadaşlarının 3'te 2'sinin senin yargılanmana izin vermesi çok düşük olasılık. Hem Türkiye'de bugün bana yarın sana ilkesi var değil mi? Mahkemeye karşı koskoca TBMM var arkanda, hey yavrum hey! Seni artık kesseler acımaz sayın vekilim, durma yola devam.
Ve biz vekil olmayan vekiller için meselenin özeti: meşhur "Ayten" gibi; milletvekillerine "oh ne ala Mualla", elveda Türkiye'de yargı organı ve kuvvetler ayrılığı
Önce 17'sinde bir dalga sonra 25'inde. Kutu kutu milyonlar var, para sayma makinaları var, İran'a giden çil çil altınlar var, kıyakla vatandaş yapılanlar var dendi. Belgeler , fotoğraflar ortalara saçıldı. Başbakan'ın oğlu da ifadeye çağırıldı dendi. Ağzımız açık, olanı biteni izlerken, "one minut" geldi. Komplo dendi, paralel dendi. Emniyet hallaç pamuğu, o müdür buraya, o şube müdürü öte tarafa atandı gitti.
Kim neye paralel anlamaya çalışırken, tır durduruldu, Suriye sınırında. Savcı arayın dedi, vali aramayın. Jandarma tıra dokunmadı. Saldılar gitti içinde ne olduğu belirsiz tırı. Sınırı geçti mi, döndü mü, onu bile tam anlayamadık.
Savcılar hakimler açıklama yaptı, açıklama müsteşar yedi. Mükemmel fırtınada Karadeniz takası gibi, bir sağa yattı memleket bir sola. Taka ha ortadan kırıldı, ha kırılacak derken. Bütün bu saydığım olan biten bir kalemde, bir açıklamada unutuldu.
"Meğer kumpasmış" dendi, "darbeci olan ordu değilmiş de paralelmiş" tezi aldı yürüdü. Siyasiler yıllardır içeride yatanlara döndü "pardon birader hata oldu, sen suçsuzmuşsun, gel icabında biz seni bir formül bulup yeniden yargılayalım, eski bedbaht günleri unutalım el sıkışalım" dedi.
Memleket memleket değil, poker masası sanki. Blöf yapanlar, görenler, arttıranlar, rölansta bekleyenler, all-in diyenler.
Ha derseniz bütün bunlardan ne çıktı, inanması güç ama yine, yeniden vekillere, evet milletvekillerine iltimas çıktı. 6 ocak pazartesi günü milletvekilleri bir anayasa değişikliği maddesi hazırladı. Madde de madde ama, öyle nakış gibi işlenmiş, öyle de hukukun kenarından dolaşılmış. Deha vekillerimizin istediği değişiklik sevgili okur şunu diyor: "suç işleyen milletvekilinin tutulması, sorgulanması, tutuklanması ve yargılanması Meclis'te ancak gizli oy ve nitelikli çoğunlukla mümkün olabilecek." Ben demedim, bu cümleyi birebir AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop kullandı.
Vakti zamanında, siyasi partilerinin topunun seçim vaadiydi milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması. Dokunulmazlık sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olacak, suç işleyen, yolsuzluk yapan mesela, vekilin gözünün yaşına bakılmayacaktı. Tam tersi oldu şimdi iyi mi?
Sayın okur eğer vekilsen, bu değişiklik yapılır yapılmaz, işleyeceksen, durma suç işle. Sıra arkadaşlarının 3'te 2'sinin senin yargılanmana izin vermesi çok düşük olasılık. Hem Türkiye'de bugün bana yarın sana ilkesi var değil mi? Mahkemeye karşı koskoca TBMM var arkanda, hey yavrum hey! Seni artık kesseler acımaz sayın vekilim, durma yola devam.
Ve biz vekil olmayan vekiller için meselenin özeti: meşhur "Ayten" gibi; milletvekillerine "oh ne ala Mualla", elveda Türkiye'de yargı organı ve kuvvetler ayrılığı
SON DAKİKA
